|

Kadın öğretmenlerin çalışma hayatı

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kadın öğretmenlerin iş-aile hayatının uyumlu hâle getirilmesi için uygulanacak politikaların, gelecek nesillerin yetiştirilmesi açısından taşıdığı önem kadar ailenin güçlendirilmesi için de elzem olduğunu söyledi.

12:41 - 7/03/2020 Cumartesi
Güncelleme: 13:05 - 7/03/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Kadın öğretmenlerin çalışma hayatıyla ilgili toplantı düzenlendi.
Kadın öğretmenlerin çalışma hayatıyla ilgili toplantı düzenlendi.
İnsanın, kişiliğini inşa etmeye yönelik en büyük eylemi olan eğitimi, insanların birbirleriyle ilişkisinden, iletişiminden ve etkileşiminden beslenen akli süreçlerin hâkim olduğu ve ahlaki sonuçların hedeflendiği faaliyetler bütünü olarak kabul ettiklerini ifade eden Yalçın,
İnsana, dünyaya ve hayata dair her işe, olguya, işleyişe ve ilişkiye yön veren, yöntem ve içerik oluşturan süreç ve sonuçların her biri ya doğrudan ya da dolaylı olarak eğitimin ürünü ve birikimidir. Eğitimi, tam da bu yüzden hem bilim hem de hizmet noktasında vazgeçilemez, ertelenemez, yok sayılamaz, devre dışı bırakılamaz, alternatifi oluşturulamaz konumda görüyoruz. Eğitimde geriye düşenin ahlakta, adalette zirveye ulaşması; bilimde öne çıkması, teknolojide önde olması, ekonomik ve diplomatik düzlemde fark oluşturması imkânsız hedef hükmündedir. Öğretmenlik, bu durumun da etkisiyle insanlığın en kadim ve önemli meslekleri arasında yer almaktadır” dedi.

Katılımcıların çoğunluğu kadın olmanın meslek açısından avantaj sağladığını düşünüyor

Araştırmada katılımcıların çoğunluğunun, kadın olmanın meslek açısından avantaj sağladığını düşündüğünü belirten Yalçın, şöyle devam etti:

“Katılımcılara göre kadın olmak, öğretmenlik mesleğine anaçlık, şefkat, duygusallık, empati, detaycılık, özveri, adanmışlık, öğrenci ve veli ile daha iyi iletişim kurma gibi birtakım artı değer katmaktadır. Araştırma kapsamında katılımcıların işe ilişkin zorlayıcı faktörler olarak belirttikleri en önemli hususlar şu şekilde sıralanabilir: Öğrenci disiplinsizliği (zorlayıcı olarak gören katılımcıların oranı yüzde 81), ders dışı iş yükü (yüzde 77), maaş seviyesi (yüzde 77), veli ilgisizliği veya baskısı (yüzde 67) ve ortalama sınıf mevcudu (yüzde 63).”

Yalçın, iş-aile uyumu açısından kadın öğretmenlerin yüzde 54’ünün hem ev hem de iş sorumluluklarını üstlenmelerinin kendilerini yıprattığını ifade ettiklerini dile getirdi.

Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, raporun, kadın öğretmenlerin ve yöneticilerin çalışma hayatındaki durumlarının daha iyi noktalara taşınması amacına hizmet etmesi temennisinde bulunarak, şunları söyledi: “Bu bağlamda, kadın öğretmenlerin çalışma hayatındaki durumlarının geliştirilmesi ile aile ve toplumsal yapımızın güçlenmesi bakımından son derece önemli bir hedef olan iş-aile yaşamı dengesinin sağlanması için uygulanabilecek politikalara katkı sağlanmasının amaçlandığı bu çalışmanın, bundan sonra yapılacak benzer çalışmalar için de faydalı olacağı kanaatindeyim. Eğitim sektöründe kadın öğretmenlerin sayısının önümüzdeki dönemde de artacağı öngörüldüğünde, kadın öğretmenlerin taleplerine cevap vermeyen politikaların revize edilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kadın öğretmenlerin iş-aile uyumunu artırmaya ve çalışma hayatında karşılaştıkları sorunları çözmeye yönelik başarılı politika ve uygulamalar küresel düzeyde de izlenmelidir.”

#Eğitim-Bir-Sen
#Memur-Sen
#Öğretmen
4 yıl önce