|

Kafes planı iddianamesi kabul edildi

Kafes planı davasının iddianamesi kabul edildi. İlk duruşma, 15 Haziran'da 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak.

Yeni Şafak
00:00 - 19/03/2010 Cuma
Güncelleme: 13:19 - 19/03/2010 Cuma
Yeni Şafak
Kafes planı iddianamesi kabul edildi
Kafes planı iddianamesi kabul edildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen Kafes Eylem Planı soruşturmasıyla ilgili hazırlanan iddianame kabul edildi.

Davanın ilk duruşması 15 Haziran'da İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Poyrazköy ile birleştirme talebine ilişkin karar ise duruşmada verilecek.


İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcıları Murat Yönder ve Ercan Şafak tarafından 3'ü tutuklu 33 şüpheli hakkında hazırlanan 65 sayfalık iddianame ve 6 klasör ek üzerindeki incelemelerini tamamladı. 


İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince iddianamesi kabul edilen 'Kafes Eylem Planı'na ilişkin davanın duruşması, 15, 17 ve 18 Haziran 2010 tarihlerinde yapılacak.


Mahkeme, savcılığın Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin açılan dava ile bu davanın birleştirilmesi yönündeki talebini ise duruşmada karara bağlayacak.


Mahkeme, ayrıca tutuklu sanıklar Mücahit Erakyol, Levent Gülmen ve Halil Özsaraç'ın tahliye taleplerini de reddetti. 



-TENSİP TUTANAĞINA MUHALEFET ŞERHİ-

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti üyesi hakim Oktay Kuban, 'oy çokluğu' ile kabul edilen 'Kafes Eylem Planı' iddianamesinin tensip tutanağına, sanıkların askeri mahkemede yargılanması gerektiğini belirterek muhalefet şerhi koydu.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince kabul edilen iddianamenin tensip tutanağında, tutuklu sanıklar Albay Mücahit Erakyol, Albay Levent Gülmen ve Yarbay Halil Özsaraç ile tutuksuz 30 sanığın 'Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan yargılanmalarına hükmedildiği yer aldı.

Suç tarihini '30 Ekim 2009 ve öncesi' olarak gösterilen tutanakta, kabul edilen dava dosyasının, daha önce kabul edilen 'Poyrazköy'de bulunan mühimmata ilişkin' dava dosyasıyla birleştirilmesine yönelik Cumhuriyet Savcılığı talebinin duruşmada değerlendirilerek bu konuda bir karar verilmesinin daha sonra düşünülmesine hükmedildiği kaydedildi.

'Sanıklara isnat edilen suçun mahiyeti, sanıkların suçu işlediklerine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, delil durumu ve atılı suçun CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan suçlardan olmasını' göz önüne alan heyet, tutuklu sanıklar Erakyol, Gülmen ve Özsaraç'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, avukatlarınca yapılan tahliye taleplerinin reddine hükmetti.

Davayla ilgili duruşmaların 15, 17 ve 18 Haziran günü saat 10.00'da üç gün süreyle yapılmasına hükmeden heyet, iddianamede sanık olarak yer alan müşteki avukatlarına son duruşma günü olan 18 Haziran tarihli davetiyelerin yazılmasını kararlaştırdı.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde duruşma günleri tutuklu ve tutuksuz bütün sanıkların güvenliklerini tehlikeye sokabilecek hareketlere, adliye çevresinde bazı gösteriler ve taşkınlıklara karşı çok sıkı güvenlik önlemlerinin aldırılmasını ve duruşmaların ses ve görüntülü kayıt yapılan en büyük duruşma salonunda yapılmasını öngören heyet, bu konuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar verdi.


-HAKİM KUBAN'IN MUHALEFET ŞERHİ-

Mahkeme heyetinin davayla ilgili kararlarının yer aldığı tensip tutanağına, üye hakim Oktay Kuban, 'muhalefet şerhi' yazdırdı.

Hakim Kuban, 'üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair ileri sürülen delillerin hukuki niteliği ve sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olgular ile bir tutuklama nedeninin bulunmaması' nedeniyle tutuklu sanıklar Erakyol, Gülmen ve Özsaraç'ın tahliye edilmeleri gerektiği görüşünde olduğunu belirterek, sanıkların tutukluluklarının devamı yönündeki çoğunluğun görüşüne katılmadığını dile getirdi.

Hakim Kuban, Anayasa'nın 37, 142 ve 156/1. maddeleri ile CMK'nın 3 ve 4. maddelerine göre mahkemenin görev konusunun öncelikle ve özenle değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunu savunarak, 'Anayasanın 145. maddesine göre askeri mahkemelerin, asker kişilerin, askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askeri hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli olduklarını' hatırlattı.

353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesi ile Askeri Ceza Kanunu bünyesine giren suçları tanımlayan Kuban, Anayasa Mahkemesinin 21 Ocak 2010 tarihli '5918 sayılı yasa ile yapılan değişikliğin iptaline yönelik kararını' da örnek gösterdi.

Askeri Ceza Kanunu'nun 54. maddesinde, 'Vatan aleyhinde cürüm yapan asker şahıslar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 125 ile 145. maddeye kadar olan hükümler tatbik olunur' ifadesinin yer aldığını aktaran Kuban, bu madde ile yeni TCK'nın 302 ve devamı maddelerinde yer alan 'devlet güvenliğine karşı suçlar' hükümlerine atıfta bulunulduğunu belirtti.

Eski Türk Ceza Kanunu'na yapılan yollamaların yeni TCK maddelerine yapılmış sayıldığına dikkati çeken Kuban, 'Bu düzenlemeye göre, 5237 sayılı TCK'nın 302 ve devamı maddelerinde yer alan suçlar, yollama suretiyle asker kişiler açısından da askeri mahkemelerin görevine girmektedir' ifadelerini kullandı.

Yine Askeri Ceza Kanunu'nun 12 ile 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 21/2. maddelerine atıf yapan Kuban, 5271 sayılı CMK'nın genel, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu'nun ise özel bir ceza yargılama yasası olduğunu dile getirdi.

Kuban, 'Genel yasa, özel yasa uygulamasını ve önceliğini belirlemeye çalıştığımızda 5271 sayılı CMK'nın 250/3. maddesindeki istisnai düzenleme itibarıyla öğretide ve yargısal uygulamalarda öncelikle özel yasa hükümlerinin uygulanacağı kabul görmektedir. Bu düzenlemeye göre, askeri mahkemelerin görevine giren ve askeri suç kapsamında yer alan suçlar terör suçu olsa bile CMK 250. madde ile yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılamaya konu olmayacaktır' diye anlattı.


-İCRAİ HAREKETİN YOKLUĞU-

İddianamede, sanıkların terör örgütü olarak TSK içerisinde yapılanma faaliyetleri gerçekleştirdiği, TSK içerisindeki irtibatlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı ve 'Kafes Operasyonu Eylem Planı'nın Deniz Kuvvetleri bünyesinde oluşturulan bir örgütlenme olduğu' iddialarına yer verildiğini belirten Kuban, 'İddianamede sanıklar hakkında üzerlerine atılı suçun yasal unsuru olan cebir ve şiddete yönelik icrai bir hareketlerinin olduğuna dair anlatım ve iddiaların ise bulunmadığını ve sanıkların eylemlerinin TSK içerisindeki emir komuta yapılanması içerisinde kalmış olduğunu' savundu.

Hakim Kuban, 'Bu iddianameyle irtibatlı olduğu gerekçesiyle birleştirilme talep edilen diğer iki iddianamede örgüt için TSK içerisinde yapılanmanın çok önemli olduğu, örgütün TSK içinde karargah evleri olarak isimlendirilen hücre yapılanmasını oluşturduğu, başlarında asker kişilerin olduğu, bu yapının askeri liseler, harp okulları öğrencileri ile irtibata geçip askeri öğrenci ve subaylardan sempatizan ve örgüt mensubu kazandıkları, bu yolla TSK içerisinde yapılanma oluşturulduğu ve örgütün TSK içerisinde mesleki olarak başarılı olan subayları ileride üst düzey görevlere gelmeleri için örgütsel faaliyetler dışında tuttuğu'nun iddia edildiğini aktardı.

'İddianamede sanıkların üyesi oldukları örgütün TSK içerisindeki örgütlenmeyi yaşamsal değerde gördükleri, hücre yapılanması yürüttükleri, kara, deniz ve hava kuvvetlerinde birimler kurup bu birimlerin sorumluları oldukları, kara kuvvetleri içerisinde yer alan örgüt üyelerinin askeri mühimmatları değişik yerlere sakladıkları ve asker olan şahısların örgütün askeri yapılanmasında yer aldıklarının' aktarıldığını anlatan Kuban, iddianamede sanıkların ayrıca askeri mahallerde, askerlik hizmeti sırasında, aralarında askerlik görevi gereği ilişki kurarak araç, gereç ve irtibatlarının askerlik görevleri sırasında yaptıklarının anlatıldığını' da dile getirdi.

Hakim Kuban, mahkemelerin yürürlükte bulunan yasalara göre karar vermek zorunda olduğunu belirterek, muhalefet şerhini şu sözlerle noktaladı:

'Mevcut yasal düzenlemede de 5271 sayılı CMK'nın 250/3'üncü maddesinde 'bu maddede yazılı suçları işleyenlerin sıfat ve memuriyeti ne olursa olsun bu kanunla görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinde yargılanacaklarını hükme bağlayıp, aynı fıkrada Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişiler ile askeri mahkemelerin görevine ilişkin hükümleri saklı tutmasını, Anayasa'nın 145. maddesindeki düzenleme ile iddianamede sanıklara atılı suçların anlatımı birlikte değerlendirildiğinde sanıklar hakkındaki yargılamanın yürürlükte olan Anayasal ve yasal düzenleme itibarıyla Askeri Mahkemede yapılması gerektiği ve görevsizlik kararı verilmesi görüşünde olduğumdan mahkemenin kendisini görevli sayması ve duruşma hazırlığı kararı alması yönündeki çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.'


İDDİANAMEDEN;
-RAHMİ KOÇ MÜZESİ'NDEKİ DENİZALTIDA BULUNAN PATLAYICI MADDELER-

'Kafes Eylem Planı' soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, Rahmi Koç Müzesi'ndeki denizaltıda bulunan patlayıcı madde ve burada yapılması planlanan eyleme ilişkin bilgiler verildi.

İddianamenin giriş bölümünde, 'Ergenekon silahlı terör örgütü'ne yönelik bugüne kadar yapılan soruşturma sonucunda 3 ayrı dava açıldığı anımsatıldı.

Soruşturmayı başlatan ihbar ve olayların, soruşturmanın geçirdiği aşamaların kronolojik olarak anlatıldığı iddianamede, Rahmi Koç Müzesi'ndeki denizaltıda bulunan patlayıcı madde ve burada yapılması planlanan eyleme ilişkin bilgi de yer aldı.

İddianamede, 15 Aralık 2008 tarihinde 'M. Ahmet Demir' isimli kişi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen ihbar mektubunda '16 Kasım 2008 tarihinde Haliç sahilinde bulunan Rahmi Koç Müzesi'nde sergilenen askeri denizaltı içerisinde patlayıcı madde bulunduğu, görevliler tarafından olayın bildirilmesi üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığında görevli bir ekip tarafından patlayıcıların alınarak personel eğitim alanında imha edildiği, olayla ilgili adli mercilere bilgi verilmediği, sorumlularının araştırılmadığı' yönünde bilgiler bulunduğu belirtildi.

Mektup içerisinde bulunan CD'de kayıtlı patlayıcı maddelere ait olduğu iddia edilen görüntülerden yola çıkılarak olayla ilgili ayrıntılı çalışma başlatıldığı kaydedilen iddianamede, denizaltının rehberi ve müze görevlisi emekli astsubay Hasan Oğuz İşleyenel'in ifadesine yer verildi.

İddianamede, İşleyenel'in 24 Mart 2008 tarihinde Rahmi Koç Müzesi'nde denizaltı uzmanı olarak göreve başladığını, 16 Kasım 2008'de denizaltının santral dairesinde iskandil cihazı (derinlik ölçme cihazı) önünde bulunan florasan lambanın yanıp söndüğünü, lambayı değiştirmek üzereyken iskandilin üzerinde naylon bir poşet gördüğünü, poşeti açtığında içerisinde TNT kalıpları, 1,5 metre kadar fitil, 5-6 fünye olduğunu gördüğünü ifade ettiği kaydedildi.

İşleyenel'in, bunları müze müdürü Ertuğrul Duru'ya götürdüğünü, Duru'nun da Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile irtibata geçtiğini, komutanlığın bir ekip göndereceğini ve beklemelerini söylediklerini anlattığı belirtilen iddianamede, İşleyenel'in aynı gün saat 18.45 sıralarında Kurtarma Sualtı Grup Komutanlığından bir binbaşı ve iki astsubayın denizaltıya geldiklerini, gelen ekibin patlayıcı maddelerin yerini ve resimlerini çektiklerini, daha sonra da bağlı bulundukları komutanlıkla irtibata geçtiklerini ve patlayıcı maddeleri almaya karar verdiklerini, kendisinin de patlayıcı malzemeyi tutanak karşılığında teslim ettiğini, bu tutanakları müze müdürü Ertuğrul Duru'ya verdiğini' beyan ettiği anlatıldı.

Müze Müdürü Ertuğrul Duru'nun benzer ifadesine de yer verilen iddianamede, Rahmi Koç Müzesi'nde bulunan 'Uluç Ali Reis' denizaltısının 10 yıllığına Deniz Kuvvetleri Komutanlığından kiralandığı, müzede sergilendiği ve belirli ücret mukabilinde ziyarete açık olduğunun belirlendiği kaydedildi.

Ele geçen patlayıcı maddelerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığının bilgisi doğrultusunda imha edildiği, ancak olay nedeniyle herhangi bir soruşturma açılmadığının tespit edildiği bildirilen iddianamede, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığının, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında bu olayın da soruşturulduğunun bildirilmesi üzerine konuyu soruşturmaya başladığı ve 'takipsizlik kararı' verdiği anlatıldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 155 mail ihbar hattına 23 Mayıs 2009 tarihinde saat 15.06'da yapılan ihbar mailine de yer verilen iddianamede, mailde olaya ilişkin '...Kafes eylem planının amacı, ülke içerisinde çeşitli eylemler yaparak ülkede Ergenekon örgütünün hedefleri doğrultusunda kargaşa çıkarılması, Cumhuriyet mitingleri tarzında çeşitli yürüyüş ve mitinglerin organize edilmesi, basın kuruluşları aracılığıyla Ergenekon'a destek verilmesi, hükümetin yıpratılması ve gayrimüslim vatandaşlarımızın tehdit edilerek can güvenliklerinin olmadığı duygusunu aşılayarak hükümetin içeriden ve dışarıdan baskı altına alınması ve ülke gündemini değiştirerek Ergenekon davasının boşa çıkarılmasıdır. Bugüne kadar bu eylem planı dahilinde hayata geçirilen bazı eylemlerden de örnek vermek istiyorum. Kasımpaşa postanesinden Ermeni kiliselerine, gazetelere gayrimüslim vatandaşlarımızın evlerine tehdit içerikli mektupların gönderilmesi bu plan dahilinde yapılmıştır. Burada da amaç, kargaşa ve kaos çıkarmaktır. Kasımpaşa postanesinde güvenlik kameralarının olmaması burayı tercih etmelerindeki en büyük etkendir.

Ayrıca yine Kasımpaşa'da bulunan Koç Müzesi'ndeki denizaltına patlayıcılar yerleştirilmesi de yine aynı plan dahilinde yapılmış bir eylemdir. Bu plana göre 200-300 kişilik bir öğrenci grubunun müzeyi ziyaretleri esnasında patlayıcılar patlatılacak ve ortalık kan gölüne dönecekti. Tabii bunun sonunda sorumlu hükümet tutulacak, faillerin yakalanmaması insanlarımızı gerecek, bir kargaşa ortamının yaratılması sağlanacaktı. Ancak grup içerisinden bir kişinin görevini tam yapmaması ve müze görevlilerinin durumu fark etmesi bu planlarını sekteye uğrattı' ifadelerinin yer aldığı belirtildi.

İddianamede, hakkında kamu davası açılan sanık Levent Bektaş'ta bulunan dosyalarda '...Koç Müzesi'nde ziyaretçi patlaması olmalı, sıkıntı çıkmasın Bşk takip ediyor' ve 'Koç Müzesi ile ilgili malzemeler yerine konulmak üzere operatöre ulaştırıldı. Müzenin ziyaretçilerini artıralım, okullarda tanıtım reklam ve organizasyon faaliyetleri yapılarak ziyaretçi yoğunluğunun en fazla olduğu zamanın belirlenmesini Cihan Bey söyleyecek, öğrenciler projenin en önemli parçası. Operasyon tarihini teyit edelim' şeklinde ifadeler bulunduğu anlatıldı.


-POYRAZKÖY KEÇİLİK MEVKİSİNDE ELE GEÇİRİLEN SİLAH VE MÜHİMMAT SIRALANDI-

'Kafes Eylem Planı' soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, Beykoz Poyrazköy Keçilik mevkisinde ele geçirilen silah ve mühimmat sıralanarak, 'Mühimmatın MKE tarafından imal edilerek ilgili kuvvete (Jandarma Genel Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı) teslim edildiği MKE kurumunun yazısıyla sabittir' denildi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 155 mail ihbar hattına 23 Mayıs 2009 tarihinde saat 15.06'da gönderilen ihbar mailindeki şu ifadelere yer verildi:

'Bugüne kadar bu eylem planı dahilinde hayata geçirilen bazı eylemlerden de örnek vermek istiyorum. Kasımpaşa postanesinden Ermeni kiliselerine, gazetelere gayrimüslim vatandaşlarımızın evlerine tehdit içerikli mektupların gönderilmesi bu plan dahilinde yapılmıştır. Burada da amaç kargaşa ve kaos çıkarmaktır. Kasımpaşa postanesinde güvenlik kameralarının olmaması burayı tercih etmelerindeki en büyük etkendir.'

Bunun üzerine Kasımpaşa postanesinden tehdit mektubu gönderilip gönderilmediği yönünde çalışmalar yapıldığı belirtilen iddianamede, 3 Mayıs 2007'de Kasımpaşa postanesinden İstanbul'da bulunan bazı Ermeni okullarına 'Temel Malatyalı Karadeniz Mahallesi Trabzon Sokak No.3/1 Avcılar İstanbul' isim ve adresi ile 2 sayfalık 'Son uyarı ve ikaz' başlıklı mektup gönderildiği anlatıldı.

İddianamede, mektubu gönderen isim ve adres üzerinde yapılan çalışmalarda ise böyle bir adresin bulunmadığı, isim ile ilgili çalışmalarda herhangi bir kaydın olmadığının anlaşıldığı bildirildi.

İddianamede, ihbarda belirtilen Kasımpaşa postanesinden Ermeni kiliselerine, okullarına, gazetelere, gayrimüslim vatandaşların evlerine tehdit içerikli mektupların gönderilmesi eyleminin bu şekilde gerçekleştirildiği, ihbar içeriğinin, sanık Levent Bektaş'tan ele geçen DVD'deki kayıtların birbiriyle örtüştüğünün anlaşıldığı kaydedildi.


-HOCAOĞLU MEVKİSİNDEKİ ARAMA-

İddianamede, 2 Şubat 2009 akşam saatlerinde Beykoz Jandarma Komutanlığını arayan vatandaşların yaptığı ihbarda, Beykoz Kaynarca Köyü Hocaoğlu mevkisinde yol kenarındaki ormanlık alanda bulunan şüpheli şahısların bir otomobille uzaklaştıklarının bildirildiği anlatıldı.

Bunun üzerine jandarma tarafından yapılan incelemede, olay yerinde tornavida ile işaretlenmiş ağaçların olduğu, bu ağaçlar takip edilerek ulaşılan alanda yumuşak zeminde toprağa gömülü halde bir kısmı yüzeyde görülen siyah poşet parçalarının bulunduğu belirtilen iddianamede, şöyle devam edildi:

'Yapılan araştırmada toprağın 20 santimetre altında gömülü bulunan siyah poşet içerisindeki 50x30x20 santimetre ebatlarındaki plastik termosta her biri 550 gram ağırlığında 27 TNT kalıbı, 155 santimetre boyunda infilaklı fitil, 3 fünye, 1 adaptör, 100 gram C-4 plastik patlayıcı madde ele geçirildiği, olaya ilişkin soruşturma evrakının Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığınca Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderildiği anlaşılmıştır.'

İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan 155 mail ihbar hattına 23 Şubat 2009'da ulaşan mail ihbarında özetle '20-25 gün önce Beykoz'da ormanlık alanda yüklü miktarda patlayıcı bulunduğu, emekli Albay Levent Göktaş'a bağlı bir ekip tarafından bu patlayıcı maddelerin eylemde kullanılmak üzere gömüldüğü, bu ekibin özel eğitim almış askerlerden oluştuğu ve Ergenekon adına eylem yapmak için Levent Göktaş'tan talimat beklediği, Levent Göktaş'tan bir emir geldiğinde ekibin harekete geçeceği, ayrıca ekibin içerisinde Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Turhan Ecevit, Eren Günay ve Erme Onat isimli şahısların olduğu, Beykoz'daki ormanlık araziye patlayıcıları gömerken vatandaşların fark etmesi üzerine kaçtıkları, bunların Ergenekon'a bağlı hareket ettiği ve şahıslardan cezaevinde bulunan Levent Göktaş'ın sorumlu olduğu' ifadelerinin yer aldığı belirtildi.

Sanıkların fotoğraflarının olayı ihbar eden kişilere gösterildiği belirtilen iddianamede, 'Tanıklardan Cevdet Yılmaz, fotoğrafları gösterilen sanıkları daha önce hiç görmediğini beyan etmiştir. Tanıklardan Güniz Takmaz'ın fotoğrafları gösterilen Halil Cura hakkında 'olay günü gördüğü şüpheli gri renkli araç içerisindeki saçı kısa, bıyıklı veya top sakallı şahsa benzemektedir, ancak bu şahıs olduğu konusunda emin değilim' şeklinde beyanda bulunduğu, yapılan araştırmada Halil Cura'nın Opel marka gri renkli bir otomobilinin bulunduğu tespit edilmiştir' denildi.


-POYRAZKÖY'DEKİ KAZILAR DA MAİL İHBARIYLA BAŞLADI-

Beykoz Poyrazköy Keçilik mevkisinde patlayıcı madde ve mühimmat bulunması olayına da açıklık getirilen iddianamede, şöyle devam edildi:

'İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne 16 Nisan 2009 tarihinde ulaşan 3866 nolu ihbarda özetle; 'Ergenekon davasında tutuklu bulunan emekli Albay Levent Göktaş'a bağlı olarak faaliyet gösteren ve eylem yapmak için Levent Göktaş'tan emir bekleyen bu şahısların sırasıyla Levent Bektaş liderliğinde Erme Onat, Turhan Ecevit, Eren Günay ve Ercan Kireçtepe olduğunu, bu şahısların eğitimli birer asker ve patlayıcı uzmanı olduklarını, Levent Göktaş'tan emir alır almaz Ergenekon adına eylem yapacaklarını, Levent Göktaş'ın serbest bırakılmaması durumunda Ergenekon savcılarına yönelik büyük bir eylem yapacaklarını, bu eylem için ellerinde bulunan patlayıcı ve silahları Bedrettin Dalan'a ait araziye gömdüklerini, bu malzemelerden Dalan'ın da haberinin olduğunu, bu malzemeleri Beykoz'da bulunan Kurs Sualtı Komutanlığının arka tarafında bulunan köpek kulübeleri ve su deposundan denizin aksi istikametine, tepeye doğru giden patika yolun etrafına gömdükleri...' şeklinde açıklamalar bulunduğu anlaşılmıştır.'


-BULUNAN SİLAH VE MÜHİMMATLAR-

İddianamede, ihbar üzerine Beykoz Poyrazköy Keçilik Mevkisinde 21 Nisan 2009'da yapılan aramada ele geçen silah ve mühimmatlar şöyle sıralandı:

'Yerin 15 santimetre altında, yaklaşık 80x70 santimetre ebadında 1 siyah poşet içerisinde üzerinde seri numarası tam olarak okunamayan AR755-15 ibareli içi boş, atılmış lav silahı, 3'erli olarak siyah çöp poşetine konularak koli bantlarıyla sarılmış 9 lav silahı, (üçünün üzerinde 1340-27-000-4030 MKE. KF 2-1990 ibaresi bulunan, 5'inin üzerinde seri ve kafile numaraları kazınmış MKE yapımı olduğu anlaşılan, 1 adet üzerindeki seri ve kafile numarası silinmiş ROCKET RE66MM ANTI TANK ibaresi bulunmaktadır) bulunmuştur.

4 adet siyah çöp poşetine konularak koli bandıyla sarılmış şeffaf, ikisi 29x19x12 santimetre ebadında, diğerleri 36x23x14 santimetre ebadında kapaklı kutular olduğu, birinci küçük kutu içerisinde; 6 adet şeffaf poşetlere sarılmış vaziyette MKE yapımı üzerinde stok numarası 1365-27-000-4078 ibaresi bulunan renkli sis kutusu (Mor renkli), 2 adet şeffaf poşetlere sarılmış vaziyette MKE yapımı üzerinde stok no 1365-27-000-4077 ibaresi bulunan renkli sis kutusu (yeşil renkli), 1 adet şeffaf poşet sarılmış vaziyette MKE yapımı üzerinde stok no 1365-27-000-4080 ibaresi bulunan renkli sis kutusu (sarı renkli), 2 şeffaf poşetlere sarılmış vaziyette biri 300 gram diğeri 390 gram kalıp halinde açık sarı renkli RDX içeren plastik patlayıcı madde, 1 adet sünger parçası sarı renkli ve 1 adet siyah renk kamuflaj kremi tüpü, ikinci küçük kutu içerisinde; 10 AB24 20 PATRONEN ibareli kutu içerisinde ve ayrıca kutusuz olarak toplam 203 üzerinde H60-62 ibaresi bulunan 7,62 mm çapında dolu fişek bulunmuştur. Kutusuz vaziyette üzerinde MKE ibaresi bulunan 7,62 mm çapında 20 fişek, 1 adet 40 ROUNDS ibaresi bulunan kutu içerisinde ve açıkta bulunan üzerinde farklı farklı ibareler bulunan toplam 70 5,56x45 mm fişek, 6 MKE ibareli kutu içerisinde toplam 300 9x19 mm çapında fişek, şeffaf poşet içerisinde 10,20 metre uzunluğunda infilaklı fitil (Korteks), 1 metre haki renkli saniyeli fitil, 1 metre siyah renkli saniyeli fitil, birinci büyük kutu içerisinde; şeffaf poşetler içerisinde toplam 14 üzerinde COMET Model 1234 ibaresi bulunan aydınlatma fişeği, ikinci büyük kutu içerisinde 1 adet üzerinde TAPA M206A2 KF-MKE-5-2-75 ibaresi bulunan el bombası ve 4 adet üzerinde TAPA M204A2 KF-MKE-158-2-84 ibaresi bulunan savunma tipi el bombası, 1 mandal kısmı mavi ve kırmızı olan üzerinde İKE MOD47 FMKE-1 -63-87 ibaresi bulunan el bombası, 2 adet üzerinde GRANADE HANT FRAG M 26 ibaresi bulunan 10-55 COMP. B LOT LS-28-20 ibareleri bulunan el bombası, 1 adet üzerinde ibare ve fünye grubu bulunmayan parçalı el bombası, 3 adet şeffaf poşete sarılı vaziyette MKE ibareli beyaz renkli gösteri bombası bulunmuştur.

Ayrıca, 1 adet siyah çöp poşetine konularak koli bandıyla sarılmış vaziyette MKE yapımı üzerinde stok no 1365-27-000-0630 ibaresi bulunan kuru sis kutusu, 1 adet siyah çöp poşetine konularak koli bandıyla sarılmış vaziyette MKE yapımı üzerinde stok no 1365-27-000-0630 ibaresi bulunan kuru sis kutusu (her ikisinin de kafile numarası 1509 1), 2 adet dörderli şekilde siyah çöp poşetine konularak koli bandıyla sarılmış toplam 8 adet MKE ibareli üzerinde Stok no 1365-27-000-0630 kafile no 1508-2 ibaresi bulunan kuru sis kutusu, 2 adet ayrı ayrı siyah çöp poşetinde koli bandıyla sarılmış üzerinde KF MKE-1 89-1977 ibaresi bulunan her kutunun içerisinde 10 adet toplam (20) adet üzerlerinde TAPA M204 A2 KF-MKE-98-12-77 ibaresi bulunan el bombası fünyesi ele geçirilmiştir.'


-İKİNCİ ARAMADA BULUNAN SİLAHLAR-

Aynı yerde 24 Nisan 2009'da yapılan aramada 40 santimetre derinlikten siyah renkli poşet içerisinde, siyah naylona sarılı 4 saklama kabı bulunduğu belirtilen iddianamede, kutuların içinde bulunan silahlar şöyle sıralandı:

'Birinci kutuda 275 adet MKE yapımı 9 mm çaplı MP5 ibareli fişek, 2. kutuda 161 adet MKE yapımı 05 ibareli 5,56 mm çapında fişek, 345 adet RG00L2A2 ibareli 5,56 mm çapında fişek olmak üzere toplam 506 fişek, 3. kutuda 380 adet MKE yapımı 05 ibareli 5,56 mm çapında fişek, 4. kutuda 450 adet MKE yapımı 05 ibareli 5,56 mm çapında fişek elde edilmiştir.

Fişeklerin bulunduğu yeri yaklaşık 15 metre geçtikten sonra yolun sağ tarafından yaklaşık 5 metre içeride yapılan kazıda, siyah naylon poşete sarılı vaziyette; 4 hakem el bombası, 3 şeffaf naylon torba içerisinde MKE hakem bombası, 2 adet 2T 1370-01-251-5792:3W92 seri nolu işaret fişeği, üzeri şeffaf bant ile kaplı gri karton kutu içerisinde; 12 adet 1991 yapımı 1'lik işaret fişeği, bantlı şeffaf naylon poşet içerisinde; 3 adet 1992 MKE yapımı 1,5'luk işaret fişeği, 4 adet Signal aircrafran-m41al ibareli 1945 yapımı yabancı menşeli işaret fişeği, şeffaf bantlı poşet içerisinde 2 adet 1.5'luk MKE 1982 yapımı işaret fişeği, Pains Wessex ibareli 1998 yapımı aydınlatma fişeği, 7 adet yeşil, 3 adet mor, 2 adet kırmızı, 1 adet sarı renkli MKE yapımı birbirine bantlı sis kutusu, MKE 9x1 mm parabellum tabanca fişeği ibareli 4 adet karton kutu, 1 adet tabanca fişeği tablası, beyaz renkli üzerinde kırmızı gres yağı bulunan peçete parçası, MKE 85 ibareli 47 adet 7,62 mm çaplı fişek, MKE 84 ibareli 11 adet 7,62 mm çaplı fişek, MKE 95 ibareli 1 adet 7,62 mm çaplı fişek, ayçiçeği yağı S1 ibareli üzeri bantlı sarı kapaklı bidon, 2 adet 1530 cm uzunluğunda saniyeli fitil, 1 adet 457 cm uzunluğunda saniyeli fitil, 1 adet 285 cm uzunluğunda saniyeli fitil, 1 adet 85 cm uzunluğunda saniyeli fitil, 132 adet MKE yapımı 9 mm MP5 fişek, 73 adet WCC 95 ibareli fişek, 4 adet MKE 9p ibareli fişek, 5 adet FC 9 mm Luger ibareli fişek, 1 adet WCC 95L 9 mm fişek, 1 adet WCC 92 ibareli fişek, 2 adet GFL 89 ibareli fişek, 200 adet MKE 9 p 05 ibareli fişek, üzeri şeffaf bantlı kapak ve ağız kısmında gres yağı olan sarı kapaklı yaklaşık 2 litrelik bidon, 3 adet MKE savunma tipi kör tapalı el bombası gövdesi, 5 adet dolu 2 adet kullanılmış bubi tuzağı, warning ibareli yabancı menşeli sis kutusu, 1 adet hakem bombası içi, üzeri naylon bant ve peçete kaplı tapa M206A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, üzeri naylon bant ve peçete kaplı tapa M204A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, üzeri naylon bant ve peçete kaplı tapa M206A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, üzeri naylon bant ve peçete kaplı tapa M206A2KF-MKE ibareli el bombası fünyesi, 42 adet mayonlu MKE yapımı 2 şerit halinde 7,62 mm çaplı fişek, 21 adet MKE 85 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, 2 adet MKE 91 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, 10 adet MKE 97 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, 2 adet MKE 84 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, 7 adet MKE 83 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, 38 adet MKE 83 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, 2 adet MKE 98 ibareli 7,62 mm çaplı fişek, MKE 95 ibareli 2 adet 7,62 mm çaplı fişek, MKE 91 ibareli 2 adet 7,62 mm çaplı fişek, MKE 90 ibareli 1 adet 7,62 mm çaplı fişek, MKE 98 ibareli (13) adet 7,62 mm çaplı fişek, MKE 83 ibareli 75 adet 7,62 mm çaplı fişek, RG77 ibareli 1 adet 7,62 mm çaplı fişek, 3 adet yabancı menşeli seri noları silinmiş lav roketi, 1 adet 1340-27-000-4030 MKE KFI-2002 ibareleri yazılı boş lav roketi, 1 adet 1340-27-000-4030 MKE LOT:3/2000 ibareleri yazılı boş lav roketi, 1 adet 1340-27-000-4030 MKE KF:l/2002 ibareleri yazılı boş lav roketi, 1 adet 1340-27-000-4030 MKE LOT:3/2000 ibareleri yazılı boş lav roketi, 1 adet 1340-27-000-4030 MKE LOT:3/2000 ibareleri yazılı boş lav roketi, 3 adet Danger ibareli seri numarası kazınmış dolu lav roketi ele geçirilmiştir.'


-'PİYASADAN TEMİNİ MÜMKÜN DEĞİL'-

İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha ve İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan inceleme raporuna göre, ele geçen lav silahlarından dolu olanları, el bombaları, hakem bombaları, diğer patlayıcı ve mühimmatın sağlam ve çalışır vaziyette olduğu, fabrikasyon olarak askeri amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere üretilen, piyasadan rahatlıkla temini mümkün olmayan mühimmatlardan olduğu belirtildi.

Poyrazköy'de yapılan aramalarda ele geçen mühimmatlar ile ilgili olarak MKE Genel Müdürlüğünce verilen bilgiye göre, mühimmatın, MKE imali olup, üzerinde kafile numarası bulunan mühimmatın imalinden sonra MKE tarafından teslim edildiği askeri birliklerin tespit edildiği belirtilen iddianamede, şöyle devam edildi:

'Buna göre MKE tarafından imal edilip, resmi olarak askeri birliklere teslimi yapıldığı halde Poyrazköy'de ele geçen mühimmattan üzerinde 1340-27-000-4030 MKE KF 2-1 990 ibaresi bulanan 3 adet dolu lav silahının, imal tarihi 92 olan 1 adet MKE yapımı kafile no 1-27 ibareli sis kutusunun, üzerinde TAPA M206 A2 KF MKE 5-2-75 ibaresi bulunan 1 adet el bombasının, üzerinde MKE MOD47 KF MKE 1-63-87 ibaresi bulunan 1 adet el bombasının Jandarma Genel Komutanlığına ait olduğu, imal tarihi 93 olan 1 adet MKE yapımı mor renkli sis kutusunun Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait olduğu, üzerinde TAPA M204 A2 KF MKE 158-2-84 ibaresi bulunan 4 adet el bombasının, üzerlerinde TAPA M 204 A2 KF MKE-89-12-77 ibaresi bulunan 20 adet el bombası fünyesinin Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait olduğu tespit edilmiş, söz konusu mühimmat Askeri Savcılık aracılığı ile belirtilen kuvvet komutanlıklarının ilgili birimine teslim edilmiştir.'


-'ENVANTERDE EKSİK YOK'-

Aramalarda ele geçen silah ve mühimmatın TSK kayıtlarında bulunup bulunmadığının araştırılması amacıyla Askeri Savcılığa yazı yazıldığı belirtilen iddianamede, 'Yazı üzerine verilen cevapta, sorulan mühimmatlardan bazıları ile ilgili olarak 'Envanterde eksik yoktur' şeklinde açıklama yazılmış olmasına rağmen söz konusu mühimmatın Poyrazköy'de ele geçmiş olduğu, bu hususun çelişki oluşturduğu belirtilerek, söz konusu mühimmatın kayıtlarında bulunması gereken (teslim alan) askeri birlikten/depodan ne şekilde çıkmış olduğu hususunun araştırılması, sorumlular hakkında bu konu ile ilgili olarak soruşturma bulunup bulunmadığının bildirilmesi istenilmiştir' denildi.

Konuya ilişkin Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği tarafından 11 Eylül 2009'da verilen cevapta da şunların kaydedildiği belirtildi:

'Belirtilen mühimmatın envanter ve mevcut durumunun kuvvet komutanlıkları tarafından yeniden araştırıldığı, envanter kayıtlarında ve depolarda eksik olmadığı, söz konusu mühimmatın kuvvet komutanlıkları tarafından eğitim, atış, tatbikat, denetleme ve iç güvenlik operasyonlarında kullanıldığı ve mevcut yönerge ve talimatlara göre sarf edildiği, envanter kayıtlarında ve mevcutlarda her hangi bir eksik mühimmata rastlanmadığı bir kez daha teyit edilmiştir.

Bu araştırmada; envanterde kayıtlı olan söz konusu mühimmatın MKE kurumundan tedarik edildiği, bu tip mühimmatın MKE tarafından sadece silahlı kuvvetlere verilmediği, başka kurumlara da verildiği, yabancı ülkelere de satıldığı tespit edilmiştir. Kaldı ki, bu tip hafif mühimmatın terör örgütleri tarafından da dış ülkelerden tedarik edilip kullanıldığı bilinmektedir. Dolayısıyla, salt kafile numarası ile anılan mühimmatın aidiyetinin ortaya konamayacağı, mühimmatın da silahlar gibi seri numarası taşıması halinde aidiyetinin belirlenmesinin mümkün olabileceği bildirilmiştir.'


-'MKE'NİN YAZISI SABİT'-

İddianamede, mühimmatın MKE tarafından imal edilerek ilgili kuvvete (Jandarma Genel Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı) teslim edildiğinin MKE kurumunun yazısıyla sabit olduğu kaydedildi.

Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı aracılığıyla yapılan yazışmalar sonucunda, MKE imali olup üzerinde kafile numarası bulunan mühimmatların, ait olduğu kuvvetler tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğünden teslim alındığı belirtilen iddianamede, 'Lav silahı, el bombası gibi etkisi itibariyle vahim nitelikteki mühimmatın, ne şekilde, kimler tarafından askeri birliklerden/depolardan çıkartıldığı, resmi kayıtlarda söz konusu mühimmat hakkında ne tür bilgi bulunduğu tespit edilememiş, Jandarma Genel Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığının ilgili personeli hakkında depodan çıktığı anlaşılan mühimmat ilgili olarak soruşturma bulunmadığı anlaşılmıştır' denildi.


“ERGENEKON'UN DENİZ KUVVETLERİ YAPILANMASININ ÖRNEK'İN YÜRÜTTÜĞÜ'

'Kafes Eylem Planı' soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan ve İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, bir ihbar mektubundaki belgelerde, 'TSK bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon örgütünün Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki yapılanmasının, hakkında soruşturma yürütülen Özden Örnek'in liderliğinde faaliyet yürüttüğü' yönünde bilgi bulunduğu kaydedildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 65 sayfalık iddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılan 155 mail ihbar hattına 23 ve 24 Mayıs 2009 tarihlerinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli bir askerin gönderdiği bildirilen iki ayrı ihbar mailine ayrıntılı olarak yer verildi.

İddianamenin 'Kafes Eylem Planı'nın eki niteliğindeki 'görev bölümü' başlıklı belgede ismi 'Danışma Kurulu Başkanı' şeklinde yer alan Feyyaz Öğütçü'nün, kamuoyu oluşturma safhasında istifade edilecek kanaat önderleri, sanatçı, akademisyen, gazeteci ve yazarlarla diğer 'kilit haberleşmecilerin belirlenmesi ve organize edilmesinde' görevli olduğu ifadesi yer aldı.

Şüphelilerden Levent Bektaş'ın iş yerinde ele geçen 3 nolu DVD'de yer alan örgütsel notta, 'Kafes Eylem Planı tamamlanınca son hali Kasımpaşa'ya onaya gidecek' ibaresinin yer aldığı belirtilen iddianamede, 'Şüphelinin, eylem planının hazırlandığı Mart 2009 ve öncesindeki tarihlerde İstanbul Kasımpaşa'da bulunan Kuzey Deniz Saha Komutanlığı görevini yürüttüğü anlaşılmıştır' cümlesine yer verildi.

İddianamede, soruşturma kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kadıköy Şubesinde yapılan aramaya da değinilerek, bu aramada ele geçen bilgisayarda (Türkan SAYLANl.doc) isimli word belgesinde, soruşturma kapsamında işlem yapılan şüpheli Aydın Ortabaşı tarafından Türkan Saylan'a hitaben yazılmış mektubun referanslar kısmında da Feyyaz Öğütçü'nün isminin yer aldığı ifade edildi.

'Ali Aşkın' ismiyle gönderilen ve Koç Müzesi'ndeki denizaltında görevlilerce bulunan TNT kalıplarının ve fünyelerin, bir işlem yapılmaksızın imha edilmesinin Öğütçü'nün talimatıyla gerçekleştirildiği iddia edilerek, Cumhuriyet Savcılığına Serdar Cem adıyla yazılan iki ayrı ihbar mektubunun ekinde gönderilen CD'lerin incelendiği belirtildi. İddianamede, 'Bu belgelerin incelenmesinde, (DZKK'DA ULUSALCI YAPILANMA) başlıklı belgede, şüphelilerden Ahmet Feyyaz Öğütçü'nün TSK bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon örgütünün Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki yapılanması içerisinde yer aldığı, bu yapılanmanın hakkında soruşturma yürütülen Özden Örnek'in liderliğinde faaliyet yürüttüğü, bu yapılanmaya mensup kişilerin kendi aralarında grup halinde internet üzerinden haberleştikleri yönünde bilgiler bulunduğu' kaydedildi.

İddianamede, 'Kafes Operasyonu Eylem Planı'nın eki niteliğindeki 'görev bölümü' başlıklı belgede, Kadir Sağdıç'ın 'Başkan Yardımcısı' şeklinde yer aldığı, şüpheli Mücahit Erakyol'un da aynı belgede isminin 'Özel Operasyon Komutanı' olarak geçtiği, ayrıca İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ulaşan Dursun Çiçek'le ilgili bir ihbar mektubunda, Albay Mücahit Erakyol'dan 'sürekli temas halinde olduğu ve silah arkadaşlığının ötesinde ilişkisi bulunduğu kişi' olarak bahsedildiği bildirildi.

İddianamede, yine soruşturma kapsamında Kocaeli'nde bir adreste yapılan aramada bulunan flash bellekte 'Nisan Bülteni' başlıklı word belgesinde, 'Doğu Perinçek Başkanımızın Emirleri' adlı bölümde, Levent Bektaş'ın ekiplerinin yerine yeni ekiplerin kurulması, bu timlerin oluşturulmasını da Mücahit Erakyol'un üstlenmesinin istendiği, ayrıca, 'Aydın Ortabaşı, ÇYDD'den gelen parasal kaynakların miktarları Perinçek'in emirleri doğrultusunda artırılacak. Diğer parasal kaynak konusunda yeni satış kanalları (maddeler) oluşturulacak. Aydın Ortabaşı'nın mezun ettiği kız öğrenciler, yapının sivil tabanına, daha hızlı bir şekilde kazandırılması için organizasyonlar yapılacak' ifadelerinin yer aldığı dile getirildi.

Levent Bektaş'ın iş yerinde ele geçirilen 3 No'lu DVD'de, şüpheliler Deniz Erki ve Tanju Veli Aydın'ın sıfatlarının '1. Hücre Elemanı', Şüpheli Emre Sezenler içinse '2'inci Hücre Lideri' sıfatının kullanıldığı belirtilen iddianamede, şüpheliler Hüseyin Doğancı ve Hasan Bak için de '2. Hücre Elemanı', Şüpheli Metin Samancı için 'Ege Bölge Komutanı', şüpheli Levent Gülmen için '1. Hücre Lideri', şüpheliler Aydın Ayhan Saraçoğlu, Emre Tepeli, Süleyman Erharat, Murat Aslan, İbrahim Öztürk, Bora Coşkun ve Bülent Aydın için '1. Hücre Elemanı' olarak geçtiği kaydedildi.

İddianamede, 3 No'lu DVD'de şüpheli Halil Özsaraç'ın isminin '2. Hücre Lideri', şüpheliler Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Hüseyin Erol, Daylan Muslu, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, '2. Hücre Elemanı' olarak tanımlandığı, İsmail Zühtü Tümer'in adının 'Karadeniz Bölge Komutanı', İbrahim Levent Olcaner'in '1. Hücre Lideri', Özgür Erken, Metin Fidan, Metin Keskin, Türker Doğanca ve Mesut Adanur'un adlarının da '1. Hücre Elemanı' olarak geçtiği bildirildi.


-ŞÜPHELİLERDEN ELE GEÇİRİLEN BELGE VE DOKÜMANLARA AYRINTILI-

'Kafes Eylem Planı' soruşturması kapsamında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, şüphelilerden ele geçirilen belge ve dokümanlara ayrıntılı olarak yer verildi.

İddianamede, Poyrazköy'de bulunan mühimmata ilişkin hazırlanan iddianamede de yer alan 'Psikolojik Harekat Kampanya Kontrol Formu' ve 'GİZLİ' ibareli 'Görev Bölümü' başlıklı, 'Danışma Kurulu, Özel Operasyon Komutanlığı, Marmara Bölge Komutanlığı, Ege Bölge Komutanlığı, Karadeniz Bölge Komutanlığı' başlıkları altında toplam 41 rütbeli askeri personelin isimlerinin yer aldığı ve 'Özel Plan Hücre Lideri (E) Dz. Bnb. Levent Bektaş' adıyla imzalanan, tamamı iki sayfadan ibaret belge olduğunun görüldüğü bildirildi.

'Marmara Bölge 2. Hücre Lideri' Dz. Kd. Bnb. Eren Günay adı ile imzalanan ve tamamı iki sayfadan oluşan 'EK-C GİZLİ' ibareli 'Silah Mühimmat ve Malzeme Listesi' başlıklı belgede ise şu bilgilerin yer aldığı belirtildi:

'3 adet keskin nişancı tüfeği (Remington 7,62/Dragunov 7,62), 2 adet keskin nişancı tüfeği (Accuracy 12,7), 5 adet susturuculu tabanca (Glock/Smith&Wesson/Colt) 4 adet makineli tabanca (Uzi), 30 adet LAW silahı, 900 adet 9x19 mm. Subsonic fişek, 20 libre C4 plastik patlayıcı, 20 libre C3 plastik patlayıcı, 20 libre C8 plastik patlayıcı, 100 feet infilaktı fitil, 20 adet elektrikli fünye, 50 adet hakem bombası, 50 adet kara tipi sis kutusu, 100 adet MKE sis kutusu, 2 ton amonyum nitrat, 200 adet 7.62 mm müsabaka fişeği, 150 adet 12,7 mm anti personel fişeği, 150 adet 12,7 mm anti personel fişeği, her silah için 5 bin adet tahsis/temin edilecek silahların orijinal mühimmatı, 3 adet yüksek büyütmeli dürbün, 9 adet internetsiz bilgisayar, 4 adet masa üstü bilgisayar, 75 adet kullanılmamış cep telefonu ve hat, 3 adet yazıcı, 100 paket A4 kağıdı, 25 adet kullanılmamış taşınabilir bellek (40 GB), 50 adet kullanılmamış taşınabilir bellek (4-8 GB), 20 adet kullanılmamış SD kart (4-8 GB), 6 adet dijital fotoğraf makinesi (Canon/ Nikon), 6 adet dijital video kamera (Sony).'


-KAFES OPERASYONU EYLEM PLANI-

İddianamede, sanık Levent Bektaş'ın iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen 'GİZLİ' ibareli Mart 2009 tarihli 'Özel Operasyon Gücü Karargahı' tarafından hazırlandığı ifade edilen 'Durum, Vazife, İcra, İdari Lojistik ve Komuta Muhabere' ana başlıkları bulunan, Özel Operasyon Gücü Komutanı Vekili Dz. Yarbay Ercan Kireçtepe adıyla imzalanan belgenin ilk sayfasında, el yazısıyla 'Uygundur. Kadir Paşa koor. et...n' notunun düşüldüğü belirtildi.

Tamamı 6 sayfadan oluşan 'Kafes Operasyonu Eylem Planı' başlıklı belge metninde ise şunların yer aldığı bildirildi:

'Genel: Rahip Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında, Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş ancak AKP tarafından, karşıt medyanın da desteğiyle söz konusu olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunulmuştur.

Vazife: Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin can ve mal güvenliklerinin sorgulanarak, AKP Hükümeti üzerinde iç ve dış toplumun baskısını artırmak, kamuoyunu meşgul etmek ve Ergenekon davası başta olmak üzere gündemi değiştirmektir.

İcra: Özel Operasyon Gücü Komutanlığı tarafından, Ergenekon davasında tutuklu bulunanlara destek vermek, AKP ve yandaşlarının karşı psikolojik harp faaliyetlerini etkisiz kılmak, gündemi değiştirerek hedef saptırmak, teşkilatın moralini yükseltmek ve kamuoyunun desteğini kazanmak maksadıyla gayrimüslimler üzerinde korkutucu propaganda icra edilecek ve söz konusu faaliyetler kaynağı bakımından kara propaganda ile AKP ve AKP'ye destek veren diğer şer odaklarınca icra edilmiş gibi gösterilecektir. Operasyon dört safhada icra edilecektir.

Koordinasyon: Eylem safhası için gerekli detaylı planlamalar bölge komutanlıklarınca hazırlanacak, emniyetli kanaldan özel plan hücre liderine ulaştırılacaktır.

Meydana gelebilecek hukuki durumlarda Özel Operasyon Gücü Komutanlığının onayını almak suretiyle avukat Serdar Öztürk'ten destek alınabilecektir.

Kafes Operasyonu, Özel Operasyon Gücü Komutanı tarafından sevk ve idare edilecektir. Özel Operasyon Gücü Komutanı ana karargahta bulunacaktır.'

Aynı DVD'de bulunan 'tn.txt' isimli metin belgesi incelendiğinde, 3 nolu DVD içerisinde yer alan 'KAFES EYLEM PLANI-1.JPG', 'KAFES EYLEM PLANI-2.JPG', 'KAFES EYLEM PLANI-3.JPG', 'KAFES EYLEM PLANI-4.JPG', 'KAFES EYLEM PLANI-5.JPG' ve 'KAFES EYLEM PLANI-6.JPG' isimli resim dosyaları içerisinde ifade edilen eylem planıyla ilgili açıklamaların, örgütsel içerikli notları, toplantı kararlarını içerdiğinin anlaşıldığına yer verilen iddianamede, metin belgesindeki notların 'Ergenekon terör örgütü'nün hazırladığı 'Kafes Operasyonu Eylem Planı'nın uygulanmasıyla ilgili olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

İddianamede, 'kafes adresler.xls' isimli dosya incelendiğinde, yer, adı, adres, bilgiler, telefon, önder, e-mail başlıkları altında, farklı illerdeki çok sayıda kilise, topluluk adresleri ile gerçek şahıslara ait isim, adres ve telefon numarası bilgilerinin kaydedildiği, 'kafes liderler 2.xls' isimli dosyada, 'kilise ve tel no' başlıkları altında, farklı illerdeki kilise isimleri, sabit ve GSM numaralarının kayıtlı olduğu, 'harita.png' isimli resim dosyasında ise Türkiye siyasi haritasındaki iller dört farklı renge boyanarak değişik rakamlar yazıldığı, renklerin ne anlama geldiğini gösteren lejant bölümünde mor rengin 'topluluk olan yerler', sarı rengin 'topluluk olmayan yerler', yeşil rengin 'imanlı olan yerler', kırmızı rengin 'imanlı olmayan yerler' manasına geldiği şeklinde açıklama bulunduğu kaydedildi.

'Toplantı adreslerLXLS' isimli dosyada ili, grubu, adresi, ikamet başlıkları altında farklı illerdeki 14 şahsın adresleriyle birlikte kimlik bilgilerinin kaydedildiği aktarılan iddianamede, 'ibadet yerleriLXLS' isimli dosyadaki 'Ülke genelinde faaliyette olan yabancılara ait ibadethanelerin illere göre dağılımı' başlıklı belgede de değişik illerde bulunan farklı azınlıklara ait ibadethanelerin, adresleriyle birlikte yer aldığı belirtildi.

İddianamede, 'internet adres listesiLDOC' isimli dosyadaki 'Misyonerlik-Hristiyanlık faaliyeti gösteren internet adresleri' başlıklı belgede, 50 adet internet sitesinin faaliyet alanı ve yayın dili ile birlikte kaydedildiğinin tespit edildiği bildirildi.


-FUHUŞ ÇETESİ İDDİASI-

Bir DVD'de bulunan 'Fuhuş çetesiLpdf' isimli dosyada yapılan incelemede, 'Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde istihbarat amaçlı organize fuhuş çetesinin varlığının araştırılması' konulu 12 sayfalık belgenin ele geçirildiği belirtildi.

İddianamede, bu belgede Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan sivil memurlar ve değişik rütbedeki birçok askeri personelin isimlerinin kaydedildiği ve bu şahıslar hakkında çeşitli iddiaların yer aldığı ayrıca belgenin içinde bulunduğu klasöre, 'Bu raporu kim hazırlamış' isminin verildiği ifade edildi.

Belgenin bazı bölümlerinde, 'Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde istihbarat amaçlı organize fuhuş çetesinin varlığının araştırılması' konusunun yer aldığı belirtilen iddianamede, 'Emekli Tümamiral Ö.K'nın bilgisayarından çıkan Ergenekon belgesindeki 'Eleman ve Organizasyon' kısmında, 'İstihbarat sanatında en çok yarar sağlanan fahişeler olmuştur. Çünkü, insanlar çoğu kez ruhsal problemlerin etkisiyle ve bilinçsiz bir karşı konulmazlıkla sırlarını fahişelerle paylaşırlar. Bu, bilimsel bir tespittir ve 2 bin yıldır yararlanılan bir metottur' denilmektedir. Bu bağlamda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde istihbarat amaçlı organize fuhuş çetesinin varlığının araştırılması yapılmıştır' ifadelerine yer verildi.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde görevli kadın sivil memur, subay ve astsubaylardan oluşan organize bir yapının mevcut olduğuna, bu yapı içerisinde yer alan şahıslar arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı iç kurallarına aykırı, askeri ilişkileri aşan bir yakınlaşmanın varlığının gözlendiğine işaret edilen iddianamede, şöyle denildi:

'Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde sivil memur olarak görev yapan bir kısım bayan personelin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde subay ve astsubaylar ile gayriahlaki ilişkilerinin tespit edildiği, bu ilişkilerin sivil memur, subay ve astsubaylar arasında organize bir şekilde yapıldığı, kurulan bu fuhuş organizasyonunun Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde istihbarat amaçlı olduğu kanaati oluşmuştur. Bu organize yapı içerisinde yer alan subay ve astsubayların belli başlı bazı sivil memurlar ile sık sık ilişki kurdukları, subay ve astsubayların dışarıdan bir kısım kadınlar ile de fuhuş yaptıkları, subaylar ile sivil memurlar arasında yaşanan ilişkilerin atamalarda etkili olduğu görülmüştür.

Deniz Kuvvetleri içerisinde görülen bu organize yapının, milli güvenliğimizi tehdit eden başka organize örgütlerle irtibatlı olduğu değerlendirilmektedir.'


-ÖRGÜTÜN TSK'YI AMAÇ VE HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA KULLANDIĞI-

'Kafes Eylem Planı' soruşturması kapsamında 33 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, 'Soruşturma dosyasındaki delillerden, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yapılanma faaliyetleri gerçekleştirdiği, TSK içerisindeki irtibatlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığının görüldüğü' bildirildi.

İddianamenin 'Sonuç ve Değerlendirme' bölümünde, haklarında daha önce 'Ergenekon silahlı terör örgütüne' ilişkin dava açılan sanıklardan ele geçirilen 'Devletin Yeniden Yapılanması İçin Öneriler (Master Plan) Ön Çalışması' ve 'Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi' başlıklı dokümanların içeriklerine yer verilerek, şöyle denildi:

'Bu dokümanlardaki ifadelerden, Ergenekon terör örgütünün, TSK içerisine de sızma ve kadrolaşma faaliyetlerini hedeflediği, soruşturma dosyasındaki delillerden, örgütün TSK içerisinde yapılanma faaliyetlerini gerçekleştirdiği, TSK içerisindeki irtibatlarını örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalıştığı görülmüştür.'

Levent Bektaş'ta ele geçen planlarda çerçevesi çizilen ve Kafes Operasyonu Eylem Planı'nda yazılı bulunan gayrimüslim Türk vatandaşlarına yönelik eylemlerin gerçekleştirilmesi, Koç Müzesi'nde bulunan denizaltıya yerleştirilen patlayıcıların yoğun öğrenci ziyareti sırasında patlatılması, Poyrazköy'de ele geçen mühimmatın kullanılacağı vahim nitelikte suikastların gerçekleşmesinin, 'Türkiye'de darbe zemini oluşmasını sağlayacağı' belirtilen iddianamede, bu eylemlerin Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemlerinden daha fazla ses getireceği vurgulandı.


-AGOS GAZETESİNİN ABONE BİLGİLERİ KULLANILDI-

Bu eylemlerin, Türk devletini uluslararası kamuoyu nezdinde zor durumda bırakacağı kaydedilen iddianamede, Levent Bektaş'tan ele geçen dokümanlardan, Ergenekon terör örgütünün gayrimüslim Türk vatandaşları, özellikle de Ermeni kökenli Türk vatandaşlarıyla ilgili araştırmalar yaptığı, bu kapsamda Agos Gazetesi abone bilgilerinin kullanıldığı anlatıldı.

İddianamede, değişik illerde bulunan kiliselerin, bu kiliselerin sorumlularının, adreslerinin, iletişim bilgilerinin tespit edildiği belirtilerek, Kafes Operasyonu Eylem Planı ve ele geçen notlardan, Levent Bektaş ile irtibatlı şüpheli ve sanıkların gayrimüslim Türk vatandaşlarına yönelik eylem hazırlığı içerisinde bulunduklarının anlaşıldığı kaydedildi.

Bu bilgilerin daha önce haklarında dava açılan İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz'den ele geçirilen dokümanlarla büyük ölçüde benzerlik gösterdiği belirtilen iddianamede, haklarında Poyrazköy'deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin dava açılan sanıklar ile 33 şüphelinin irtibatlı oldukları kaydedildi.

İddianamede yer alan 33 şüpheli tarafından bir yapılanma meydana getirildiği vurgulanan iddianamede, 'Bu yapılanmanın, TSK'nın kurallarına aykırı olarak askeri hiyerarşi dışında, Deniz Kuvvetleri bünyesinde oluşturulan Kafes Operasyonu Eylem Planı'nı hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı bir örgütlenme olduğu anlaşılmıştır' ifadesine yer verildi.

Daha önce haklarında dava açılan sanıklardan ele geçen bir belgede, 'Levent Bektaş'ın ekiplerinin yerine yeni ekipler kurulsun. Poyrazköy'de kalan malzemeler korunaklı bölgelere dağıtılsın' şeklinde kayıt bulunduğu ifade edilen iddianamede, şöyle denildi:

'Yasa dışı yapılanmanın, Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat dışında henüz ele geçirilemeyen malzeme ve mühimmata sahip olduğu, paniğe kapılan örgüt mensuplarının ellerindeki mühimmatın bir kısmını denize, yol kenarlarına bırakmak suretiyle elden çıkardıkları, son zamanlarda buluntu mühimmatın sayıca artış gösterdiğinin tespit edildiği, ayrıca örgütün, deşifre olan elemanlarının yerine yeni ekipler oluşturduğu ele geçirilen doküman ve belgelerden anlaşılmaktadır.'

İddianamede, 'Şüphelilerin, Deniz Kuvvetleri bünyesinde kurulan ve Ergenekon terör örgütü ile doğrudan bağlantılı Kafes Operasyonu Eylem Planı'nı hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten illegal yapılanma içerisinde görev aldıkları' belirtilerek, TSK'nın kurallarına aykırı olarak askeri hiyerarşi dışında oluşan bu örgütlenmenin yasal bir örgütlenme olmadığı kaydedildi.


14 yıl önce