|

'Kazan-Kazan' diplomasisi

Hem Türkiye'ye hem İKÖ üyelerine hem de İKÖ'nün kurumsallığına katkıda bulunan kararlarda en büyük etken, Erdoğan'ın 'Kazan-Kazan' politikası ve Gül'ün diplomasisi oldu.

Yeni Şafak
00:00 - 17/06/2004 Perşembe
Güncelleme: 16:31 - 9/06/2017 Cuma
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv
---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

İKÖ zirvesinde hem Türkiye'ye hem İKÖ üyelerine ve İKÖ'nün kurumsal kimliğine katkıda bulunacak kararların alınmasında en büyük etken, Türkiye'nin aylardır süren diplomatik çabaları ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dış politikada kararlılıkla izlediği "kazan kazan" politikası oldu.

İstanbul'daki İKÖ zirvesinde KKTC'nin statüsünün yükseltilmesi ve genel sekreterliğin Türkiye'nin adayına verilmesini "hedef" olarak belirleyen Türkiye, önce söylem ve çağrılarla başlattığı diplomatik atağını, ikili görüşmelerle yürüttü ve İstanbul'da son dakika atağıyla sonuca vardırdı.

Türkiye'nin İKÖ zaferinin kısa hikayesi şöyle:
Gül'ün Arap dünyası tecrübesi

Önceki dönem İstanbul Milletvekili Yaşar Yakış'ı Genel Sekreterliğe aday gösteren Türkiye, ikinci defa aday gösterdiği İKÖ Genel Sekreterliği için 6 ay boyunca çalışmalarını sürdürdü. İslam dünyasını yakından tanıyan ve uzun yıllar Cidde'de çalışan Dışişlei Bakanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ı da davet ederek, İKÖ üyesi ülkeleri paylaştı ve üç bakan da İKÖ üyesi ülkeleri ayrı ayrı ziyaret ettiler. Bakanlar, bu ülkelerden olumlu mesajlarla dönerken, Mısır ve Suudi Arabistan'ın tavrı, İstanbul'daki İKÖ zirvesine kadar netleşmedi.

Feriye'de sabaha kadar toplantı

Dışişleri Bakanı Gül, İstanbul'daki ilk temaslarda, aday gösteren diğer iki ülke Bangladeş ve Malezya'ya, "Asya Grubu'ndan tek bir aday çıkaralım" önerisinde bulundu. Ancak Asya Grubu'nun toplantısında uzlaşma çıkmayınca, üç ülkenin dışişleri bakanları, İstanbul Boğazı kıyısındaki Feriye Restoran'da gece 2'ye kadar süren bir görüşme yaptılar. Zaman zaman ses tonlarının yükseldiği görüşmede, tehdide varan ifadeler olunca, yine uzlaşma sağlanamadı.

Gül, yeni öneri getirdi

Seçim ihtimali ortaya çıkınca, İKÖ tarihindeki tek oylamanın, "Mısır'ın Camp David anlaşması sonrasında üyeliğe geri dönüşü" için yapıldığı ortaya çıktı. Örgüt tüzüğünde, oylamada üçte iki çoğunluk aranacağı belirtilmesine karşın, çoğunluğun sağlanamaması halinde ne olacağı yer almıyordu. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Gül, "Genel Kurul'da oylama yapılsın; diğer iki aday, çoğunluğu sağlayan adayın lehine çekilsin" önerisini getirdi; öneri kabul edildi.

Son noktayı Ahmet Mahir koydu

Oylama sonucunda Türkiye 32, Bangladeş ve Malezya'nın adayları ise 12'şer oy alınca, ikinci bir oylamaya gidilip gidilmeyeceği tartışıldı. Sudan Dışişleri Bakanı, tüzük gereği üçte 2 çoğunluğun gerektiğini anımsatarak ne yapılacağını sordu. Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet mahir ise "Doğrudur, 2. tura geçilebilir ama fark bu kadar çok olduğuna göre, 2 aday çekilirse 2. tura gerek kalmaz" diyerek Türk adayın desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

TÜRKİYE'NİN HEDEFLERİ BÜYÜK

Türkiye, hem Dönem Başkanlığı hem de Genel Sekreterliği alarak, İKÖ Zirvesi Sonuç Bildirisi'nde ortaya konan sorunların çözümü ve reformlar için ilk adımları atma sorumluluğunu da üstlendi. Türkiye'nin hedefleri ise şöyle:

  • İKÖ sekreteryasına işlevsellik kazandırmak ve uluslararası arenada temsil gücünü yükseltmek.

  • İKÖ ve Batı kurumları arasında diyaloğu ve işbirliğini güçlendirmek

  • AK, AB gibi örgütlerle sürdürülen işbirliğini etkinleştirmek.

  • İslam dünyasına yönelik beklentileri doğru yönlendirmek ve batıdan kuruma aktarılan kaynakları doğru kullanmak.

  • İKÖ Sekreteryasını modernleştirmek.

  • Türkiye'nin doğu ve batı arasında köprü olmasını sağlamak.

  • DUYGU GÜVENÇ / İSTANBUL


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    20 yıl önce