|

Meydanı edepsizlere bırakmayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da Memur-Sen'in düzenlediği programa katıldı. Muhalefet ve medyayı eleştiren Erdoğan, "Bizim edebimize güvenip kimse edepsizlik yapmaya kalkışmasın" diye konuştu.

Yeni Şafak
04:00 - 26/10/2015 Pazartesi
Güncelleme: 08:24 - 26/10/2015 Pazartesi
Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda Memur-Sen “Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" programına katıldı. Erdoğan, muhalefeti ve medyayı eleştirdiği konuşmasında “Bizim edebimize güvenip kimse edepsizlik yapmaya kalkışmasın. Bu edepsizliğe de edepsizlere de meydanı bırakmayız" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:



DAHA GÜÇLÜ BİR ÜLKE İÇİN

Merhum Akif İnan tüm baskılara rağmen burayı kurdu. Eğer Memur-Sen olmasaydı, 28 Şubat'ı çok daha ağır yaşayabilirdik. Akif İnan, memurların hakkını savunurken, acısını her an yüreğinde hissettiği Kudüs'ün, Filistin'in mazlum ve mağdur tüm insanların da haklarını savunacak bir örgüt, bir sendika tahayyül ediyordu. Hamdolsun, onun bu hayalleri gerçekleşti. Bugün 850 binin üzerinde üyesiyle Memur-Sen, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütlerinden biri konumuna yükseldi. Nereden, nereye. Türkiye'nin daha iyi bir demokrasiye ulaşması için, daha özgür, daha büyük ve daha güçlü bir ülke olması için mücadele eden bir Memur-Sen var.



ŞAKLABANLARI HOCA DİYE YUTTURMAK İSTEDİLER

Bize birtakım örgütleri 'sivil budur, sivil toplum örgütü budur' diye yutturmak istediler, bize sahtekarları, şaklabanları, şarlatanları, insanların hem inançlarını, hem de alın terlerini sömürenleri 'din alimi budur, hoca budur' diye yutturmak istediler. Kardeşlerim, geçen de açıkladım. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olanları bize bu şekilde anlattılar. İşte biz en başta bu kirli oyunu bozduk. Bu toprakların çorak olmadığını, bu toprakların tam tersine son derece bereketli olduğunu hem Türkiye'ye, hem dünyaya gösterdik. Göstermeye de devam edeceğiz.



HEPSİNİN HEDEFİ YENİ TÜRKİYE

Terör örgütleri isimleri ne olursa olsun, yeni Türkiye'ye saldırıyorlar. Ayrı ayrı değil birlikte saldırıyorlar. Ankara'daki saldırı kolektif bir saldırıdır. Bu ülkede özgür bir medya olduğu için yeni Türkiye'ye saldırıyorlar. Hepsinin aynı dili kullandığını görürsünüz. Bölücü terör örgütü, güvenlik birimlerimize karşı alçakça, haince saldırılar düzenliyor, bu ülkenin bir siyasi partisinin, hem de cumhuriyetle yaşıt olmakla, Atatürk'ün kurmasıyla övünen bir siyasi partinin genel başkanı çıkıp, 'PKK niye silah bıraksın' diyebiliyor. Dikkat edin, Pensilvanya medyası ile PKK medyası aynı dili kullanabiliyor.



AYNI İSTİKAMETE GİDİYORLAR

PKK ile DEAŞ aynı istikamet doğrultusunda hareket edebiliyor. Neden Çünkü hedefler aynı. Hepsinin de hedefi yeni Türkiye. Hepsinin de hedefi güçlü, büyük, diklenmeden dik durabilen, Filistin mücadelesini yüreklice savunan, 'dünya beşten büyüktür' diyebilen bir Türkiye. Sanmayın ki bunlar bana, benim aileme arkadaşlarıma saldırıyorlar. Bunların hedefi millettir. Mısır'da da aynısını yaptılar. İstanbul'da Hilton arazisine el koymak isteyenler istedikleri olmayınca PKK ile aynı dili kullanabiliyor, teröre destek verebiliyorlar. Bunlar kendi rantlarını çıkarlarını düşünüyorlar. Bunun için de gerekirse PKK ile DEAŞ ile işbirliği yapabiliyorlar.



TERÖR ÖRGÜTÜ DIŞINDA HERKES SUÇLU

Devlet içinde devlet kabul etmiyoruz. Paralel yapı tanımıyoruz. MGK kararına aldık. Bu mücadeleyi sona kadar sürdüreceğiz. Her gün güvenlik görevlilerimize saldırılar düzenleniyor. Ama PKK medyası, paralel medyası ve Doğan medyası bunu saray yaptı diyor. Bunlara göre sadece terör örgütü masum, onun dışındaki herkes suçlu. Bizim edebimize güvenip kimse edepsizlik yapmaya kalkışmasın. Biz yalan söylemeyiz. Biz iftira üretmeyiz. Ama kusura bakmasınlar, bu edepsizliğe de edepsizlere de meydanı bırakmayız. Biz bu birbirine benzemezler korosunun bizi değil, Türkiye'yi hedef aldığını görüyoruz. Eğer meselenin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu düşünen varsa yanlış düşünüyorlar. Bunların meselesi Recep Tayyip Erdoğan değil. Bunların meselesi yeni Türkiye, güçlü Türkiye.







Organizatör Amerika'dan

İstanbul'un bir yerinde bu yapılar bir araya geliyor ve Amerika'dan gelen bir kampanya organizatörü bunlarla beraber bir araya oturup onlara istikamet veriyor. Diyor ki, 'yalan söylemeden çekinmeyeceksiniz. Doğruyu bile defalarca yalan makinesi gibi kullanacaksınız, kullanacaksınız ve ondan sonra o aynen doğru olarak kabul edilir' diyor. Kampanyayı da bunun üzerine bindiriyorlar. Bak son zamanlarda ne demeye başladı malum bir tanesi, 'bizim PKK ile alakamız yok, PKK'nın da bizimle alakası yok.' Buna bu millet inandı mı? İnanıyor mu? Ama bak bunu söylemenin sebebi, evet kampanya yürütücüsünün verdiği talimattır."



Kürt kardeşlerim oyuna geldi

Kobani'de yalan söylediler. Kobani'den 200 bine aşın insanı biz misafir ettik, bombalardan koruduk. Ondan sonra benim bundan keyif çattığımı söyleyecek kadar ileri gittiler. Benim Kürt kardeşlerim de bu oyuna geldi. Onları çadır kentlerde Türkiye'mizin değişik yerlerinde ağırlayan biziz. Ben güya Koba elden gidiyor demişim. Bu ifade Sayın Obama'nı ifadesidir. Bana söylediği ifade o. Biz kapılarımızı açtık. Peşmergeleri, Özgür Suriye Ordusu'nu topraklarımızdan Kobani'ye biz gönderdik. Ey Kürt kardeşlerim bu oyunu gel 1 Kasım'da boz. Bu oyuna gelme.





Mutlaka sandığa gidin

Bunların meselesi Recep Tayyip Erdoğan değil, Türkiye. Bunlar aynı başlıkları merhum Özal'a yapmadılar mı? Şimdi de bu kardeşinize yapıyorlar. İşte onun için uyanık olacağız. Bugün de yarın da hep birlikte Türkiye olacağız. 1 Kasım'da mutlaka sandığa gidin. Meydanı onlara vermeyin. Bu terör yandaşı medyaya asla prim vermeyin, bizim sevdamız Türkiye sevdamızdır. Biz bu ülkeye sevdalıyız. Biz Türkiye sevdamızı eserlerimizle gösteriyoruz. Biz milliyetçiliğimizi 78 milyonu kucaklayarak ispat ediyoruz.



Gayret bizden tevfik Allah'tan

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen olmasaydı 28 Şubat'ın çok daha ağır yaşanacağını, “Anadolu İhtilali" denilen 3 Kasım 2002'de başlayan “Yeni Türkiye" sürecinin bu kadar kolay zafere ulaştırılamayacağını vurguladı. Erdoğan, Genç Memur-Sen üyelerine seslenerek, şu tavsiyelerde bulundu: “Güzel bir söz var, 'Gayret bizden, tevfik Allah'tan'. Siz çalışacak, mücadele edecek, ter dökecek, Allah'ın takdirini ve zafer nasip etmesini bekleyeceksiniz. İşte ancak o zaman vazifenizi yapmış olursunuz, işte ancak o zaman ülkeye, millete, insanlığa, merhum Akif İnan ve arkadaşlarına vefa borcunuzu ödemiş olursunuz."






#​Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
#açıklama
#pkk
9 yıl önce