|

Önümüzde duramazlar

Başbakan Davutoğlu, G20 Zirvesi için bulunduğu Avustralya'daki ilk gününde birçok temas ve konuşmaya imza attı. Gurbetçilere seslenen Başbakan, "Prangaları kırdık. Artık Türkiye'nin önünde kimse duramayacaktır" dedi. Brezilya Cumhurbaşkanı Roussef ile biraraya gelen Davutoğlu, bugün ABD Başkanı Obama ile görüşecek

Yeni Şafak
23:51 - 15/11/2014 Cumartesi
Güncelleme: 21:56 - 14/11/2014 Cuma
Diğer
G20 Liderler Zirvesi için Avustralya’nın Brisbane kentinde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilk günü oldukça hareketli geçti. Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Roussef ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ile görüşen Davutoğlu, Avustralya Başbakanı Tony Abbott tarafından verilen yemeğe de katıldı. G20 Zirvesi’ne özel olarak hazırlanan dergi için bir makale kaleme alan Davutoğlu, Brisbane Belediye Sarayı’nda düzenlenen ‘Küresel Gelişmeyi Güçlendirme: G20 Brisbane Zirvesi’nin Sınamaları ve Katkıları Konferansı’nın kapanış oturumunda İngilizce bir konuşma yaptı. Ardından Sofitel Otel’de basın toplantısı düzenleyen Başbakan, buradan Griffth Üniversitesi Queensland Sanat Koleji’ne geçerek Avustralya’daki Türk sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve işadamlarıyla biraraya geldi. İşte Davutoğlu’nun G20 temasları ve konuşmalarından özet satır başları: 

HAMASİ BİR SÖZ DEĞİL

Sizler saçınızın bir teli dahi cihana değişmeyecek kadar önemlisiniz. Ama aynı zamanda bizim gücümüzün bir parçasısınız. Birinci görevimiz, sizi namerde muhtaç etmemek. 2001 Türkiye’sini düşünün. Krizden çıkamamışız. Bir gecede yüzde 5 binleri, 7 binleri bulan faizlerle insanlar fakirleşmiş, bitmiş, herkes bir şekilde kendini yurtdışına atmaya çalışıyor. Ama şimdi demokrasi güçlü, ekonomisi bırakın başkasından borç istemeyi dünyada en fazla borç veren, gayri safi hasılasına göre en fazla borç veren ülkedir Türkiye. Aradaki fark bu. Şundan emin olunuz; Türkiye artık ayağına takılan prangaları kırmıştır. Bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti önünde kimse duramayacaktır. Bunu hamasi bir şey olarak söylemiyorum.”

GÖZÜMÜZÜN NURUSUNUZ

“Aranıza herhangi bir fitnenin girmesine izin vermeyin. Çözüm süreci yürütüyoruz, niye? On yıllarca süren bir yarayı kapatmak için. Bir daha kardeşlerin arasına kimse fitne sokmasın diye, herkes demokratik hakkını en iyi şekilde kullansın ama aynı zamanda eşit vatandaşlık hakkını da kullanabilsin diye uzun ve çileli bir süreçte onlarca yıldır açılan yaraları sarmaya çalışıyoruz. Kimse böyle bir etnik farklılık dolayısıyla ‘Kürt’tü, Türk’tü’ diye sizin aranızda farklı kimliklere atıfta bulunarak ihtilaf sokmasın. Hepiniz hangi etnik kökenden gelirseniz gelin, hangi mezhebi geçmişe sahip olursanız olun, hangi şehirden gelmiş olursanız olun eşitsiniz, gözümüzün nurusunuz.”

Doğru karar

Sayın Obama ile de görüştüğümde mutlaka o konuları ele alırız. Haberin muhtevasına bakıldığında doğru bir muhteva. Doğru bir yaklaşımı yansıtıyor. Biz en başından itibaren entegre, bütüncül strateji tavsiye ettik, hep onu öne çıkardık. Suriye’deki problem sadece askeri bir problem değildir, sadece bir terör problemi değildir, sadece bir siyasal problem değildir. Hepsinin içinde olduğu ve maalesef bir rejimin kendi halkını acımasızca katletmesiyle insani bir trajediye dönmüş, savaş suçlarının işlendiği bir tabloyla karşı karşıyayız. (Türkiye’nin tezlerine yaklaşılıyor diyebilir miyiz? şeklindeki soruya) Kesinlikle, kesinlikle...”



Bakanlarımızın performansları ve istifa edip etmeyeceği muhalefetin işi değildir. Sayın Taner Yıldız’ın Enerji Bakanlığı döneminde neler yapılmış olduğunu şimdi Başbakan olarak ama daha önce kabine arkadaşı olarak en iyi takdir edecek olan benim. Ermenek’teki maden kazası ile de ilgili kimin ihmali olduğunu benden daha iyi takdir edecek kimse yok. Onun için muhalefetin görüşüne ihtiyacımız yok. Onlar önce seçimlerde yenilgi ardına yenilgi yaşaması sonrasında niye kendilerinin böyle bir etik davranış sergilemediklerini sorgulamaları lazım.”


“IŞİD-DEAŞ tehdidi"

Türkiye kıyısında herhangi bir terör yapılanması istemez. Ama bu terör yapılanması geçen sene yoktu. 2013 Mart’ında dahi yoktu. 2013 Mart’ında IŞİD ilan edildi. Ondan önceki yıllarda yoktu. Nereden, hangi şartlarda bu terör yapılanması doğdu? Esed rejiminin işlediği insanlık suçları ve ortaya çıkardığı siyasal boşluk alanında. Suriye’ye kapsamlı bir çözüm bulunmazsa bugün IŞİD gider, yarın başka isimler başka bir örgüt gelir. Önemli olan istikrarı tekrar temin edecek, Suriye’deki bütün etnik ve mezhebi grupları bünyesine alabilecek yeni bir siyasal yapının doğması. Irak’ta, Suriye’de temel problem, bir grup toplumsal bir kesimin sistem dışına itilmesi. O sistem dışına itilen toplumsal kesimler, kendilerini nerede ifade edebileceklerse nerede örgütlenirlerse orada bir yapıya yöneldi. İşte IŞİD benzeri şeyler buradan doğdu.”


Küresel çözüm KOBİ'ler

Türkiye’nin odaklanacağı temel konu, 'kalkınma' olacak. Çünkü büyümenin yavaşlaması çok ciddi siyasal-ekonomik sonuçlara yol açıyor. Diğer konu ise Küçük ve Ortaboy İşletmeler (KOBİ). Hem ekonominin hem kalkınmanın daha geniş tabana yayılması hem de istihdam alanının genişlemesi için en önemli araçlardan biri KOBİ’lerdir. Bütün bunları Türkiye önümüzdeki dönemde gündeme getirecek.” 


Irak’a gidip göreceğim

Bu güzel, önemli ve olumlu bir gelişmedir bizim için. Biz yıllardır bir an önce enerji konusunda genel olarak güç ve gelir paylaşımı konusunda Irak’ta bir düzenleme yapılmadan Irak’ı bir arada tutmanın zorluğunu gündeme getirmiştik. Detayları tabii öğreneceğiz. Türkiye’ye döner dönmez Irak’a gideceğim, hem Bağdat’a hem de Erbil’e... O zaman da bu konuları, enerji konusu başta olmak üzere bütün bu Irak ile ilişkileri gözden geçireceğiz. Irak bizim için ekonomik ilişkilerimiz bağlamında en stratejik ülkelerin başında geliyor. Yıllık 12 milyarlık dış ticaret fazlası veriyoruz. Ayrıca enerji büyük bir imkan Irak’ta. Bu anlaşmayla inşallah siyasal sorunlar aşılır ve Irak üzerinde oturduğu hazineyi hak ettiği gibi kullanabilir. Büyük bir enerji hazinesi üzerinde oturuyor. Irak’ta petrol doğalgaz konusunda bir ortak tavır olursa eminim bu siyasi sorunların çözümüne de katkı sağlar.”


Bedelliye bakıyoruz

Tekrar değerlendireceğiz. Genel-kurmay Başkanlığımızla brifingde bunun üzerinde durduk, mümkün olduğu kadar daha profesyonel bir yapılanmaya gitme ihtiyacı var. Bir taraftan mecburi askerlik hizmetinin getirdiği zorunluluklar, diğer taraftan TSK yeniden yapılandırılırken ortaya çıkan ihtiyaçlar var. Bunların etkilerini değerlendiriyoruz. Tabii etrafımızda bir ateş çemberi var. Çok ciddi bir güvenlik riski ortamında bulunuyoruz. Bunları da göz önüne alacağız ama askerlik yapılması anlamında belli bir yaş sınırını geçmiş ve gittikçe sayısı artan birikim de var. Sayıları artık yüz binleri bulan verimli askerlik yapma çağını geçmiş vatandaşlarımıza çözüm bulunması noktasında değerlendirmelerimiz sürecek. Yeni gelişme olduğunda bizzat bunu arkadaşlarımla değerlendirdikten sonra açıklarım.”


Dedem sizlerle savaştı

Başbakan Davutoğlu, G20 oturumunda İngilizce yaptığı konuşmada muhataplarına Çanakkale Savaşları’nı hatırlattı. “Çanakkale Savaşları’nın 100. yılını idrak ediyoruz. Gelibolu’da, büyükbabalarımız birbirleriyle savaştı. Benim büyükbabam da Türk tarafında savaşanlardan bir tanesiydi. Bugün Avustralya’ya karşı, Anzaklara karşı savaşan birinin torunu olarak burada misafirim. Tarihin cilveleri bunlar” dedi. Savaşın ardından bir ‘intikam kültürü’ oluşmaması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, “Gelecek için omuz omuza hareket etmeliyiz” diye konuştu.

#Önümüzde
#duramazlar
#G20
9 yıl önce