|

'7 Vadi 60 Kanat Gölgesi'nde buluşma

Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi'nde açılan '7 Vadi, 60 Kanat Gölgesi' adlı sergi, başı belli sonu belirsiz yaşamda sınırları, engelleri, insan hallerini ve çıkmazlarını ele alıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarından sanatçıları buluşturan sergide yer alan çalışmaların; 'etiketleri yok, felsefeleri var'

Aysel Yaşa
00:00 - 2/06/2013 Pazar
Güncelleme: 15:32 - 1/06/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
'7 Vadi 60 Kanat Gölgesi'nde buluşma
'7 Vadi 60 Kanat Gölgesi'nde buluşma

Doğum ve ölüm arasında geçen insan ömrü uzun bir yolculuğa benzer. Bu yolda engeller, günahlar, sevaplar, ölümler, kalımlar ve her vadide ayrı ayrı yaşanan savaşlar var. Bağımsız Sanat Derneği 7 Vadi, 60 Kanat Gölgesi isimli sergide işte bu insanın, kendine, evrene ve öteye yaptığı yolculuklar temasını, arayış ve keşif aralığında tartışılıyor. İlki, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olduğu 2010 yılında düzenlenen ve Şehrin Gizli Dili başlığı altında iletişimsizlik, yalnızlaşma ve kimliksizleşme kavramlarının irdelendiği Uluslararası İstanbul Trienali'nin ikincisi olarak geçtiğimiz hafta açılan sergi 30 Haziran tarihine kadar Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi'nde gezilebilir. Sinan Sertel, Said Adrus, Mohamed Alaa, Bernd Metz, Gamid İbadullayev gibi sanatçıların eserlerinin yer aldığı sergide, duvarları ve sınırları aşmak teması işleniyor.

OTUZ KUŞUN HİKÂYESİ

Serginin küratörü Hülya Yazıcı. Yazıcı, birçok farklı ülkeden sanatçıların fotoğraf, video, performans, resim ve enstelasyonlarını bir araya getirerek tasavvuftaki yedi mertebeye işaret ediyor. Etkinlik adını, Attar'ın meşhur Kuş Dili anlatısında geçen, gerçeğin peşine düşen, 7 çetin sınanma vadisinden sonra 30 kuş olarak menzile varan ve gerçeğin, kendilerinden, kendi gerçekliklerinden ibaret olduğunu anlayan otuz kuşun, Simurg'un hikâyesinden alıyor. Çok sayıda yerli ve yabancı sanatçının katıldığı sergi, Simurg'un kılavuzluğunda, 60 kanat gölgesi altında 7 vadiyi aşma yolculuğuna tanık ediyor sanatseverleri. Küratör Yazıcı, 'Kavramsal sanatın dili daha keskin, ifade alanı geniş. Her disiplinden sanatçı buraya eser üretebiliyor. Sergi de bu söylediklerimin bir ürünü. Biz burada, kent insanının içe yönelmesini ve yol kavramını işlemeye çalıştık' diyor.

ÇALIŞMALAR FARKLI COĞRAFYALARDAN

Serginin genelinde kısıtlı zaman, yolda karşılaşılan engeller ve içsel yolculuğun kısıtlandığı alanlar ele alınıyor. Her sanatçı bu yolculukta hissettiklerini yansıtıyor. Çalışmaların birçoğu sadelikleriyle dikkat çekiyor. Kent insanını karmaşadan çıkarıp sadeliğe ve düşünmeye sevk eden sergi, bitmeyen yolculukların özeti gibi aslında. Sergi mekânı da seçilen konuyla oldukça uyumlu. Eskiyle yeninin karşılaştırıldığı sergi, eski bir sanat galerisinde ruhunu bulmuşa benziyor. Kuş vurgusu serginin girişinden itibaren başlıyor. Sanatçıları da bu serginin farklı kuşları olarak gören Yazıcı, 'Bizim kuşlarımız birbirinden farklı coğrafyalardan geldi. Amerika, Japonya, Polonya, İsrail, İran, Mısır, İngiltere, Nijerya gibi ülkelerden katılımcı sanatçılar var. İnternetten metnimizi görüp bizimle çalışmak isteyenler oldu. Bizde sınırlayıcı davranmadık. Burada önemli olan sanatçının işi' diye konuşuyor.

BİR RÜYA GÖRDÜM, HAYROLA!

Yazıcı'nın ayrıca sergide bir eseri bulunuyor. Perde isimli, çalışmayı, gördüğü bir rüyadan etkilenerek tasarlayan sanatçı, farklı farklı perdelerin arkasından Allah'ın güzellik ve kudret esmasının tecellisine selam duruyor. 'Bu yolda bir dervişlik yapıyoruz' diyerek, destek beklediklerini de ifade eden Yazıcı sözlerine şöyle devam ediyor: 'Sergiye giriş ücretsiz. Çünkü kavramsal sanat ilk başlarda sokak sanatı olarak ortaya çıkıyor. Bu iş sanatın ruhuna da uygun. Buradaki eserlerin hiçbirinin etiketi yok, felsefesi var.'

Sergi koordinatörü Fatma Yıldız bianel için 2 yıl kapı kapı dolaştıklarını söylüyor. Çağdaş sanat alanında yeni bir dil oluşturmak istediklerini belirten Yıldız 'Bu elitist ve halktan uzak sanatı halka yakınlaştırmak istedik. Kendi kültür kodlarımızla yeni bir sanat anlayışı getirmek amacındayız' diyor.

Tarihi mekânı yıkıyorlar(!)

Serginin ilk giriş salonunda Mısırlı sanatçı Mohamed Alaa'ya ait Dönüş Yolu isimli performans bulunuyor. Tuğlalardan örülü yıkılmış duvar yerleştirmesiyle kendi içimizdeki ve dünyadaki duvarlara vurgu yapan sanatçının bu eseri iyi anlaşılmamış olacak ki sergiyi gezen bir ziyaretçi, 'tarihi esere zarar veriliyor' diyerek Tarih Çevre Koruma Müdürlüğü'ne şikâyette bulunmuş. Küratör Yazıcı 'Tarihi mekânın duvarını yıkıyorlar diye şikâyet edildik. Gelen müfettiş durumu fark etti ama bu yaşanan olay sanata yaklaşım açısından oldukça önemli. Sergiyi gezen kişi bunun bir performans olduğunu fark edememiş bile' diyor.

Yerli ve yabancı sanatçılar buluştu

Sergiye katılan sanatçıların isimleri şöyle: Ahmet Özel, Ali Boozari, Ania Daria Merska, Ayşe Taşkent, Bernd Metz, Cenk Ertürk, Emeka Ogboh, Emel Erkan, Emel Nekay, Fatma Yıldız, Gamid Ibadullayev, Gülsevim Can, Hava Küçüköner, Hülya Yazıcı, Hüseyin Aktaş, Inbar Ben Ishay, İlhami Atalay, İpek Şenel, Jing Zhou, Lana Al Shami, Mary K. Foltz, Melike Demirkaynak, Mohamed Alaa, Mustafa Küçüköner, Nihal Odalı, Özgür Vural, ÖzlemGüzelyurt, Pınar Atlı, Said Adrus, Salome MC, Serap Ekiz, Sinan Sertel, Ufuk Duygun, Zeynep Kara..

11 yıl önce