|

9 doğurtan kareler

İlk fotoğraf makinasını dedesi Kore Savaşı'ndan dönerken getirmiş. İktisat okusa da sonunda doğum fotoğrafçısı olmaya karar veren Jasmin Traub, girdiği ilk on doğumda heyecandan ağladığını söylüyor ve ekliyor: 'Anneler doğururken ben de en güzel kareleri çekmek için adeta dokuz doğuruyorum.'

Merve Sena Kılıç
00:00 - 17/02/2013 Pazar
Güncelleme: 15:43 - 16/02/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
9 doğurtan  kareler
9 doğurtan kareler

En özel ve güzel anlara şahitlik eden doğum fotoğrafçısı Jasmin Traub, daha küçük yaşlarda, dedesinin Kore Savaşı'ndan dönerken getirdiği fotoğraf makinasıyla, gördüğü her şeyi fotoğraflamaya başlamış. Tatile gittiği yerlerde doğa fotoğrafları çeker, filmleri boşa harcadı diye de annesinden azar işitirmiş. 'O zamanlar film tab ettirmek çok pahalıydı' diyen Traub, ilk fotoğraf makinasına dokuz yaşında sahip olunca biraz daha rahatlamış. Ailesinde fotoğraf çekmenin bir hobi olduğunu söyleyen Traub, fotoğrafçılığa ilgi duymasında annesinin büyük etkisi olduğunu belirtiyor. Lise yıllarında başarılı bir öğrenci olduğu için fotoğrafçılık bölümünde okumasına izin vermeyen ailesinin zoruyla ekonomi okuyan Jasmin Traub, mezun olduktan sonra on beş yıl çeşitli firmalarda çalışmış ama fotoğraf makinasını da elinden hiç düşürmemiş. 'Bir süre sonra yaptığım mesleğin bana uygun olmadığını gördüm ve fotoğrafçılık eğitimi almaya karar verdim' diyen Jasmin Traub uzun zaman çeşitli alanlarda fotoğraflar çekmiş ama en sonunda doğum fotoğrafçılığı yapmaya karar vermiş. Şu ana kadar dört yüze yakın bebeği fotoğraflayan Traub, yeni başlayacakları bir proje çerçevesinde Doğu illerindeki doğumları, isteyen aileler için, gönüllü fotoğraflayacak ve bunlardan bir sergi yapacak.

İLK ZAMANLAR AĞLIYORDUM

Alman bir baba ve Türk bir annenin kızı olarak dünyaya gelen Traub, zamanla portre fotoğraf çekmenin daha anlamlı olduğunu düşünmüş ve eğitim aldıktan sonra bir süre bunun üzerine yoğunlaşmış. Fakat 2009'da bir arkadaşının doğumuna fotoğraf çekmek için girince çok etkilenmiş ve sonrasında çoğunlukla doğum fotoğrafları çekmeye başlamış. O ana şahitlik etmenin insanı inanılmaz duygulandırdığını ve kendinden bir parça olmasa bile olayla bütünleştiğini söyleyen Traub, 'Zaten hikayeye ortak olduğunuz için fotoğraflar da o denli doğal ve anlamlı çıkıyor. Ailelerle önceden de tanışıp, hikayelerini dinlediğim için fotoğraflarda yaşayan hikayeler ortaya çıkıyor' diyor ve doğum fotoğrafçısının doğallığı bozmamak için görünmez olmasının gerektiğini ekliyor. Normal doğumların daha heyecanlı olduğunu söyleyen Traub, 'Annenin elini tuttuğum, fotoğrafı bir kenara bırakıp, onun acısını paylaştığım zamanlar bile oluyor. Şu ana kadar dört yüze yakın doğumu fotoğrafladım. İlk on doğumumda çok ağlamıştım. İnsan ister istemez kendini annenin yerine koyuyor. Ben de resmen dokuz doğuruyorum. Çok şükür şimdiye kadar girdiğim doğumlarda kötü bir olay yaşamadım. Son zamanlarda anneler daha çok normal doğum yapmak istiyorlar. Suda doğum yapanlar da oluyor ama ben daha öyle bir doğum fotoğraflamadım' diyor. Artık elinin çok alıştığını, bazı acemi annelere bebeğin nasıl tutulacağını gösterdiğini de anlatan Traub, annelerin ilk doğumunda bilinmeyenin huzursuzluğunu yaşarken, ikinci doğumlarında tecrübeli oldukları için 'bilmenin' heyecanını yaşadıklarını söylüyor.

GECE GELEN BEBEK ZORLUYOR

Doğum fotoğrafçılığının on yıllık bir geçmişi olduğunu fakat son iki senedir çok fazla talep edildiğini belirten Traub, Türkiye'de ilk doğum fotoğrafçılığının Amerikan Hastanesi'nde ebelik yapan bir hemşirenin mesleğini bırakıp doğum fotoğrafı çekmesiyle başladığını söylüyor. Eskiden stüdyoda çekilen bebek fotoğraflarının biraz rafa kalktığını, çoğu annenin doğal fotoğraflar çektirmek istediklerini ifade ediyor. Traub, doğum fotoğrafı çekeceği ailelerle gebeliğin 36. haftasında tanışıyor. Hikayelerini dinliyor ve randevu veriyor. Sezaryanlar değil de normal doğumlar genellikle vakitsiz olduğu için gece başka bir doğumu çekip sabah başkasına gittiği oluyor. Yani bu da günde iki ayrı fotoğraf çekimi demek... Traub'un diğer fotoğrafçılardan farkı da kendisine ait bir bebek stüdyosu olması. Bunun çok nadir bulunduğunu söyleyen Traub, '0-3 yaş bebekleri orada da çekiyorum. Doğumundan üçüncü yaşına kadar belli aralıklarla çektiğim bebeklerim var. Bebekler çok çabuk değiştiği için, bazı aileler farklı yaşlarda fotoğraf çektiriyorlar' diyor. Fotoğraf çekimleri 400 TL'den başlayıp 2 bin 500 TL'ye kadar çıkıyor. Aileyi de interaktif olarak fotoğraflara katıyor. Böylelikle bebeklerin fotoğraflarda daha güler yüzlü, daha huzurlu çıktıklarını söyleyen Traub, toplamda çekimin üç saati bulduğunu da ekliyor.

Doğu'da gönüllü fotoğraf çekecek

Yakın zamanda yeni bir projeye başlayacağını söyleyen Jasmin Traub Doğu illerinde isteyen ailelerin doğum fotoğraflarını çekecek. O taraflarda doğum fotoğrafçılığının hem çok bilinmediğinden hem de ekonomik yetersizliklerden dolayı tercih edilmediğini dile getiren Traub, 'Gönüllü olarak her ay bir ilde üç dört ailenin doğum fotoğraflarını çekip onlara albüm yapacağım. Sonra anneler gününde çekilmiş fotoğraflardan bir sergi yapmak istiyorum. Aileleri de davet edeceğiz' diyor. Bir diğer projesi de en güzel doğum hikayesini seçmek... Jasmin Traub'un Facebook sayfasında ailelerin paylaştığı doğum hikayeleri arasından oylama sonucu en çok beğenilen seçilecek. Traub, 'Herkesin hikayesini muhakkak kendine göre güzeldir, özeldir. Amacımız anılarını taze tutmak. İsteyen herkes sayfada hikayesini paylaşabilecek. Güzel hikayeleri okumak, anne olmak isteyen diğer kadınları da cesaretlendirecektir' diyor.

11 yıl önce