Türk edebiyatının insanı en iyi tanıyan ve anlatan yazarlarından Nahit Sırrı Örik’in bugüne dek hiç sahnelenmemiş oyunu 'İhanet' ilk kez seyirciyle buluşuyor. Özen Yula’nın yönetmenliğinde Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konan oyun, 1930’lu yıllarda, Sacide ve Macide adlı iki kız kardeş arasındaki ihtiraslı çekişmeyi anlatıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki bu öykü, güzel-çirkin, iyi-kötü, galip-mağlup ekseninde şekillenerek sunuluyor. Örik’in külliyatında yer bulan fakat yaklaşık 90 yıldır gün yüzüne çıkmayan İhanet’i keşfedip sahneye koyan Özen Yula ile konuştuk…
Nahid Sırrı Örik, bu oyunu 1930’larda yazmış. Zaman içinde sahnelenmeyince bunu hikayeye çevirmiş. 'Bir Posta İki Arslan' adıyla hikayeye çevirmiş. Daha sonra 1952’de Nahid Sırrı’nın 'Alın Yazısı' diye güzel bir oyununu yapıyorlar. O arada bu oyunu yeniden yazmak için yüreklendirilmiş. 1953’te de İhanet’i yeni haliyle sunuyor. Tam oynanacakken, yönetmen bir şekilde yapmak istemiyor. Oyun tarihin karanlığına gömülüyor. Toplu eserler basılırken bu oyun da bulunuyor ve Oğlak Yayınları tarafından yayımlanıyor. Sonuncu oyun İhanet, beni tuttu, kendine bağladı.
Nahid Sırrı’nın dönemine yaklaşımını çok severim. Habis diyebileceğimiz insan tabiatını bu kadar netlikte ve çeşitlilikte anlatabilme hünerini severim. Oyunlarını okuduğumda çok hoşuma gitmişti. İhanet bir şekilde aklımda kaldı, çünkü iki kız kardeş üzerinden insanın kötü tabiatını bunu aileyle, devirle birleştirerek işliyor. Çok iyi malzemesi var.
İhanet, abla-kardeş olan Sacide ve Macide’nin hikayesi. Babaları müdür, anneleri ev hanımı. Samanpazarı’nda bir konakta yaşıyorlar. Ankara’da cumhuriyetle birlikte yerleşim alanları değişiyor. Ama bunlar konakta kalıyor. Sacide, akrabaları olan Celal ile nişanlı ve çok büyük ihtirasları olan bir kadın. Kızkardeşi ise okumayı seven sanatla ilgilenen biri. Fakat o da Celal’e aşık. O sırada 70 yaşında zengin bir işadamı geliyor. Sacide’ye aşık oluyor, o da onun pırlantalarına aşık olunca Celal’i bırakıyor. Zenginliği tercih etmesiyle farklı bir dünyaya açılması, çok ilgi çekici biçimde anlatılıyor.
Yazar, oyunda insanı modern bir bakış açısıyla işliyor. Sacide’ye ele aldığımızda, şu anda böyle yüzbinlerce kız var. Var olmak için elinde olanla yetinmeyip, başkasındakini isteyenler… Sınıf atlama hikayeleri, sevdiğiyle, ailesiyle yetinememe hikayeleri bunun üzerine kuruludur. Olduğundan fazlasını istemek çok bize özgü bir şey. İnsanlık tarihi boyunca değişmeyen şeyler vardır. İnsan birbirini sever bunun adı aşk olur, sonra başka birini sever bunun adı aldatma, ihanet olur. Bu kavram hiçbir zaman değişmez. İnsan tabiatına dair olan şeyler, teknolojiyle birlikte biçim değiştirirler.