|

Alfa Ndiaye’nin insanlıktan çıkışı

Bitmemiş bir roman Gece Tüm Kanlar Karadır. Şiir gibi başlıyor ve şiir gibi bitiyor. Yine de çok şey anlatmayı başarıyor. David Diop’un şair olduğunu öğrendiğimde bu yüzden şaşırmamıştım.

Ömer Yalçınova
04:00 - 15/12/2021 Çarşamba
Güncelleme: 03:59 - 15/12/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
Gece Tüm Kanlar Karadır, David Diop, Çev. Aycan Başoğlu, Sahi Kitap, Ağustos 2021.
Gece Tüm Kanlar Karadır, David Diop, Çev. Aycan Başoğlu, Sahi Kitap, Ağustos 2021.

Gece Tüm Kanlar Karadır’ı okumaya fazlasıyla önyargılı başladım. Fark edileceği üzere kitabın ismi ilgi çekici olduğu kadar ürkütücüdür de. Ayrıca romancı David Diop’u daha önce hiç duymamıştım.Önyargılarıma rağmen romanı okumaya başladığımda, “Ama bu bir roman değil şiir,” diye düşünmüştüm. Gerçekten ilk bölümde kahramanın kendisiyle sıkı bir hesaplaşması, yakarışı ve üstesinden gelinemeyen acının dile getirilişi vardı. Kitabın ismiyle okuyucusunda oluşturmayı başardığı ürküntüyü yazar, on üçüncü bölüme kadar artırıyor, şiddetlendiriyor, dallandırıp budaklandırıyor. İkinci bölümü okuyup bitirdiğimde, farklı bir önyargı daha oluştu bende. O da şu: “Hah evet, bir savaş karşıtı roman daha,” diye düşündüm. Gece Tüm Kanlar Karadır’ı hümanist bakış açısıyla yazılmış, underground bir roman sanmıştım. Haksız da sayılmazdım, anlatılanlar, düşünebileceğimizden çok daha vahşiydi. Fakat ilginç bir şekilde yazar, kahramanı Alfa Ndiaye’nin olayları nasıl yorumladığı, nasıl değerlendirdiği ve hangi sonuçlara ulaştığını da olay anlatımı içinde veriyordu. İtiraf etmek gerekirse, bütün önyargılarıma rağmen, romanı elimden bırakamamıştım. Anlatım, oldukça akıcıydı. Olaylar ilgimi çekmese de, kahramanın düşünce ve hisleri, sarsıcıydı.

BİR AFRİKA GERÇEĞİ

On üçüncü bölümden sonraysa, Gece Tüm Kanlar Karadır’ın gerçek olayına, ana fikrine geliyorduk. Ana kahramanlar Alfa Ndiaye ve Mademba Diop, Afrikalıydı. Onlara ordu içinde “Çikolata askerler” deniliyordu. Fransız askerlere ise “Toubab”. “Çikolatalar” değişik sebeplerle Alman-Fransız savaşına katılmışlardı. Mesela Mademba, tahsilini ilerletmek, Fransa’ya yerleşmek, ticaret yapmak ve zengin olmak için bu savaşın içindeydi. Alfa ise, kaybolan annesini bulmak umuduyla, “kardeşten de öte”si Mademba’nın peşine düşmüştü. Mademba Afrika’da açılmış bir Fransız Okulu’na gitmiş, orada Fransızca öğrenmişti. Okul ayrıca Mademba’yla Alfa’nın savaşa katılmasını da sağlamıştı. Bu bilgiler, romanın ilk bölümünde rastladığımız vahşi olayları açıklamaya yetiyordu. Yazarın, Alfa’nın sergilediği vahşeti, bütün detaylarıyla vermeye çalışmasının sebebi de yavaş yavaş anlaşılmaya başlıyordu. Romanda anlatılan, Afrika’nın gerçeğiydi. Bu gerçeğin temelindeyse, Batı sömürgeciliği ve açgözlülüğü yatıyordu. İşin doğrusu, bu canalıcı gerçek, ilk bölümlerde anlatılan ürkütücü olaylardan daha sarsıcıydı.

Mademba yaralanır ve “kardeşten öte” gördüğü Alfa’ya kendini öldürmesi için yalvarır. Alfa onu öldürmez, ama kardeşten öte gördüğü Mademba’nın uzun süre nasıl acı çektiğini izlemek zorunda kalır. Alfa’nın insanlıktan çıkışı, bu şekilde başlar. Kardeşimi dinlemeli ve onu öldürmeliydim diye düşünmeye başlar. Bu düşünce ve Mademba’nın ölüm anı, romanın çevresinde döndüğü, merkez olaydır. Alfa sürekli bu anın acısıyla anlatır. Alfa bu olaydan önce “...kendi başıma düşünmeyi bilmiyordum.” der. Kendi başına düşünmeyi öğrendiğinde, yirmi yaşına kadar başından geçen bütün olayları anlamlandırmaya başlar. Biz, Gece Tüm Kanlar Karadır’da bu düşünceleri okuruz. David Diop’ın roman boyunca gösterdiği başarısı ise, bu düşünceler yedeğinde olayları da aktarmasındadır.

Bence bitmemiş bir roman Gece Tüm Kanlar Karadır. Şiir gibi başlıyor ve şiir gibi bitiyor. Yine de çok şey anlatmayı başarıyor. David Diop’un şair olduğunu öğrendiğimde bu yüzden şaşırmamıştım.

#David Diop
#Sahi Kitap
#Afrika
2 yıl önce