Nobel ödüllü İskoç bakteriyolog Alexander Fleming’in penisilin keşfi ile insanoğlunun hayatına giren antibiyotiğin şimdiye kadar yüz milyonlarca hayatı kurtardığı biliniyor. Gelgelelim 1940 yılında kullanıma giren antibiyotikler, yarım yüzyılı aşan macerası sonunda bugün artık eskisi kadar etkili değil. Bunun nedeni ise tüm dünyada aşırı ve yanlış kullanıma bağlı olarak pek çok bakteri, virüs, mantar ve parazitin antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiş olması. Antibiyotik direnci ABD’de her yıl 35 milyar dolar ek harcamaya neden oluyor. Ölümlerin yüzde 45’inin halen enfeksiyon hastalıklarına bağlı olduğu fakir ülkelerde ise durum çok daha vahim.
Eş-dost tavsiyesi ile kullanmayın!
Doktorunuz önermedikçe antibiyotik kullanmayın.
Ecza dolabınızda biriktirmeyin.
Grip ve soğuk algınlığında hemen antibiyotiklere sarılmayın.
Tedavide doz ve süreye dikkat edin.
- Her yıl 1 milyar TL ödüyoruz
- 2002 sonrası sağlık hizmetlerinin sunumunda büyük yol kat eden Türkiye, öte yandan sezaryen, antibiyotik kullanımı gibi düşük olması gereken alanlarda da dünyada zirveye oynuyor. Türkiye, binde 42’ye ulaşan antibiyotik kullanımı ile Avrupa’da açık ara önde. 2016 rakamlarına göre Türkiye’de her gün yaklaşık 3,3 milyon antibiyotik hapı tüketiliyor. Yaklaşık her üç reçeteden birinde antibiyotiğin yer aldığı Türkiye, bütçeden her yıl 1 milyar TL’nin üzerinde parayı antibiyotiklere ödüyor.
- Antibiyotik sonrası çağa hazır olun!
- Uzmanlara göre protez cerrahisi gibi büyük cerrahi girişimler, organ nakilleri, prematüre bebeklerin tedavisi, kanser kemoterapisi gibi önemli çalışmalar etkili bir antibiyotik tedavisi olmadan başarıyla devam edemeyebilir. Bu tablo, bir anlamda modern tıbbın iflasının habercisi. Antibiyotikleri böyle kullanmaya devam edersek yakın zamanda “antibiyotik sonrası çağa” yani insanoğlunun basit enfeksiyonlardan ötürü hayatını kaybedeceği bir döneme girebiliriz!