|

Beyaz önlüklü Nazi katiller

Adolf Hitler'in ari ırk oluşturmak için neler yaptığı tarih boyunca pek çok yapıma konu olmuştur. 'Beyaz Önlüklü Katiller'de gaz odaları ve insan fırınlarının dışında farklı bir yönteme dikkat çekiliyor. Yazar Lenny Lapon, Nazi Almanyası ve Birleşik Devletler’de akıl hastalarının psikiyatristler tarafından toplu katliamlarını belgeleriyle beraber okura sunuyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/06/2016 Çarşamba
Güncelleme: 20:04 - 7/06/2016 Salı
Yeni Şafak
GÖKHAN ERGÜR


Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi lideri Adolf Hitler, kanla beslediği Alman İmparatorluğu'na ve dünya üzerindeki en yüce ırk olarak gördüğü Alman ırkına, patolojik bir biçimde bağlıydı. Hitler'e göre dünyanın idaresini bu yüce imparatorluk ve safkan (ari) ırk üstlenmeliydi. Nazilere göre en katışıksız ırk olan Germenlerin yani Almanların içinde bulunduğu darboğazdan sıyrılıp kuvvetlenmeleri ve dünyaya hükmetmelerinin bir yolu da ari olmayan; Yahudiler, Çingeneler, psikolojik rahatsızlık yaşayanlar ve engellilerin temizlenmesiydi. Bu ırk ıslahı ve soy temizliği için Almanya başta olmak üzere II. Dünya Savaşı sırasında işgal edilen topraklarda birçok toplama kampı kuruldu. Açlık, işkence, şiddet ve türlü deneylerin yapıldığı bu kamplarda insanlık onuru göz göre göre çiğnendi.



Lenny Lapon'un “Beyaz Önlüklü Katiller”i, bu insanlık dışı eylemlerin öncesini ve sonrasını detaylı bir şekilde ele alıp günümüz psikiyatri dünyasını yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor. O dönemdeki vahşeti, psikiyatrik soykırım olarak adlandıran Lapon, Hitler'in Nazi Almanyası'nda binlerce 'akıl hastasının' ve diğer 'işe yaramaz yiyicilerin' öldürülmesinin, pratik ve ideolojik bir şekilde altı milyon Yahudi'nin yok edilmesine nasıl adım adım gidildiğini tüm detaylarıyla açıklıyor.



İKİNCİ SINIF İNSANLAR


Ölüm ve işkence merkezlerinin ilki 1939 yılında Brandenberg'de kurulup gaz odalarında psikiyatristler tarafından binlerce akıl hastasının öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Bundan iki yıl sonra tecrübeli katil psikiyatristler, Auschwitz'de gaz odaları kurmaları ve yönetmeleri için görevlendirilir. 1941 yılının Eylül ayında ilk zehirleme bu toplama kampında gerçekleşir, kurbanlar; 250 akıl hastası, 600 Rus savaş mahkûmu ve Yahudilerdir.



Akıl hastaları, Yahudiler, Çingeneler, eşcinseller ve Slavlar gibi 'ikinci sınıf insanları' yok etmek için gerçekleştirilen bu sözde bilimsel vahşetin yasal ve sözde bilimsel temeli Amerikalı soy ıslahı bilimcilerine dayanıyordu. Amerikalı soy ıslahı bilimcileri, 1933 ve 1945 yılları arasındaki dönemde Nazi katil-doktorlar ve kitle kıyıcılar üzerinde derin bir etki bırakmışlardır. Bu etkinin bir yansıması olarak 1933'te Hitler iktidara geldiğinde “Kalıtımsal Hastalıklardan Muzdarip Soyların Önüne Geçme Yasası”nı çıkartıp çoğu akıl hastası olan 375.000 kişinin kısırlaştırılmasına neden olmuştur.



Leny Lapon'a göre şu anda psikiyatri dünyasına yön veren Birleşik Devletler'deki çok az psikiyatrist akıl hastalarına karşı uygulanan soykırımı eleştirmek için sesini yükseltebildi. Büyük tıp ve psikiyatri dergileri Nazi Almanyası'nın bu gizli tarihini aydınlatmak için yapılan araştırmaya yer vermeyi reddetti. Nadir istisnalar dışında bu korkunç suç, psikiyatri ders kitaplarında ve tarih kitaplarında görmezden gelindi. Birleşik Devletler'deki psikiyatristler, kendi ırkçı ve soykırımsal teorileri ve uygulamalarının benzerliğinden ötürü sessizliklerini korudular. Lapon, Amerikalı ve Alman psikiyatristlerin her zaman birbirine hayran olduklarını, ulusal ruh sağlığı konferanslarında birbirlerinin sırtlarını sıvazladıklarını özellikle vurguluyor.



ÇOCUK ÖLÜMLERİ


Kitapta aktarılan anektodlar kan dondurucu nitelikte: 1939 yılının sonbaharında, bir grup psikoloji öğrencisine, Nazi Almanyası'ndaki Egfing-Haar psikiyatri kurumu gezdirilir. Kurumun yöneticisi ve psikiyatrist Dr. Pfannmuller, hastalar üzerinde kullanılan soy ıslahı hareketi anlatılır. Çocuk servisindeki yaşları bir ila beş arasında değişen yirmi beş çocuk açlıktan ölmek üzeredir. Pfannmuller, bir deri bir kemik kalmış, ölmek üzere olan çocuğu havaya kaldırıp, öğrencilere, yiyeceğin aniden değil, yavaş yavaş kesildiğini ve çocuğun bir iki gün daha hayatta kalabileceğini söyler. Oradaki öğrencilerden biri olan ve daha sonrasında bir savaş suçlusu olarak yargılanan Ludwig Lehner, Nürnberg Savaş Suçları Duruşması'nda yeminli ifadesinde bu olayla ilgili şunları söyler: ''Etrafı açlıktan ölmek üzere olan çocuklarla sarılmış, tombul elinde titreyen küçük iskelet ile sırıtan şişman adamın görüntüsünü asla unutamayacağım.''



Akıl hastalığı ve fiziksel deformasyonları olan çocukların yok edilişi Hitler'in 1939 yılı baharında kurduğu Nazi Kalıtsal ve Bünyesel Ciddi Hastalıklar Araştırma Komitesi'nin yönetimi altında gerçekleştirildi. Bu özellikleri taşıyan çocukların katledilişini psikiyatrist Fredric Wertham şöyle anlatıyor: Ölümle cezalandırılan çocuklar özel 'çocuk bölümlerine' gönderildiler; ilk olarak Goerden'e, sonra Eichberg'e, Idstein'a, Steinhof'a ve son olarak da Eglfing'e. Çoğu, ilaç gibi kaşıkla verilen ya da yemeklerine karıştırılan artan dozda Luminal ve başka ilaçlarla öldürüldürler. Ölmeleri günlerce, bazen haftalarca sürdü. Gerçek uygulamada, Nazilerin öldürme nedenleri giderek daha kapsamlı bir hal aldı. Kötü şekilli kulaklara sahip olan çocuklar, yatak ıslatanlar ya da hiçbir sağlık sorunu olmamakla birlikte eğitilmesi zor çocuklar bu kategoriye giriyordu. Reich komisyonu altında gelen çocukların çoğu bebekti. Getirilen çocukların yaş aralığı üç ila on yedi arasında değişiyordu.



Akıl hastaneleri, zihinsel engelliler bakımevleri, yetimhaneler, klinikler, doğumevleri gibi yerlerden toplanan insanlar bir formla kaydettirilip ülkenin çeşitli yerlerindeki ölüm merkezlerine gönderilerek çeşitli deneylerde kullanıldı ve sonunda öldürüldü. Ailelerine ise şöyle bir mektup gönderildi: ''Bakanlık emri ile kısa bir süre önce kurumumuza transfer olan yakınınızın beklenmedik bir şekilde öldüğünü söylemekten üzüntü duyuyoruz. Maalesef tüm tıbbi çabalarımız yetersiz kaldı. Bulaşma tehlikesinden ötürü, polisin emriyle cenazeyi derhal yakmak zorunda kaldık.''



'Beyaz Önlüklü Katiller' özellikle ruh sağlığı alanında çalışanlar ve II. Dünya Savaşı meraklıları için önemli bir çalışma. Bugün dünyaya akıl veren ve yüksek kültürüyle övünen toplulukların geçmiş dönem insanlık dışı faaliyetlerini bir kez daha hatırlamamıza yardımcı olacak önemli bir kitap.







• • •


Beyaz Önlüklü Katiller


Lenny Lapon


Çev.: Burcu Denizci


Pales Yayınları


2016


380 sayfa




#Adolf Hitler
#Lenny Lapon
#Beyaz Önlüklü Katiller
8 yıl önce