|

Beyoğlu’nun havası değişiyor

İstiklal Caddesi üzerinden yapılan karalama kampanyalarına bakılırsa İstiklal Caddesi’nde eski hava kalmadı, herkes birer birer mekanlarını terk ediyor. Peki gerçek bu mu? Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’a sorduk, cevabını sokaktan aldık: Beyoğlu eskisinden daha güzel oluyor, biz yanıldık, geri dönüyoruz başkanım.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/12/2017 Pazar
Güncelleme: 07:34 - 23/12/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
 Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’a sorduk, cevabını sokaktan aldık
Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’a sorduk, cevabını sokaktan aldık

Herkesin kendini iyi hissettiği, vakit geçirmeyi sevdiği mekanlar, sokaklar vardır. Benim sevdiğim mekanların başında İstiklal Caddesi gelir. İstiklal Caddesi’nden aşağıya Galata Meydanı’na doğru inmek, o kalabalığa karışmak, vitrinleri izlemek, sokaktan yükselen müziğin ritmine kapılmak ne güzeldir. Öğrencilik yıllarımda daha çok kültür merkezlerindeki etkinlikleri takip etmek, film izlemek ve sergileri gezmek için Taksim’e giderdim. Sayıları her gün artan kitapçılar, sahaf festivalleri, Akbank Sanat, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Yapı Kredi Kültür Merkezi ya da Borusan Kültür Merkezi o yıllarda kültür sanatın nabzının attığı adreslerdi. Bir süre sonra nikah salonuna dönen Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, tadilata giren Yapı Kredi Kültür binası, kapanan mekanlar, kitapçılar derken ardından Gezi Olayları patladı. Eski canlılığını yitiriyor deyip arkamızı döndüğümüz İstiklal Caddesi’nde bir de inşaat çalışmaları başlayınca, buluşma adreslerimiz arasından burası yavaş yavaş çıktı.

SİYASİ KAVGANIN MERKEZİ

Gazetecilik mesleğine ilk başladığım 90’lı yılların sonunda neredeyse her gün bir eylemi haber yapmak için elimizde fotoğraf makinasıyla koşup gittiğimiz İstiklal Caddesi’nde son yıllarda artık eylemlerin de içerikleri değişti. Kayıp yakınları için Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanan Cumartesi Anneleri, feminist kadın yürüyüşleri, işkencecilere karşı direnenler, hak arayan işçi ve memurlar yerlerini İstiklal Caddesi’ndeki değişime karşı direnenlere bırakmıştı. Emek Sineması, AKM binası ya da Narmanlı Han için yapılan eylemler için toplanıyorlardı. Daha sonra bu kalabalık da dağıldı, artık ünlü yazarlar, oyuncular, sanatçılar, iş adamları sosyal medya hesaplarından İstiklal Caddesi’ne gelmediklerini, ‘eski havasının söndüğünü’ dile getiren mesajlar paylaşıyorlardı. Bu mesajlar ve yapılan haberlerle birlikte İstiklal Caddesi’yle ilgili büyük bir karalama kampanyası başlatıldı. Siyasi kavgalar Taksim üzerinden devam ediyordu artık. Gençlerin İstanbul’u terk edip İzmir’e gittiği, eğlence mekanlarının Beşiktaş ve Kadıköy’e taşındığı haberlerini artık sıkça okuyorduk.

ELEŞTİRİLERE VERİLEN CEVAPLAR

Bütün bu olumsuz haberler karşısında, 2004 yılından beri görevinin başında olan Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan yılmadı, insanlarla tek tek iletişime geçti; STK üyeleriyle buluşmalar gerçekleştirdi, kaderine terkedilen İstiklal Caddesi’ndeki binaları yeniden yaşanabilir mekanlar yapmak için tüm eleştirilere rağmen sahipleriyle birlikte çalışmalar yürüttü. Tramvay yolunu yeniden yaparak İstiklal Caddesi’nde büyük bir değişime imza atmak için kolları sıvadı. Peki bu değişimlere rağmen yapılan eleştiriler niçin bitmiyordu, hala devam eden memnuniyetsizliğin asıl sebebi neydi, gerçekten insanlar Beyoğlu’nu terk ediyor muydu? Beyoğlu, kültür sanat alanında farklı düşüncelerdeki insanları buluşturacak bir mekan olacak mıydı?


BAŞKANIM TEFTİŞTEYİZ

Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan’la önce belediye binasında buluştuk, ilk çaylarımızı burada içtik. Bu arada da Beyoğlu için yapılan bütün eleştirileri tek tek kendisine sordum, o da tüm samimiyetiyle sorularımı cevapladı. Daha sonra ise birlikte İstiklal Caddesi’nde bir yürüyüş yaptık, ardından İnci Pastanesi’ne gidip profiterollerimizi yiyip, son çaylarımızı içtik. Bu yürüyüş sırasında sokakta çok sayıda insanla karşılaştık. Başkan Misbah Demircan’la kurdukları ilişki o kadar doğal ve samimiydi ki, her şeyden önce bu ilişkinin doğallığına hayret ettim. Mesela tatlılarımızı yerken, 65-70 yaşlarında bir hanımefendi başkanın yanına gelip selam vererek şöyle dedi: “Ben her sabah yaptığınız işleri teftiş için yürüyüşe çıkar, Tünel’e kadar inerim. Tebrikler, işler güzel gidiyor?” Sonra da başkanın cevabını bile beklemeden hepimize el sallayarak gitti. Eleştiriler de övgüler de bu doğallık ve samimiyet içinde yapılıyordu. Tramvayın yolu için ‘a niye yeşil yaptınız, yağmur yağınca kirlenecek, keşke kırmızı yapsaydınız’ diyen 50 yıllık esnaf da çok doğaldı, Gezi eylemlerinin en ön saflarında gördüğümüz ressam Muzaffer Akyol’un ‘Başkanım Beyoğlu çok güzel oldu, Narmanlı Han’ın yeni halini çok beğendik’ sözleri de.

BİZ YANLIŞ YAPTIK BAŞKANIM

‘Tarihi markalara sahip çıkılmıyor tek tek kapanıyorlar, bu eleştirilere ne diyorsunuz’ sorumun cevabını başkandan önce İnci Pastanesi’nin sahibi Musa Ateş cevaplıyordu: “Biz yeni yerimizden memnunuz. Geçmişine sahip çıkarak yapılan her değişimi destekliyoruz. Bizim sadık müşterilerimiz buraya da gelmeye devam ediyor. Zaten en iyi müşterimiz başkan ve ailesi. Her hafta çocuklarıyla birlikte mutlaka bize uğrar.” Peki ‘Gezi olaylarından sonra İstiklal Caddesi’ne bir kesim gerçekten küstü mü?’ diye yarım saat önce başkana sorduğum sorunun cevabını da, yürürken arkadaşıyla birlikte önümüzü kesen Mono Bar ve Kafe’nin sahibi Murat Melkonian veriyordu: “Başkanım Beşiktaş’a gittik ama orada İstiklal Caddesi’nin havası yok, bir ay önce Erol Dernek Sokağı’na geri döndük. Sizinle çok kavgalar ettik ama haklı çıktınız. Gerçekten Beyoğlu çok güzel oldu ve biz geri döndük ve diğer arkadaşlar da pişman. Yapılan dedikodulara bakılırsa, önümüzdeki bahara kadar herkes yeniden buraya dönecek. Yaptığımız eleştirilerde haksız olduğumuzu anladık, gerçekten Beyoğlu çok güzel oluyor.”


Kültür sanatın kalbi olacağız

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, geçtiğimiz haftalar Urfa’ya gitmiş ve orada bir vatandaş ‘Başkanım, tramvay yeniden geri dönecek mi?’ diye sormuş. Sadece İstanbul’da yaşayanların değil, yolu İstanbul’a düşen herkesin Beyoğlu ile bir gönül bağı kurduğunu dile getiren Demircan, bunun sebebini şöyle yorumluyor: “Biliyorsunuz, İstanbul’daki binalar el yapımı. Hani deriz ya, yaptığım yemeğe sevgimi kattım diye. İşte bu binalar da insanların elinden çıkmış, onların sevgi ve emeklerinin işi olduğu için bir ruhu olan, çok insani yapılar. Burayı gezen insanlar, buranın havasını kokladığında kendini buraya ait hissediyor. Farklı dinlerin, dillerin kültürlerin buluşma yeridir Beyoğlu. Biz herkesin rengini taşıyoruz ve bütün renkler burada kendilerini buldukları gibi biz de onlarla birlikte kendimizi kainatın bir parçası görüyoruz. Özellikle Taksim’i kültür sanatın merkezi yapacağız. İki yeni sanat galerisi açıyoruz. Taksim Camisi’nin alt katında İslam Eserleri Galerisi yapacağız. AKM de açılınca sanatın her dalının yer aldığı bir buluşma yeri olacak.


Beyoğlu’nun rakibi açılan Avm’ler

* ‘Beyoğlu çok kalabalık ama profil daha farklı. Yerli halktan çok turist var’ dediğimde, Misbah Demircan, göreve geldiği 2004’teki kalabalığın şu an 10 katı bir kalabalık olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Düşünün, 10 bin yeni iş yeri açılmış. Otellerin sayısı artmış, şu an yüzde 60 dolu bu oteller. Gelenler üç gün gezip, ekonomiyi canlandırıp gidiyor. Beyoğlu’nda 200 bin kişi çalışıyor. 19 bin esnaf var. Ekonomik anlamda daha hareketli. Ama eski profil değişti diyebiliriz. Bunun sebebi ise, bence eskiden Beyoğlu İstanbul’un tek merkeziydi. Bugün her ilçede açılan AVM’ler var. Ve ilçeler yeni merkezler açarken tek rakip olarak Beyoğlu’nu görüyor. Artık çok daha fazla merkezi olan bir İstanbul var. İnsanlar kendi ilçelerindeki AVM’lere gidiyor. Beyoğlu’nun rakibi şu an ilçelerde açılan AVM’ler diyebiliriz.”


İşin sihiri konuşmak

“Konuşmak çok önemli, işin sihirli tarafı konuşmak” diyen Demircan, yolda yürürken şunları anlatıyor: “Beyoğlu’yla ilgili biri bir şey yazdıysa ben hemen onunla konuşmaya çalışıyorum. Birbirimizle konuşmamız lazım çünkü. Kabul eder etmez ama ben Beyoğlu ile bütün eleştirel yazıları okurum ve onlarla iletişime geçmeye çalışırım. Bu iletişimi kurmamız gerekiyor. Konuşacağız, tartışacağız ve herkesi davet edeceğiz. Emek Sinemasını eleştirenler şimdi bize hak veriyor, Narmanlı Han’ı tartışanlar artık yavaş yavaş fikir değiştirmeye başladı. Biz herkesi buraya davet ediyoruz. Zaten kıymetli olan da bu. Cihangir’e İstanbul’un en güzel sosyal tesisini yaptırıyorum, insanlar Cihangir keşfedecekler. Taksim herkesin ortak buluşma yeri olsun. İnsanlar aileleriyle, öğrenciler okuldan çıktıklarında buraya gönül rahatlığıyla gelsinler istiyorum.” Bu sohbet sırasında Başkan Misbah Demircan’dan aldığım bir başka güzel haber de, Tarık Zafer binasının yeniden kültür merkezi olacağı bilgisiydi.

#İstanbul
#Ahmet Misbah Demircan
#Beyoğlu
6 yıl önce