|

Bir ayakları okulda bir ayakları dünyada

Üniversitede öğretim üyesi olan Filiz Karaosmanoğlu ve Sevcan Akesi bugüne kadar yaklaşık 100 ülke gezmiş. Kendilerini "Gezgin hocalar" diye tanımlayan bu iki arkadaş, seyahate başlamadan önce gidecekleri ülke ile ilgili her türlü bilgiyi topladıklarını söyleyrekçok gezmenin yanı sıra çok okumanın da önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/06/2016 Pazar
Güncelleme: 20:21 - 4/06/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Filiz Karaosmanoğlu ve Sevcan Akesi... Bu iki arkadaşın yolları 3 yıl önce İzlanda gezisi sırasında kesişmiş. Akademisyenliğin dışında kendilerini 'gezgin' olarak tanımlayan hocalar, bu zamana kadar 100'e yakın ülke gezip türlü anılar biriktirmiş. Akademisyen ve gezgin kişiliklerinin yanında iyi bir anne olmayı da ihmal etmeyen gezgin hocalar, çocuklarını ve öğrencilerini de bu konuda hayli cesaretlendiriyormuş. Gezgin olmak için zengin olmanın gerekmediğini söyleyen hocalar "Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?" sorusunun cevabını da kendilerince bulmuş. Yolculuğa başlamadan önce gidecekleri ülke hakkında her türlü bilgiyi edinen hocalar, gezmek kadar okumanın da önemli olduğuna dikkat çekiyor. "Birlikte dünyanın öbür ucuna gideriz" diyen hocalar, özellikle Afrika Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin Bantu köyünde geçirdikleri korku dolu geceyi ve İtalya Matera'da aniden bastıran yağmurla sırılsıklam oldukları, inatla yağmur altında gezdikleri günü unutamıyormuş. Bir sonraki Slovenya seyahatleri için biletlerini ayırıp, sayfalar dolusu bilgiyi çalışmaya koyulan Karaosmanoğlu ve Akesi'nin hikayelerini kendilerinden dinledik.







KONGO'DA KORKU DOLU ANLAR


Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nde görev yaparken Prof.Dr.Sevcan Akesi Marmara Üniversitesi'ndeki görevinin ardından serbest diş hekimi olarak çalışıyor. İzlanda gezisi sırasında tanışan bu iki hoca, o gün bugündür hiç ayrılmamış. Birlikte çok zor parkurları atlattıklarını söyleyen Akesi " İzlanda gezisi Allah'ın bir lütfu bizim için. Sanki çocukluğumuzdan beri tanışıyor gibiyiz. Birlikte çok zor parkurlar atlattık. İnsanların gerçek karakteri gezilerde ortaya çıkar. Biz de işte bu gezi sayesinde çok iyi bir dost olduk" şeklinde konuşuyor. Geçtiğimiz Mart ayında otomobil kiralayıp Güney İtalya'yı karış karış gezdiklerini belirten Akesi, Karaosmanoğlu'nun şoförlüğünde, günün büyük kısmını değerlendirerek neşe ile yolculuk yaptıklarını söylüyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti gezisi için "Oğullarımız epeyce endişe duydu" diyen Akesi, o gece kurdukları çadırda yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: "Gece birden çalan tamtam sesleri ve bağırışlarla gözlerimizi açtık. Bize rehberlik eden bir yerli en son 1960 yılında pigmelerin bir insanı yediğinden bahsetmişti. Biz de çadırımıza doğru yaklaşan ateşin pigmelere ait olduğunu düşündük. O kadar korku dolu anlardı ki yaşadıklarımız. Neyse ki ikiz bebekleri dünyaya geldiği için kutlama yapıyorlarmış. Diğer bağırışların nedeni ise bir yerlinin ölümüymüş"







GEZGİNLERDE SPORCU RUHU VAR


Gittikleri ülkelerin kültürünü, tarihini, sosyal yaşantısını ve en önemli yerlerini araştırdıklarını söyleyen Karaosmanoğlu, yakın bir zamanda Girit gezisi için göç ve mübadele gibi pek çok konuyu çalıştıklarını belirtiyor. Böylelikle ülkelerin kendilerine tanıdık geldiğini ifade eden Karaosmanoğlu "Rehber bize bilgi versin diye beklemiyoruz. Çalışıyoruz. Örneğin, kitapladan Marakeşe'nin kızıl bir şehir olduğunu okumuştum.Gittiğinizde onu görmek inanılmaz bir şey. Filmin sonuna gelmek gibi" diyor. 2018 yılında Ruanda'ya girtmeyi planladıklarını söyleyen Karaosmanoğlu, gezginlerde sporcu ruhunun olduğunu dile getirerek " Bir gezginin gideceği ülkenin iklimine uygun hareket edip zamanını ve bütçesini iyi bir şekilde ayarlaması gerekiyor. Başarılı olmak için hiçbir detayı atlamamanız lazım. Her zaman bir B planınız olmalı" ifadelerini kullanıyor.



Avrupa'da futbolumuzla tanınıyoruz






Yabancıların Türkiye'yi yurt dışındaki basın yoluyla tanıdığını ifade eden Filiz Karaosmanoğlu "Cumhurbaşkanınız, başbakanınız tanınıyorsa sizi daha kolay tanıyorlar. Örneğin Davos ve G20 Zirvesi sonrası gibi... Ama Amerikan halkı gündemi fazla takip etmiyor. Avrupa'da özellikle futbolumuzla tanınıyoruz" diyor. Yaptıkları seyahatlerde kimi zaman çok zor anlar geçirdiklerini de sözlerine ekleyen Karaosmanoğlu "Gezilerimizde farklı farklı uçaklara biniyoruz. Mesala Küba'da bindiğimiz bir uçak bayağ eskiydi. Sevcan hoca da bir keresinde Hırvatistan- Dubrovnik'te teknede batma tehlikesi geçirmişti. Yine İtalya Matera'da aniden bastıran yağmur ve gök gürültüsüyle hayatımızın unutulmaz anlarını yaşadık" şeklinde konuşuyor.



Gezmeye İtalya'dan başlayın






Bir gezginin her konuda ekonomik olması gerektiğini belirten Karaosmanoğlu, havayolu şirketlerinin kampanyalarının takip edilmesi gerektiğini belirterek "Grup gezilerimizde tur firmalarıyla pazarlık yapıyoruz. Çünkü bir gezgin lüks olmamalı" diyor. Gezmeye yeni başlayanlar için İtalya'nın çok iyi bir başlangıç yeri olacağını sözlerine ekleyen Karaosmanoğlu "İtalya'ya gitmeden önce Roma Tatili, Roma'da Aşk Başkadır, Sezar filmleri seyredilmeli. Kitaplar okunmalı. Sonra oralar sizin de bir parçanız oluyor" şeklinde konuşuyor.



Tataristan köftesi, Özbekistan mantısı





Filiz Karaosmnaoğlu ve Sevcan Akesi yaptıkları seyahatlerin 'en'lerini de belirlemiş. Karaosmanaoğlu en çok İspanya'da eğlenirken, Tataristan'ın köftesi, Özbekistan ve Moğolistan'ın mantısını çok sevmiş. Sevcan Akesi ise Uzakdoğu yemeklerini çok beğenmiş. Akesi "En uzun seyahatim Sibirya gezisi oldu. Moğolistan'ın steplerinde ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde şartlar çok zordu. En çok Amerika'da eğlenirken, Afrika'da da çok üzüldüm" diyor. Türkiye Gezginler Kulübü üyesi olan Akesi ve Karaosmanoğlu aynı zamanda “Unutulmaz Gezi Anıları” kitabının 88 gezgin yazarından ikisi.



En çok Küba'ya çalıştım





Gezginlerin okuduğunu bulmaya çalıştığını söyleyen Akesi, Güney Amerika gezisi için Che Guevara'nın Motosiklet Günlükleri'ni okumaya başlamış. Yine bu seyahati için İspanyolca kursuna giden Akesi "Okuyup gezdikten sonra da yine gittiğimiz yerlerle ilgili okumalarımız devam ediyor" diyor. Gittiği ülkeler içinde en çok Küba'ya çalıştığını söyleyen Akesi "Küba'ya gitmeden önce de Havana filmi seyredilmeli. Küba'ya turlar genellikle 1 Mayıs'ta yapılıyor. Gittiğimizde orada çok büyük bir tören olmuştu. Herkes kutlamalarda birbirine saygı ve sevgi içinde yaklaşıyordu. Küba'da insanlar sokaklarda 24 saat dans ediyor, resim çiziyor. Buradan çok etkilendik" şeklinde konuşuyor.





#Filiz Karaosmanoğlu
#Sevcan Akesi
#Gezgin
8 yıl önce