|

Bir mutasavvıfın dönemine tanıklığı

Osmanlı devrinin son dönem din alimi ve siyasetçisi Ahmet Mahir Efendi’nin 1908-1920 yılları arasında kendi el yazısıyla tuttuğu hatıraları ilk kez gün yüzüne çıkarılarak Büyüyenay Yayınları tarafından basıldı.

Kamil Büyüker
04:00 - 15/10/2020 Perşembe
Güncelleme: 14:55 - 15/10/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Ahmet Mahir Efendi
Ahmet Mahir Efendi

Kastamonulu Ahmet Mahir Efendi (1861-1925) ismini sıklıkla Hikem-i Atâiye şarihi olarak duyar ve biliriz. Bu kez onun mutasavvıf kişiliği ile birlikte siyasi kimliğini de ihtiva eden, bir döneme tanıklığını içeren eserle karşı karşıyayız.

Yakın tarihimizde daha çok mutasavvıf kişiliği ile tanıdığımız ama şairliği, hukukçuluğu, mebusluğu ile pek çok alanda iz bırakmış olan Kastamonulu Ahmet Mahir Efendi’nin Siyasi Hatıraları ilk defa gün yüzüne çıkarılıp yayımlandı. Lamia Levent Abul tarafından daha önce doktora tezi ile başlayan süreç Ahmet Mahir Efendi’nin hatıratının bulunması ve yayımlanması ile neticelendi. “Bir Mutasavvıfın Siyasi Hatıraları” (Büyüyen Ay Yayınları, Temmuz 2020, 216 s.) döneme tanıklık eden mutasavvıf Ahmet Mahir Efendi’nin geniş bir biyografisi ile başlıyor. Ahmet Mahir Efendi’nin hayatının anlatıldığı bölümde Muallim M. Cevdet’in yazmış olduğu şu satırlar, onu şahsiyetini ana hatları ile ortaya koyuyor:

ÇOK YÖNLÜ BİR ALİM


“Kastamonu’da öyle sehhar bir halk vaizine rast geldim ki, lisanındaki icaz, Manastırlı İsmail Hakkı Efendi ile Nasuhizâde Asım Efendi’yi gölgede bırakır. Bu zat esbak İstinaf Mahkemesi azasından hukukişinas, mutasavvıf, şair, nihayet mebus Hacı Mahir Efendi merhumdur ki Mısır hükemasından Ataullah İskenderâni’nin hikmetlerini muazzam bir cilt halinde nef’iyane bir üslup ile tercüme ve şerh eylemiştir. Adliye Nâzırı Abdurrahman Paşa’ya Muhittin Arabi’nin Fütühat ve Füsus’undan dersler veren bir zattır. Sesi o kadar ruh fezâ idi ki bila- mübalağa söylüyorum, İstanbul’un en güzide hafızları arasında bir eşine rast gelmedim.” (s. 32)

Ahmet Mahir Efendi’nin hatıralarını anlayıp, doğru tahlil edebilmek için hayatının bilinmesi icap ediyor. Yazar Lamia Levent Abul’un kitabın girişinde yazdığı tafsilatlı Ahmet Mahir Efendi biyografisi bu açıdan önem arzediyor. Hem ilim yolculuğu hem de tasavvuf yolculuğu hayatının önemli bir başlangıç noktasını teşkil eden Ahmet Mahir Efendi, bir yandan medrese ilimlerini tahsil ederken diğer taraftan tasavvuf/tekke kültürü ile hemhâl olup, icazet almıştır. Kitapta izini sürdüğümüz kadarıyla nakşî-halidi gelenek üzere tasavvufi hayatı şekillenen Ahmet Mahir Efendi, Kastamonu’da Şeyh Ahmet Siyahi ve onun vefatından sonra Seyyid Ahmed Hicabi Efendi‘nin tedrisinden geçmiş ve icazet almıştır. Aldığı icazet sonrası kendi de kıymetli talebeler yetiştirmiştir. Sâdık Vicdanî, Mehmet Salim Efendi, Mehmet Tevfik Efendi, Hafız Abdurrahman Efendi bu talebeler arasında zikredilmiştir.

SİYASET KÜRSÜSÜNDE SOSYAL VE SİYASİ MESELELERE TANIKLIĞI

Ahmet Mahir Efendi’nin hayatının önemli bir dönemini ihtiva eden ve hatıratın da ana unsuru olan siyasi hayatında ise II. Meşrutiyet’in ilanı ile Kastamonu Mebusu olarak 17 Aralık 1908’de mecliste görüyoruz. Bu dönemde 7 yıl, Büyük Millet Meclisi ikinci evresinde ise iki yıl süre ile mebusluk hayatı devreye giriyor.

Hayatının özellikle bu evresini hatıratla birlikte takip etmemiz gerekiyor. Her ne kadar hatırat bütün tafsilatı ile bu dönemi anlatmasa da döneme ait satırbaşlarını hatıratta bulmak mümkün. Hikem-i Ataiyye şerhinin de basılmasına vesile olan Sultan II. Abdülhamit ve dönemi, II. Meşrutiyet’in ilanı, II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi, İttihatçıların idareyi ele alması, 31 Mart Vakası, Trablusgarp, Çanakkale, I. ve II. Balkan, I. Dünya Savaşları, İstanbul’un işgali, Milli Mücadele, Kuvay-ı Milliye Hareketi gibi önemli dönüm noktası hadiseler hatıratta yer alıyor. Bir devlet adamı olarak verilen vazifeleri bir hakkın yerine getirmiş olan Ahmet Mahir Efendi hatıratta geçtiği üzere İstanbul payesi, İkinci rütbe Mecidî, üçüncü rütbe Osmanî nişanları da almıştır. Bunun yanında kitapta zikredildiği üzere İttihat Terakkicileri yer yer desteklemiş ama bizatihi içinde olduğuna dair emarelere rastlanılmayan Ahmet Mahir Efendi, şapka inkılabını tanıtmak üzere Kastamonu’ya seyahat eden Mustafa Kemal Paşa’ya da bu seyahatinde eşlik etmiştir.

İMPARATORLUĞUN ÇÖKÜŞÜNE TANIKLIĞIN NOTLARI

Koca bir imparatorluğun yavaş yavaş çöküşe doğru sürüklendiğini gören Ahmet Mahir Efendi hatıratında bu hususa dair kanaatlerini de serdetmiştir:

“Altı yüz senelik bir devlet-i muazzama bugün beş milyonluk ufak bir devlet haline tenzil, İzmir ve Edirne gibi memalik-i muazzama, Yunan gibi dört gün evvel devletlerin bir vilayeti olan bir millete verilmiş ve Arabistan ve Irak ve Mısır kıt’aları da bütün elden çıkmıştır. Mamafih Kuvâ-yı Milliye Anadolu’da hâl-i ihtilâlde bulunurlarsa da korkarım ki bu da şerâit-i sulhiyenin müddet-i tatbiki olan iki ay beyhude emrara sebep olarak devletin başına İstanbul’un da bütün bütüne gitmesi gibi bir musibet meydana getirecektir. Rical-i devlet ise hâlâ ihtirasat-ı şahsiye ve infialat-ı nefsaniyelerine tebe’an hareket etmekte olduklarından bir hiss-i akıbet mutasavver değilse de Allah’tan kat’-i ümid etmeyerek “neylerse güzel eyler” deyip girye-bâr-ı teessür olmakla müteselli oluyorum.” (s.158)

Ahmet Mahir Efendi’nin 1908-1920 tarihleri arasında kaleme aldığı ve 80 sayfayı bulan Osmanlıca bir defterden oluşan hatırat, aradan geçen zaman diliminde Abdülkerim Abdulkadiroğlu (öl. 2006) tarafından yayına hazırlanmak istenmiş ama Abdulkadiroğlu’nun ömrü kifayet etmemiş. Lamia Levent Abul’un nihayete erdirip yayın dünyasına ve ilim âlemine kazandırdığı eser, sonuna eklenen belge ve vesikalarla birlikte ciddi bir arşiv vesikası hüviyeti de taşıyor.

Yakın tarihimizde din-devlet ve tekke-devlet münasebeti noktasında önemli bir figür olan Ahmet Mahir Efendi’nin aktif olarak devletin ve siyasetin bizzat içinde olarak tutmuş olduğu notları muhteva olarak gösteriyor ki tekke terbiyesi ve disiplininden geçmiş isimlerin de yakın siyasi geçmişimizde aktif siyasete yön veren bir duruşları ve söyleyecek sözleri vardır ve bu hep olmuştur.

#Ahmet Mahir Efendi
#Büyüyenay Yayınları
#II. Abdülhamid
4 yıl önce