Bugün 2017'nin son günü. Yılın bu zamanları her yerde yeni yıl şarkıları çalınıp söyleniyor. Herkesin bildiği şarkılar bunlar. Jingle Bells, We Wish You a Merry Christmas, Carol of The Bells ve birçoğu. Bir de kiliselerde söylenen Kalin Esperan Arhondes gibi ilahiler var meşhur olmuş. Biz de acaba bizim bayramlarımızda çalınıp söylenen şarkılar, ilahiler yok mu diye düşünürken Türk müziği sanatçısı ve bestekar Mehmet Kemiksiz'in halihazırda bu konuda muazzam çalışmalara imza atığını gördük. Hemen kendisiyle bir araya gelip bizim ramazanlarda, bayramlarda, tekkelerde ve sohbet meclislerinde söylenen şarkı, türkü ve ilahileri konuştuk. Müthiş bir derlemeci olan Kemiksiz, 'Noel' şarkıları, ilahilerinin karşısına bizim bayram ilahilerimizi yani Bayramiyyeleri koyuyor.
Türkiye'de şu anda yüzde 1 veya 1,5 Hrıstiyan yaşıyor tahmin ediyorum. Yüzde 0,5 de Yahudi yaşıyor. Başka dinlere mensup insanlar da var. Elbette bu ülkede yaşayan gayrimüslim halkların kendi kültürlerine dair bir şey duymaya hakları var. Bizim bir Itri'miz var, bunun bir bayram tekbiri var bir de selati var. Bir buçuk milyar İslam alemi tarafından biliniyor. Hac'da Kurban'da, Ramazan'da camilerde okunuyor. Bayram boyunca televizyonlarda birer adet tekbir okunamaz mı? Bu da geri kalan yüzde 98'in inancı sonuç olarak.
Sahada çalışan ve derinlemesine bunları inceleyen birisinin Bayramiyyeleri fark etmemesi mümkün değil. Çok klasik dönemden mesela 300 yıl öncesine ait bayramiyeler var. Hatip Zakir Efendi'nin tertip ettiği, notasını yazdığı, bestelediği Bayramiyyeler var. Bunların bir kısmı Arapça güfteli. Burada en dikkat çeken şeylerden biri Alvarlı Efe'nin Mevla Bizi Affede ilahisi. Bu eser halk müziği gibi söylenir ama aslında bu bir Bayramiyye.
Geçmişte bayram günleri daha çok okunduğu ve icra edildiği için Bayramiyye deniyor. Tekkelerde de arefe ve bayram günlerinde yapılan zikir esnasında ağırlıklı olarak bu bu eserler okunuyor.
Şiirlerdeki ortak tema, bayramın gerçek vuslatın cennet kavuşması anlamına geldiği vurgusu var. Bayramları gezmek tozmak algısından uzaklaştırıp bu bayramların başka bayramlara hazırlık olduğunu söylüyor. Bunlarla ilgili müstakil çalışmalar yapılmadı. Bayramiyyelerle ilgili bir albüm çalışması kimse yapmadı. Bu sahada bir ilk. Buraya alamadığımız daha çok eser var.
Evet. Ramazan'ın ilk on günü, Ramazan'ın ve orucun öneminden, oruçla ilgili kavramları açıklayan ve Ramazan'ı karşılayan eserler çalınıp söyleniyor. Orta on gün, rahmet ve bereketi anlatan ilahiler. Son on günde ise mağrifeti anlatan ve Ramazan'ı uğurlayan ilahiler okunuyor. Bunlara da Ramazaniyye deniyor. Biz 2010'dan beri Enderun teravihi yapıyoruz, ekip olarak. Bu geleneği yaşatmaya çalışıyoruz.
Bununla ilgili şöyle bir anım var: 2011'de İtalya'ya gitmiştim. Meşhur San Pietro Kilisesi ve Meydanı'nda azizlik merasimi vardı. Tören sonunda Papa çıkıp ayin yönetti. Tören başlamadan evvel kolilerle meydanlara bir şeyler bırakmışlardı. Son gün, tören sırasında o kolilerin içinden notalar çıktı. Yediden yetmişe herkes bu notaları alarak kilise ilahilerine eşlik etti.
- En basit ilahiyi bile bilmiyoruz
- * Biz eşlik edemiyor muyuz ilahilere?
- Elbette hayır. Bizde en basit ilahi Şol Cennetin Irmakları'dır. Herhangi bir anmada, etkinlikte, sünnette, davette, merasimde on kişi birlikte okuyamıyoruz. Batı klasiklerini bütün batılılar dinlemiyor ama onlar çalınınca huşu içinde dinliyorlar. Biz Itri çalınınca ne olduğunu bilmiyoruz. Çekirdek bile çitleyebilenler var.
- * Türk tasavvuf repertuvarı bu alandan beslenmiyor mu?
- Şu anda elli tane ilahiyle Türk tasavvuf repertuvarı dönüyor, yıllardır buna kimse bir şey demiyor. Biz de pek bilinmeyen eseleri okuduğumuz zaman çok sıkılmasın insanlar diye ardından hemen bilindik bir şey söylüyoruz.
Bunlar benim önüme çıkmadı. Bunların peşinde düştüm. Alvarlı Efe Hazretleri var, yakın bir tarihte vefat eden. Onun böyle şiirleri ve yazıları varsa bunun bir tarihi derinliği olması lazım. Oradan geriye doğru gittiğim zaman bunun bir gelenek olduğunu gördüm.Yaklaşık 2008'den bu alanda çalışıyorum. Özellikle TRT'de Ramazan programı yaptığım sıralarda biriktiriyordum. Türk müziği repertuvarından, tekke yazmalarından yararlandım. Bu alanda çalışma yapmış, daha önceden meşk etmiş kişilerden aldığım ilahiler de var.
Hayır, klasik Türk müziği repertuvarında çağdaş bestekarlar içinde de bayram türküsü, şarkısı yapanlar var. Saadettin Kaynak'ın Hoşgeldin Evimize Bayram Gecesi. Mehmet Erbulan'ın yazdığı Metin Everes'in bestelediği Bayram Geldi Bak Yine, güftesi Şükrü Yetimoğlu'na bestesi Osman Ergen'e ait Bayramı Bekledim Barışmak İçin, Engin Çır'ın Bayramlarda Coşarız Biz, Hasan Özçivi'nin Bugün Bayram Günüdür Yarim Köyün Gülüdür gibi şarkı formları da var.
Bu alanları bilmiyorlar. Biraz çalışma isteyen eserler bunlar. Bayramları daha basit eğlence müzikleriyle dolduruyorlar.