|

Bu toprağın geçmişi sanatçıların umurunda değil

İstanbul’daki birçok metro istasyonun duvarını çizimleriyle renklendiren ressam Yücel Dönmez, yeni sergisi “Deepizm”ile yeniden karşımızda. Yaklaşık 40 yıldır Amerika’da yaşayan ressam, geleneksel sanatlarımızdan ilhamla geliştirdiği özel bir teknikle çalışıyor. Dönmez, “Yeni yetişen sanatçılara sürekli sanat globaldir deniyor. Bu toprakların geçmişi kimsenin umurunda değil. Her şeyi yapamazsınız. Andy Warhol gibi çalışırsan Amerika’ya özenirsin kendini bulamazsın” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/12/2017 Pazar
Güncelleme: 05:41 - 24/12/2017 Pazar
Yeni Şafak
Fotoğraflar: Talha MENTEŞ
Fotoğraflar: Talha MENTEŞ

Yücel Dönmez, milyonlarca İstanbullunun farkında olmadan tanıştığı usta bir ressam. Günün her saati sayısız yolcuyu ağırlayan Taksim, Şişhane, Yenikapı, Kirazlı başta olmak üzere İstanbul’un ulaşım ağındaki birçok metro durağında duvarları Yücel’in çizimleri süslüyor. Kafasını kaldırıp çevresine bakanlar en az bir tane Yücel Sönmez çalışmasıyla tanışmıştır. Son olarak geçtiğimiz hafta açılışı yapılan Türkiye'nin ilk sürücüsüz metrosu Üsküdar-Ümraniye Hattı’nın Altunizade Durağı, sanatçının 8 çalışmasıyla donatıldı. 1980’den beri Amerika’da yaşayan, dünyanın birçok yerinde sergiler açan sanatçı, artık sık sık Türkiye’ye geliyor ve burada sergiler açıyor. Soyut sanatın özgün temsilcilerinden olan Dönmez, geleneksel sanatlarımızdan ebru, hat, kaligrafi ve süsleme sanatından yola çıkarak kendi geliştirdiği tekniği ile resim yapıyor. Yeni sergisi “Deepizm” Türker Art’ta açıldı. Yeni çalışmalarının yer aldığı sergi vesilesiyle Yücel ile buluştuk. Hem sanatını hem İstanbul renklerini konuştuk.

 Özellikle ebru esintilerine hakim bu serginin perde arkasını dinleyebilir miyiz?

Türkiye’de sanat eğitimi verilen okullarda hepsinde değil ama çoğunluğunda Batı’ya özentili sanat üzerine gidiliyor. Kimse Türkiye’de ne var, binlerce yıllık medeniyetimizi araştıralım, oradan yola çıkalım diye düşünmüyor. Ben Tatbiki Güzel Sanatlar'ı bitirdiğimde dünyada hiçkimsenin yapmadığı bir sanatı yapacağım ve bizden bir şeyler bulup dünya güzel sanatlarına getireceğim demiştim. Gülmüşlerdi. Çünkü o zamanlar yabancı dergi ve kitapları eline geçirenler oradan fikir alırlardı, onu önemserlerdi. Ebru hat kaligrafi süsleme sanatı, Bizans bütün hepsinin sentezini kurdum. Onlardan yola çıkarak ortaya yeni bir teknik çıkardım. Temeli akıtma tekniği.


* Çağdaş sanat alanında çok soyut ya da post modern çalışmaların Türk seyirciyi yakalayamadığına dair görüşler var. Ama gelenek ya da kültürümüzden herhangi bir esinti katıldığında yanına çağdaş bir form ekleseniz dahi insanlar ona ilgi duyuyor. Siz de hem geçmişi hem bugünü birleştiren ve bir isim olarak bugünün insanını yakalamak için bu tarz çalışmaların olması gerektiğini düşünür müsünüz?

Ben seyirciyi yakalamak için değil, dünya sanat tarihine kalmak için çalışıyorum. Bana niye fiyatların düşük diyenlere fiyat için değil sanat için ortaya bir şeyler koyuyorum diyorum. Bugün bu dünyadayız yarın yokuz. Hiç değilse arkamızdan bir şeyler kalsın, Yücel Sönmez güzel eserler bıraktı desinler.

Dünyada sanat yatırımcılığı diye bir şey var. Türkiye’de bu biraz daha farklı. Bir kesim kulaktan dolma çalışıyor. Onlarda şu sanatçılar bizde de olsun diyor. Bir kesim de parası var sanat prim yapıyor, e deposu var orayı doldurayım diye uğraşıyor. Bilinçli yapılan şeyler değil bunlar. Türkiye’de belli resimleri alanlar o sanatçıları gündeme getiriyor ve bu sayede değerini artırıyor. Sanatçının kaderi bu mu olmalı? Demek ki suni ve yapay bir sanat piyasası var. Bilinçli işlemiyor. Bugün duayen denen isimlerin çoğunu hiçbirimiz tanımıyoruz.

TÜRKİYE’DEN
NE PICASSO’LAR ÇIKAR
* 1980’den beri Amerika’da yaşıyorsunuz. Dışarıdan bakan birisi olarak bugünkü sanat üretimi noktasında neler söylemek istersiniz?

Yetenek çok. Bir kere Türk insanı inanılmaz yetenekli. Sanat eğitimi ve yönetimi gerektiği gibi uygulansa ne Picasso’lar çıkar. Ben mezun olduğumda yağlı boya ve tuvalden başka bir şey bilmezdi sanat piyasası. Bugün kimse sahip çıkmıyor. Kıymet bilmiyor. Herkes nasıl kazanırımın peşinde. Sanat bu, gönül işi, aç ve susuz değilsen illa sanatla zengin olayım diye bir şey yok. Ama nasıl oluyorsa kolaycılığa alıştırıyor gençleri. Bugün kim kopyacı kim değil bunu tartışıyoruz. Sanatçı sanatçıdan çevreden ülkeden etkilenir. Her etkilenme de kopya değildir. Özellikle genç sanatçılar için söylüyorum bunu.


* Kamusal alandaki eserlerinizden bahsedelim biraz da…

Şişhane Kasımpaşa girişi, Şişhane’de treninin olduğu yerde dört bir tarafta gökyüzü olan çalışmalar bana ait. Yenikapı-Aksaray’daki 3D sütunlar, yürüyen merdivenlerdeki camaltılar var. Kirazlı istasyonunda turnikelerin üzerinde gökyüzü, kuşlar ve kiraz çiçekleri tasarımlarım var. Orası tam bir çağdaş sanat sergisidir. Bağcılar’da iki metro çıkışının tavanı 50’şer m2 soyut çalışmalarım var. Son olarak yeni açılan Altunizade’de 100 m2 ‘lik salonda, metrobüsten girilecek yerde 7’si resim, biri bayraklı olmak üzere toplam 8 çalışmam var. Anadolu Adalet Sarayı’nda ana salonda camaltı giydirme var. Her biri ayrı bir resim.

Mirasımızı görmek istiyorlar
* Kamusal alanda sizin birçok eseriniz var. Son olarak Devrim Erbil’in çizimleri Kabataş’ta insanlara eşlik ediyor. Günlük akışın bu kadar yoğun olduğu yerlerde insanların sanatla buluşmasını nasıl yorumlarsınız?

Sanatla politikayı karıştırmak istemedim hiçbir zaman da istemem. Ama deniyor ki sanat yok ediliyor. Yok böyle bir şey. Tutucu bir kesim vardır tamam ama benim gördüğüm bir şey yok. Ben Taksim fünikilere iş yaptığımda kimbilir kimin akrabasıdır dediler. Halbuki ben kimseyi tanımıyordum bile. Büyükşehir Belediyesi’nin Feriha Mert adlı önemli bir mimarı vardır. Teklifi ondan almıştım. Yıllardır kamusal alanda görsel sanatlar adına hiçbir şey görememiştik. Ama şimdi kamusal alanda çok fazla eserlere yer veriliyor. Bunları İstanbul’a sunmak çok önemli. Kimsenin sanatı önlediği filan da yok.

  • * Türkiye’deki sanat üretimine ve anlayışına Amerika’daki bakış nasıl?
  • Geçenlerde Şikago’da güzel sanatlar üzerine doktora yapan bir öğrenci ile tanıştım. İstanbul’u gelip gezmiş. Hiç müzelere gittiniz mi, mesela İstanbul Modern’i gezdiniz mi diye sordum. Evet binası muhteşemdi ama bir müze diyemem çünkü çok benzer işler var dedi. Osmanlı İmparatorluğu’nun torunları çağdaşta ne ortaya koyacak diye merak ediyor. O yüzden de bizim geleneksel motiflerimiz daha çok ilgi görüyor. Yeni yetişen sanatçılara sürekli sanat globaldir deniyor. Kimsenin umurunda değil Türkiye’nin geçmişi. Her şeyi yapamazsınız. Andy Warhol gibi çalışırsan Amerika’ya özenirsin.
Öncelik iyi niyet olmalı
* Sanat dünyasına çağrınız ne olur?

Her şeyden önce iyi niyet hakim olmalı. Sanatçılar önce birbirini sevsin. Yiğidin hakkı yiğide verilsin ve denge kurulsun. O kadar garip şeyler oluyor ki artık konuşmak bile istemiyoruz. Böyle şeyler olmasın. Hocalar güzel sanatlarda eser versinler, teknik geliştirsinler. Okullarda okutulacak eser yazmaları gerekiyor. Özellikle Türk sanatında ne olmuş ne bitmiş bunlara odaklanmak gerek. Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim ve YÖK bunları sorgulamalı. Osman Hamdi’den beri bir dönem var ama yenilerde ne var? Niye resmi bir sanat ansiklopedimiz yok. Bunları konuşalım.

#Deepizm
#Yücel Dönmez
#Ressam
6 yıl önce