|

Bugüne Huzur’la köprü kurulacak

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın başyapıtlarından “Huzur” Semih Kaplanoğlu tarafından filme uyarlanıyor. Senaryo hazırlığında olan Kaplanoğlu, “Romanın Türkiye’nin kimliğine ve tarihine dair meseleleri bugün gelecek üzerine konuştuğumuz meselelerle bir koridor kuruyor” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/08/2018 Cuma
Güncelleme: 05:16 - 3/08/2018 Cuma
Yeni Şafak
FOTOĞRAF: SEDAT ÖZKÖMEÇ
FOTOĞRAF: SEDAT ÖZKÖMEÇ

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın başyapıtlarından “Huzur” sinemaya uyarlanıyor. Yönetmen Semih Kaplanoğlu romanı filme uyarlamak için kolları sıvadı. Şu an senaryo üzerinden çalışan yönetmen, yapım aşamasında olan bir filmi çektikten sonra Huzur için harekete geçeceğini söyledi. 1939 İstanbul’unda Mümtaz ve Nuran etrafında, II. Dünya Savaşı’nın ayak sesleri arasında ilerleyen roman, tartıştığı, ele aldığı meselelerle hala güncelliğini koruyor. Kaplanoğlu’nun bu vazgeçilmez romanı beyazperdeye nasıl aktaracağı şimdiden merak konusu.

MUHTEVİYATINA MÜDAHELE OLMAYACAK

Eseri filme aktarma sürecinde kapsamlı bir şekilde çalıştıklarını dile getiren Kaplanoğlu, “Şu an hazırlık aşamasındayız. Prof. Dr. Handan İnci ile çalışıyoruz. Tanpınar’ın külliyatına dair incelemeler yapıyoruz. İbrahim Kalın’ın “Akıl ve Erdem” kitabı, Tanpınar’ın tartıştığı meseleleri derin ve kökten inceleyen bir şey. Onu okuyorum” diye konuştu. Huzur’un önemine değinen yönetmen, romanın muhteviyatına müdahale etmeden filme aktaracaklarını dile getirdi.

II. Dünya Savaşı öncesini anlatan romanda tartışılan meselelerin bugüne bağlandığını dile getiren Kaplanoğlu şöyle konuştu: “Huzur, savaşın hemen öncesini 1939 yılını anlatıyor. O dönemin aydınlarının tartıştığı Türkiye’nin kimliği, tarihi, geleceği hakkındaki süreç benim gözümde bugünle birleşti. Sanki bir koridor açıldı ve o dönem tartışılan meseleler bugün Türkiye’nin geleceği üzerine konuştuğumuz şeylerle bir bağ kurdu. Bunu sinemaya aktarabiliriz düşüncesi buradan geldi.”



Tanpınar’ın derinliğini arıyoruz

Yönetmen Semih Kaplanoğlu Huzur romanını sinemaya uyarlamanın belli sorumlulukları beraberinde getirdiğini dile getirdi. “Huzur’un içinde bir İstanbul var, şehrin dört mevsimi, mimari eserleri, hayat biçimi var. Bunları aktarabilmek bizim için çok önemli” diyen Kaplanoğlu, “Romanın yoğun bir dili var. Bir de Mümtaz ve Nurhan’ın aşk hikayesi var. O aşkın da bütün Doğu geleneğiyle kurduğu irtibat meselesi o gelenekteki aşkın var oluş hali çok önemliydi benim gözümde. Suat karakterinin de kattığı büyük bir enerji, bir çatışma noktası var. Bütün bunlar çok güçlü argümanlar. Filme aktarırken Tanpınar’ın dilini, edebi yetkinliğini de unutmamak lazım. Çıplak bir olay örgüsü değil, o derinliği hissettirecek duygunun sinemada karşılığını bulabilecek şekilde bakmamız lazım” diye konuştu.

#Ahmet Hamdi Tanpınar
#Huzur
6 yıl önce