|

Camilere beste hediye eden kız

Henüz iki buçuk yaşında müziğe başlayan dünyanın en küçük ama aslında en büyük yeteneklerinden biri bu hafta konuğumuz. Tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bu dahi Türk piyanist, çocukluğunda camiilere bile beste yapmış. Çaldığı inanılmaz parçalarla herkesi şaşırtan hatta ailesini çoğu zaman korkutan bu minik sanatçıyı annesi anlatıyor. İyi okumalar...

Şükran Çifci
00:00 - 1/01/2012 Sunday
Güncelleme: 21:48 - 31/12/2011 Saturday
Yeni Şafak
Camilere beste hediye eden kız
Camilere beste hediye eden kız

Bazen ondan adeta korktuğum olurdu. Bizim hiç tanımadığımız eserleri piyanoda sıralar, nereden öğrendiğini sorunca da evvela nazlanır söylemez sonra “radyodan” cevabını verirdi. Bir kez dinlediği uzun bir eseri birkaç gün sonra ortaya çıkarışı bunu kafasında işlediğini gösteriyordu. Nitekim beş yaşında bulunduğu sıralarda bir gün İstanbul'da rahmetli Karl Berger'i ziyaretimizde bu tahminimizin doğruluğunu ispat eden bir sürprizle karşılaştık. O gün kendisine büyük hayranlık gösteren Berger'e birçok şey çaldıktan sonra o zamana kadar hiç duymadığımız bir Bach Invention'u da çaldı. Bu Invention'u Ankara'dan hareketimizden evvel hocası Mithat Fenmen'den dinlemiş. Bizim şaşkınlığımızı gören Berger meseleyi tahmin ederek: “Sen bunu ne zaman öğrendin?” diye sorunca küçük gayet tabi bir şey söylüyor gibi: “Trende” cevabını verdi. Ve işte o gün kesin olarak dinlediği eserleri elleriyle değil kafasıyla çalıştığı kanaatine vardık.

Bundan çok önce henüz ilk yürüme tecrübelerini yapmak üzere emeklemeye başladığı sıralarda hemen piyanoya gider ve ellerinin bütün kuvvetiyle tuşlara vururdu. İnceli kalınlı sesleri keşfettikçe hem hayret hem de memnuniyetle yüzümüze bakar, bize bir şeyler söylemek isterdi sanki… Aynı zamanda piyanodan müthiş surette korkardı. Bir gün arkadaşım Vahdet Hanım, onu bu korkusundan vazgeçirmek için “gel seni piyanonun içine sokalım” der demez öyle bir titreyişle bağırmaya başladı ki bu sözü unutması için bir hayli uğraşmak zorunda kaldık. Fakat sonradan çok alıştı. Evvela tekrar çalınması için henüz yarım yamalak konuşmasıyla, daha mânâsına “da da” diyerek yalvarır, eğer yine çalınmazsa hüngür hüngür ağlardı.

Bazıları onu şaşırtmak için rastgele bir ses çıkarıp “bu do'dur” veya “bu mi'dir” dedikleri zaman küçük küplere biner ve o sesin aslını derhal bulur “hayır o do değil si'dir” ya da “mi değil la'dır” diye pür hiddet düzeltirdi. Kalınlı, inceli tuşlara on parmağını birden basıp soranlara teker teker ve hiç yanlışsız bu notaların isimlerini sayardı. Nitekim ona Lazare Levy arkasını döndürüp beş altı mésure'lük bir parça çalmış ve ondan bunu aynen yapmasını istemişti. O koşarak gelmiş ve hemen aynını çalıvermişti.

Ses bulmak bakımından öyle bir kulağa sahipti ki sokaktan geçen otomobillerin kornalarının çıkardığı sesi biz tek ses olarak duyarken o ekseriya üç ses ismi söylerdi: do, mi, sol v.b. Kilise çanlarını keza bize birkaç ses üzerinden piyanoda taklit ederdi.

Üç buçuk yaşında ilk defa İstanbul'a gittiği zaman cami ve minarelerle son derece ilgilenmiş, onlardan hem korkmuş hem de her fırsatta tekrar görmek istemişti. Zaten tuhafı şu ki o daima en fazla hoşlandığı şeyleri çoğunlukla bir korku ile karşılardı. İstanbul seyahati üzerinde fevkalade etkiler bırakmıştı. Hele ertesi sene tekrar gittiği zaman Ayasofya başta olmak üzere bütün gezdiği diğer camilere birer beste ithaf etmişti. Daha evvel de “Sinek”, “Piyango çeken bebek”, “Babamın çikolata çalışı”, “Hırsızların dansı” v.b. gibi bestecikler yapmıştı. Sultan Ahmet Camii'ne ithaf ettiği küçük bir besteyi “Bak cami sana ne getirdim” diye isimlendirmiş ve bütün melodi boyunca hep bu cümleyi tekrarlamıştı.

Müzik artık onun için vazgeçilmezdi ve onun müzik tutkusu tüm ülkede artık bilinir olmuştu.


En geniş repertuara sahip piyano sanatçısı: İdil Biret

İdil Biret beş yaşındayken duyduğu her parçayı anında ve eksiksiz olarak piyanoya aktarabiliyordu. Üstün yeteneği nedeniyle TBMM'nin kendi adına çıkardığı özel yasadan yararlanarak, yedi yaşında Fransa'ya gönderildi. 16 yaşında dünya sahnelerinde yerini aldı. Olağanüstü bir hafıza, mükemmel bir teknik ve yorumlama gücüne sahip olarak nitelendirilen Biret, dünyanın en geniş repertuarlı piyanisti unvanına sahip.1971'de 'Devlet Sanatçısı' ilan edildi. Biret'in 'Lili Boulanger Memorial', 'Harriet Cohen/Dinu Lipatti Altın Madalyası', Polonya hükümeti 'Kültür Liyakat Nişanı', İtalyan hükümeti 'Adelaide Ristori Nişanı' ve Fransa hükümeti 'Chevalier de L'Ordre de Mérite Nişanı' bulunuyor.



12 years ago