|

Derviş mirası lezzetli sofralar

Anadolu halkı, sofra adabını derviş sofralarından öğrenmiş. Dervişler de elbette ki Efendimiz Hz. Muhammed (sav) ve ardından Hz. Ali’den (ra) öğrendikleri sofrayı, dergahlarında bir sanat gibi yaşatmışlar. Bu hafta sizlerle, eskiden beri dergahlarda çokça pişirilen, küçükten büyüğe herkes tarafından çok sevilen keşkül ve kestaneli bulgur tariflerini paylaşıyoruz.

Ülkü Menşure Solak
04:00 - 16/04/2023 Pazar
Güncelleme: 15:40 - 16/04/2023 Pazar
Yeni Şafak
Kestaneli bulgur pilavı.
Kestaneli bulgur pilavı.

Kadim Türk inançlarına göre aileye, yuvaya “ocak” denir. “Ocağın yansın”,“Ocağım söndü”,“Ocağa incir ağacı dikilmek” gibi deyimlerde anlatılan hep ailedir. Peki ocağı, aile ile özdeşleştiren nedir? Yaşamın devamı için gerekli olan yemeğin pişirilebilmesine imkan vermesi olabilir mi? Mutfak kültürü araştırmacıları böyle söylüyor.

OCAĞA DERVİŞLER DE ÖNEM VERDİLER

Ocak söndüğünde, artık o evde kimse bir şey yemiyor yani yaşamıyor demektir. Dervişler de ocağa önem verdiler. Sofranın bir erkanı olduğunu söylediler. Elbette ki bu sofra erkanının kaynağı da yine Efendimiz’dir (sav). Edep ve adabını Rasulullah (sav) ve ardından Hz. Ali’den (ra) öğrendikleri sofrayı, dergahlarında bir sanat gibi yaşattılar. Mevlevilikte mutfak, bir dervişin derviş olabilmekteki yolunu da simgeler. Dergaha ilk giren, önce mutfakta en alt mertebeye alınır, zamanla pişip olgunlaşır ve yemekleri pay edip, adilce dağıtacak seviyeye geldiğinde, artık dervişlikte de yüksek bir ruhsal olgunluğa erişmiş olacaktır. Bektaşi dervişlerinden Halveti dervişlerine bütün yol erbabı yemeğe besmele ve tuzla başlıyorlar. Tıpkı Rasulullah (sav) gibi günde en çok iki kere yemek yiyor, orada bulunan herkesin sofraya oturmasını bekliyor, yavaş ve birlikte birbirlerinin hakkını gözeterek yiyorlar. Özellikle ekmeğe duyulan bir saygının ifadesi olarak ekmek kesilmiyor, elle bölünüyor. Eskiden beri dergahlarda çokça pişirilen yemeklerin neler olduğunu merak ederseniz, bunların belki en meşhuru “keşkül”dür. Tam adı “keşkül-ü fukara” olan bu tatlı, dervişin beline bağladığı hindistan cevizi kabuğundan adını alır. Bu kapla toplanan erzak, dergahta pişer ve yoksullara dağıtılırdı. Bugün derviş sofralarından birkaç tarif paylaşalım. Sağlıklı, mutlu Ramazanlar.

Kestaneli bulgur pilavı

MALZEMELER:

10-15 tane kestane

2 yemek kaşığı kuş üzümü

2 su bardağı bulgur

3 su bardağı et suyu

200 gram sadeyağ

1 çay kaşığı tarçın

1 çay kaşığı tuz

YAPILIŞI:

Kestaneleri bıçakla çizip közleyelim. Soyup iki üç parçaya bölelim. Üzümlerin saplarını temizleyip yıkayalım. Bulguru, kestane ve kuş üzümüyle birlikte tencereye alalım.Et suyunu ısıtalım ve bulgurun üzerine ilave edip kapağı örtelim. Kısık ateşte göz göz olana kadar pişirelim. Yağı tavada kızdırıp pilavın üzerinde gezdirelim. Tarçın serperek demlendirelim, servise alalım. Afiyet olsun.

Keşkül

MALZEMELER:

1 litre süt

1 yemek kaşığı nişasta

1 yemek kaşığı pirinç unu

1 yemek kaşığı badem unu

1 yumurta sarısı

1 yemek kaşığı Hindistan cevizi

1 su bardağı şeker

YAPILIŞI:

Eğer badem unu yoksa, bademleri rondodan geçirerek badem ununu yapalım. Ardından 1 su bardağı soğuk sütü nişasta ve pirinç ununa karıştırarak , nişasta ve pirinç ununu seyreltelim. Soğuk haldeki süte yumurta sarısı ve şekeri ekleyip ocağa koyalım. Isınan süte badem unu ve Hindistan cevizini ekleyelim. Daha sonra önceden hazırladığımız sütlü pirinç unu ve nişasta karışımını ekleyelim. İyice kaynayıp kıvam alınca ocaktan indirip kaselere paylaştıralım. Soğutup servis yapalım. Afiyet olsun.


#Yemek
#Derviş mutfağı
#Keşkül
#Kestaneli bulgur pilavı
1 yıl önce