|

Dijital dünyadan doğaya yolculuk: Flora

Sulu boya bitkiler, yağlı boya üzüm salkımı, uzaydan birer nokta gibi fotoğraflanmış bahçe ve çiçekler... Kalyon Kültür’de doğadan ilhamla eser üreten dünyaca ünlü sanatçılar Flora adlı sergide buluştu. Dijital sanatın gözünden doğaya yolculuk yapmak ister misiniz?

01:00 - 1/05/2022 Pazar
Güncelleme: 01:06 - 1/05/2022 Pazar
Yeni Şafak
Flora sergisi
Flora sergisi

Nişantaşı’nda kapılarını açan Kalyon Kültür son yıllarda hızla ilginin yoğunlaştığı dijital sanatın en güzel örneklerini göreceğiniz bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Kalyon Kültür’de 28 Mayıs’a kadar açık kalacak olan Flora başlıklı karma serginin köratörlüğünü Ceren ve Irmak Arkman kardeşler yapıyor. Anna Ridler, Clement Valla, François Quévillon, Mat Collishaw, Mustafa Hulusi, Pascual Sisto, Quayola, Ryoichi Kurokawa, ve Sabrina Ratté’nin doğadan ilhamla ürettikleri eserleri oldukça etkileyici. Bilindiği gibi Kalyon Kültür doğa ve çevre konusunda duyarlı sanatsal çalışmalara ve sanatçılara destek veriyor. Buradaki işlerde de sanatçılar seyirciyi doğanın dünden bugüne hikayesine davet ediyor. Serinin bir sonraki etkinliği ise 17. İstanbul Bienali’ne paralel olarak Eylül ayında gerçekleşecek olan İnsan Eli Değmiş adlı sergi olacak.

ÜÇ BOYUTLU BİR SERGİ

Doğadan ilhamla hazırlanan sergiyi gezerken sadece görsel olarak değil ses ve koku olarak da doğaya doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bunun en iyi örneği de Pascual Sisto adlı sanatçının ürettiği En Plein Air (Açık Havada) adlı çalışması. Eserin sergilendiği alana girdiğinizde burnunuza ormanda geziyormuşsunuz gibi soğuk bir rutubet kokusu geliyor. Sanatçı Japon defnesi denilen eser üzerine altı rengi noktalar kullanarak eseri uç boyutlu bir halde seyirciye sunuyor. Altın rengi noktalardan üretilen halının üzerinde gezerken doğal ile yapay alanın kesiştiği noktaya seyirci davet ediliyor. Hayatımızda yer edinen kopyala yapıştır tekrarını sanatçı kendi özgün dilinde yorumlamış.

KOPYALA YAPIŞTIR

Nişantaşı Taş Konak’ın iki katına yayılan sergi odalarından bir diğeri ise İngiliz sanatçı Anna Ridler adlı sanatçının Mozaik Virüsü 2018-2019 adlı çalışması. Serginin odak çalışmalarından birisi diyebiliriz. Üç farklı ekrana yerleştirilmiş lale motiflerini görüyoruz. Üç ekranlı GAN video enstalasyonunda tarihin farklı noktalarından kapitalizm, değer ve çöküş üzerine fikirleri bir araya getiren bir seri yer alıyor. Sergi ismini lale soğanına zarar veren mozaik virüsünden alıyor. Bugün biz buna ‘’mozaik virüsü” desek de 17. Yüzyılda lale borsasında “En özel lale” muamelesi gördüğünü söylemek gerekiyor. Hollanda’da başlayıp tüm Avrupa’ya yayılan lale çılgınlığı küratör Ceren ve Irmak Arkman kardeşlerin verdikleri bilgiye göre öyle bir boyuta gelmiş ki bugün bizim “mozaik virüslü” dediğimiz çizgili ve desenli lale soğanına daire fiyatında paralar dökülüyormuş. Tabi lale soğanı vakti gelip açtığında eğer çizdiği, desenli değilse yani hastalıklı değilse o para çöpe gittiği için sahibi maddi olarak büyük kayba uğruyormuş. Sanatçı da bu bilgiden ilhamla eserlerini üretirken bugün Bİtcoin’e yapılan yatırımları dikkate alarak işlerini üretmiş. Bİr yatırım aracı olarak görülen Bitcoin’deki yatırım dalgalanmaları üzerinden ekrandaki laleler açılıp kapanıyor. Sanatçı aynı zamanda doğaya ekonomik bir değer koyulmasını da bu eserleriyle eleştirerek parayla yapılan yatırımlara bir gönderme yapıyor.


Kanadalı sanatçı François Quévillon ise sergide teknolojinin insan bilişini, kültürü, çevreyi, uzayla, zamanla ve birbirimizle olan ilişkilerimizi nasıl değiştirdiğini araştırıyor. Sanatçı İngiliz sanatçı Mat Collishaw da Albrecht Dürer’in 1503 yılında yaptığı “Great Piece of Turf”tan ilham alarak Whispering Weeds isimli eserini hazırlamış ve doğa temasını 16. Yüzyıldan 21. Yüzyıla taşıyarak yeniden yorumluyor. Kıbrıs-Türk kökenli kavramsal sanatçı Mustafa Hulisi ise yine sergide eseri olan bir başka isim. Flora sergisinde melez kimlikleri araştırıyor ve yerinden edilmiş kendi kültürel geçmişine gönderme yapıyor.


Sanatçı eserlerinde Doğa Akdeniz köklerinden ilhamla yağlı boya bir üzüm tablosu afişe taşınarak sergide yerini almış. Flora sergisi insanların sanat çerçevesinde doğayı nasıl yorumladığına odaklanırken, bitki tasvirleri özelinde dijital sanatçıların doğaya getirdiği yenilikçi ve değişik yorumlara eğiliyor. Uluslararası 9 sanatçıyı bir araya getiren sergi Kalyon Kültür’ün Nişantaşı Taşkonak binasının her iki katında ziyaret edilebilir.

#Kalyon Kültür
#Flora
#Akdeniz
#Mustafa Hulisi
#Mat Collishaw
#François Quévillon
2 yıl önce