|

Endişe çağının çocukları

Emirhan Burak Aydın’ın yeni kitabı Her Kabilenin Bir Endişesi, Everest Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Birbirinden bağımsız on öyküden oluşan kitap, genç yazarın da dahil olduğu kuşak ve bu kuşağın çıkmazlarını anlatıyor.

Arzu Şahin
04:00 - 15/10/2020 Perşembe
Güncelleme: 17:43 - 15/10/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Her Kabilenin Bir Endişesi Emirhan Burak Aydın Everest Yayınları 2020 112 Sayfa
Her Kabilenin Bir Endişesi Emirhan Burak Aydın Everest Yayınları 2020 112 Sayfa

Öyküleri daha önce pek çok farklı dergide yayınlanmış bir yazar Emirhan Burak Aydın. İlk romanı Gözlemci Olarak Buradayız, 2018 yılında Dedalus Kitap tarafından yayınlanmış. Aydın’ın ilk öykü kitabı Her Kabilenin Bir Endişesi ise Everest Yayınları aracılığıyla okurla buluştu.

Emirhan Burak Aydın, kendi neslinin dilini ve hayata bakışını aktarıyor son kitabında. Aklı karışık, rutinin içinden çıkış yolu arayan, bazen de rutine sarılarak kendini korumaya çalışan kahramanların yer aldığı kitap, trajikomik olaylar etrafında şekilleniyor. Seküler hayatla geleneksel aileler ve alışkanlıklar arasında denge kurmaya çalışırken ortaya yeni bir tarz çıkaran kahramanlarımız, zamanın ruhuna aşina olanlara çok tanıdık geliyor.

SAVRULAN GENÇLERİN HİKAYELERİ

Bazı öykü kitapları bambaşka hikayeleri sunar okura. Bazıları ise bir hikayenin farklı parçalarını oluşturuyormuşçasına bir arada durur. Her Kabilenin Bir Endişesi ilk sınıfa girenlerden. Birbirinden bağımsız hikayelerin ortak yanı ise oradan oraya savrulan, tutunacak bir dal arayan genç kahramanların başrolde yer almaları.

Akıcı üslubu ve yalın diliyle bir çırpıda okunan kitap, acımasız gerçeklerin arasında çoğu zaman görmezden gelinen varoluşsal sancıları aktarıyor aslında. Kolaya olan aşkını anlatan, birdenbire ortaya çıkan ikizini sosyal medyadan duyuran, var olduğu şüpheli köpeği için ilan veren, evini taşırken “taşınma” metaforuyla cebelleşen, zengin bir iş adamıyla birlikte olmak için seçmelere giren, belirlediği hedeflere ulaşmak için yılın on bir ayı hiç durmadan çalışan kahramanlar kulağa epey tanıdık geliyor. Okur olarak beni en çok etkileyen ise Merkezkaç Yüreğinde ve En Keskin Olmayan Nişancı öyküleri oldu.

VAROLUŞÇULUK LÜKS BİR TATLIDIR

Merkezkaç Yüreğinde öyküsünde dinlediği bir hikayeyi bize aktaran genç kahramanımız şöyle başlıyor söze. “Kan bağının ne kadar mühim olduğunu bazı olaylar yaşadıktan sonra idrak ediyoruz. Kendi başınıza kazandığınızı ya da hakkıyla mağlup edildiğinizi düşündüğünüz kavgaların neticesinin damarlarınızda akan sıvıya ne kadar bağlı olduğunu kavramak, kişiyi çocukluktan yetişkinliğe taşıyan köprülerden biri sanırım. Ben o köprüyü Sayın Fuat Atadan’ın anlattığı, hayatımda duyduğum en tuhaf hikayeyi dinlerken aştım.” Atadan’ın bir mecliste arkadaşlarına anlattığı hikaye kahramanımızın dediği gibi tuhaf ve bir o kadar da etkileyici. Toplumun hafızasından bireylerin temel iç güdülerine uzanan öykü, fantastikle gerçeklik arasında gidip geliyor. “Bizim gibi ülkelerde yaşayanlar için varoluşçuluk lüks bir tatlıdır. Oturup bu dünyadaki işlevini düşünecek kadar boş zamanı yoktur kimsenin.” diyen Fuat Atadan’ın “İnsan hatalı bir yan etkiydi, yazılamaması gereken cümleydi. Kainatın bize gereksinimi yoktu. Birbirimize acı veriyorduk sadece, herkes gücünün yettiği bir kişinin başına çuval geçiriyor işte.” sözleri hayatın tadını tuzunu yitirenlere tercüman oluyor.

En keskin olmayan nişancı olan Mustafa’nın hikayesi ise ustalıkla yapılan zamanlar ve mekanlar arası geçişlerle bir modern zaman masalını çağrıştırıyor. Acımasız bir komutanın ve nişan alamayan bir askerin hazin sonunu anlatan öykü, insanın yok etme duygusunun sınırlarını gösteriyor.

Her Kabilenin Bir Endişesi, endişe çağının çocuklarının sesi olmaya aday bir kitap olarak karşımızda duruyor.

#Emirhan Burak Aydın
#Fuat Atadan
#Dedalus
4 yıl önce