Kitabın mütercimi Cemal Aydın’ın kitabın girişinde yaptığı açıklamadan anladığımıza göre, eserde erdemli insana kılavuzluk edebilecek tespit ve nasihat içeren her söz, İbn Hazm’ın hayat yolculuğunda yaşadığı iyi ve kötü tecrübelerin sonucu ortaya çıkmış neticelerin ürünü. Yine anlıyoruz ki, asırlar da geçse, insanlık halleri hep aynı. Zaman, yaşanan coğrafyaları aşındırıyor, insanın hedefleri şekil değiştiriyor olsa da kaygılar, hırslar, özlemler, velhasıl insanı yoldan çıkaran ve yola getiren duygular hep aynı kalmaya devam ediyor. İşte İbn Hazm, 11. yüzyılda çiziyor, türlü tuzaklarla dolu, erdemli olmak uğrunda yürünecek yolun haritasını.
Hemen burada, kitabın daha başlarında iken İbn Hazm’ın işaret ettiği “kaygı” duygusun altını çizmek gerek. Zira İbn Hazm’ın önemli bir tespiti olan, yaradılışından bu yana insanın en temel ortak duygusu ve insanlık hallerinin en iptidaisi kabul ettiği “kaygı” üzerine yazarın tespitleri hayli dikkati çekiyor:
“Bil ki istenen ve aranan tek bir şey vardır: kaygıdan kurtulmak. Bunun da tek bir yolu vardır: Allah rızası için çalışmak”(s.17)
Ne ilginçtir ki İbn Hazm’dan 800 yıl sonra yaşayan Danimarkalı düşünür Kierkegaard da hemen hemen aynı şeyleri söylüyor “kaygı” üzerine. Biri Müslüman diğeri Hıristiyan olan bu iki düşünürün, farklı zamanlarda ve coğrafyalarda yaşamış olsalar dahi, aynı fikirde birleşmiş olmaları, insanlık halleri üzerine düşünürken erdem libasını giyecek olanın akıl ve gönül gözünü aynı anda açmasının elzem olduğunu göstermesi açısından da önemlidir.
Erdemli insan, mükemmel insan değildir. İbn Hazm’ın bu kitabında hatırlattığı üzere peygamberler dışında her insan hata yapabilir, nefsinin tuzağına düşebilir. İşte bu kitap, erdemli olma yolunda önümüze çıkan türlü tuzakları göstererek, bizi uyarıcı bir misyon da yüklenmiş.
Sadece uyarıcı değil, bu tuzaklarla nasıl baş edeceğimiz üzerine de yol gösterici bir kitap Erdemli İnsanın Yol Haritası. Şöhret olmak sevdasından tutun da nefsini dizginlemenin dünyamıza katacağı zenginliğe kadar daha pek çok değerin; akıllı olmanın, kaygılardan kurtulmanın ve gönül huzuruna erişmenin yollarına kadar bizi “insan” yapacak olan değerlerin altını çizerek, bazen öğüt vererek, bazen Hesap Günü’nü hatırlatıp bizi uyararak, dünya hayatını güzellikle, iyilikle tamamına nasıl erdireceğimizi, sonsuz âleme nasıl uğurlanmamız gerektiği üzerine yol gösterici bir eser.
Kitap bittiğinde meğer “İnsan” olmanın bir sanat, üstelik zor bir sanat olduğunu öğreniyorsunuz, çoğumuzun “beşer” olmanın ötesine geçemediği şu âlemde. Malum olduğu üzere “beşer”, şaşar zira. “İnsan” olmak için ise erdemli olmanın bilincinde olmak icap eder.
Velhasıl sayın okur, dünyada ulaşılacak en önemli şeyin erdem olduğunu anlıyorsunuz kitabı bitirdiğinizde. Zira bu âlemde kazandığımız hiçbir şeyi; malı mülkü, şöhreti, itibarı, makam koltuğunu, saltanatı öbür âleme götüremiyorsunuz. Sadece sınırlı dünya zamanı için önem taşıyan bu şeylerden ötürü edineceğimiz kibir, hırs, kurnazlık da ne boş şeylermiş meğer diyorsunuz.
Pusulası şaşana bir pusula, şirazesi kayana bir terazi olan bu kitap ile erdemin vicdanımıza, aklımıza iyi gelecek dost sesini işitiyor, dost elini yüreğinizde hissediyorsunuz.