|

Eskilerin yüklendiği medeniyet masalları

Tarihçi-yazar Mustafa Yahya Coşkun, yeni kitabı “Eskilerin Masalları”nda birçok yazar tarafından farklı zamanlarda işlenmiş konulara kendi penceresinden bakmayı deniyor. Yazar, insanların tarih ve gelenekle buluşması için anahtar mahiyetinde masallar anlatıyor.

Yeni Şafak
15:38 - 17/09/2016 Cumartesi
Güncelleme: 12:40 - 17/09/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
BETÜL ÖZDEMİR


Farklı zamanlarda yazılan ancak aynı yöne bakan ve yoldaki işaretleri belirginleştirme görevi üstlenen yazıları tek kitap altında toplayan Eskilerin Masalları, Kayıt Yayınları'ndan çıktı. Tarihçi-yazar Mustafa Coşkun'un eskilerin şehirleri, eskilerin Ramazanları, eskilerin idraki gibi başlıklar altında topladığı kitapta, tarihi eserlere dair görüş ve önerilerle kitap tanıtımları yer alıyor. Kitabın temeline medeniyeti yerleştiren yazar, aslında bize bundan bağımsız bir geleceği tasavvur dahi edemeyeceğimizi söylüyor. Sanayi Devrimi ile birlikte modern kent ortaya çıkmış, bunun sonucu modern yaşam tarzı ortaya çıkmış ve medeniyetten kopuş gerçekleşmiş. Var olduğumuz tabiatla hiçbir ilgisi olmayan bu yaşam tarzı haliyle medeniyetle yüklendiğimiz o geçmişimize de benzememekte. Bizi geçmişimizden koparan bu yaşamın ulaşamadığı tek yer ise eskilerin dilden dile dolaşan masalları.



GELECEĞE IŞIK TUTUYOR


Okurda iz bırakan, tarihle iç içe olan kitaptaki hikayeler kimi zaman sizi gelecekte bambaşka bir zamana da götürebiliyor. Bu yönüyle eser, geçmişin tozlarını üzerinden silkelmesine yardım ederken geleceğe de ışık tutuyor. Kitap dili bakımından da sizi tarihi bir serüvene çıkarıyor. Eskilerin yazısı Osmanlıca'yla sahip olduğumuz medeniyet gözler önüne seriliyor. Decameron Masalları ile Metin Erksan'ı, Ayşe Şasa ile Diyarbakır Surlarını aynı potada eriten bu yazılar, başka başka zamanlarda yazılmış da olsa aslında aynı istikamete bakıyor. Birçok defa birçok yazar ve düşünür tarafından farklı şekillerde ele alınan meseleleri birleştiren kitap, bu meseleleri her an hatırlamamız gerektiğini öğütlüyor. Öte yandan kitap ismiyle de tarihe atıfta bulunuyor. Zamanla anlamı boşaltılan 'Eskilerin Masalları'nın hakikatin ta kendisi olduğunu, masalın ise hakikatin bir parçası olduğunu okurlara anlatıyor. Masalın yalnızca cinlerin, perilerin anlatıldığı yazılar olmadığını hatırlatan eser, okuyuculara masalın izini sürdüklerinde tarihe ulaşacaklarını da ispatlıyor. Eser masal, tarih, felsefe ve sosyoloji açısından çağın anlaşılmasına yardım ediyor. Tarihin, geçmişten çok yarının tasarımı olduğunu da kanıtlamış oluyor. Kültürümüzün folklorik bir zenginliğe sahip olduğu kadar masalın da bir hazineye sahip olduğunu okuyuculara hatırlatıyor. Yazar masalın anlatan ve dinleyenle sınırlandırılamayacağını, içerisine tüm insanlığa ulaştırılması gereken misaller yüklendiğini kitabın her satırında işliyor.



SİYAHIYLA BEYAZIYLA


Yazarın sahip olduğumuz hazineyi anlatırken faydalandığı bir diğer başlık da sinema. Birçok hatıramızın zemininde tebessümle yer edinen Yeşilçam, her zaman geçmişe özlemle bakmamızı sağlıyor. Kitabın ışığında uzun zamandır yeşilçam filmlerinin yapılmasını da modern yaşam tarzının bir dayatması olarak görmek yanlış olmaz. Zira bu yaşam tarzı insanlardan samimiyeti ve ruhu da çalıyor.



MODERN DAYATMALARA KARŞI ESKİLERİN MASALLARI


Yazar geçmişimizi hatırlamamız için masal ve sinemanın yanında eski ramazanları, tarihi yapıları şehirleri ve dili de kullanıyor. Okuyucuları yok olup giden edebiyatın, tarihi çeşmelerin, hanların, surların feryadına kulak vermeye çağırıyor. Kitap aslında bize harflerini kaybedenlerin önce cümlelerini, sonra dizelerini, daha sonra da sahip oldukları yüce medeniyeti kaybettiğini bize hatırlatıyor. Medeniyetini kaybeden bir topluluğun dış etkenlere hedef olması kaçınılmaz hale geliyor. Kaybettiklerimizi bulmamız için çıkmamız bu yolda eskilerin masalları olmadan modern dayatmaların gölgesinden kurtulamayacağız ise aşikar.



  • Kitabın künyesi:
  • Eskilerin Masalları
  • M. Yahya Coşkun
  • Kayıt Yayınları
  • Haziran 2016
  • 128 sayfa
#Eskilerin Masalları
#Yahya Coşkun
8 yıl önce