|

Evlilikte israf ve gösteriş huzursuzluk kaynağıdır

Dinimizin büyük bir hassasiyetle üzerinde durduğu ve Peygamber Efendimiz’in de ümmetine tavsiye ettiği evliliğin pek çok hikmeti var. Eşlerin birbirlerinin iffetini koruması, nesillerin devamı gibi sebepleri bulunan bu kurumun İslam’da nasıl olması gerektiğini Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal ile konuştuk.

00:00 - 8/10/2021 Cuma
Güncelleme: 00:17 - 8/10/2021 Cuma
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

HAZIRLAYAN: ZEYNEP BETÜL ERHUN
İslam aile kurumuna büyük önem veren bir din. Eşlerin birbiriyle olan iletişiminden, çocuklar ve aile büyükleriyle ilişkiye kadar birçok durum ayetler ve hadisler yoluyla düzenlenmiş. Öncelikle İslam’da aile kavramını açıklayabilir misiniz?

Toplumun en temel birimi, sosyal yapının çekirdeği olan aile insanlık tarihiyle yaşıt bir kurumdur. Kur’ân’a göre ilk insan yalnız bırakılmamış, Hz. Adem’in yanısıra eşi de yaratılmıştır. “Ey Adem! Sen ve eşin (zevcin) cennette kalın” buyuran Allah böylece, Hz. Adem’in eşiyle beraber bir aile oluşturduğuna işaret etmektedir. Erkek ve kadının birbirine ilgi duyması, nesillerin devamını ve toplumsal kaynaşmayı sağlayan bir yaratılış gerçeğidir. Cenab-ı Hak bekarların evlendirilmelerini emretmiş, evlenme imkanı bulamayanların ise evleninceye kadar iffetlerini korumalarını istemiştir. Allah Rasûlü (s.a.s.) de bu doğrultuda, “evlenmeye gücü yetenlerin evlenmesini” tavsiye etmiş, bunun, gözü ve namusu haramdan en iyi koruyan şey olduğunu bildirmiştir. Ayrıca dengi bulunan gençlerin evliliğinin geciktirilmemesini istemiş, hiç evlenmek istemeyenlerin bu taleplerini uygun bulmamıştır. Hz. Peygamber’in bildirdiğine göre, Cenabı Hakk’ın iki cins arasında takdir ettiği bu beraberliği kuran eşler, gayri meşrû yollardan ve günahtan kendilerini korudukları için, ailevî ilişkilerinden bile ibadet sevabı kazanacaklardır. İlgili ayet ve hadislerden hareketle evliliğin, herhangi bir mazereti olmayanlar için ihtiyârî bir iş olmadığını söylemek mümkündür.


GENÇLERİN RIZASI ÖNEMLİ

Kur’an ve hadislerde kadın ve erkeğin eş seçerken dikkat etmesi gereken hususlar nasıl belirtilmiştir?

İslam, evlenecek kişilerin özgür irade ve seçimlerine önem vermiştir. Gençler, aile büyüklerinin rehberliğinde, ancak kendi tercihleri temelinde evlenmeye karar vermelidirler. Bu noktada erkek-kız ayrımı yoktur. Cenab-ı Hak, sorumluluğun şahsî olduğunu ve herkesin ancak kendi yaptığının karşılığını göreceğini bildirir. Allah Rasûlü de, babasının zorla evlendirdiği şikayetiyle kendisine başvuran bir kadını kocasından ayırmış ve onu istediği kişiyle evlendirmiştir. Hz. Peygamber’in kendi kızlarını, onların onayını aldıktan sonra evlendirdiği de bilinmektedir. Kur’an ve Sünnet’e göre, evlilik tercihinde, karşılıklı sevgi, saygı, şefkat ve merhameti sağlayacak, dindar, salih ve saliha insanların ön planda tutulması önemlidir. Dış güzellik, mal-mülk, makam-mevki gibi geçici ve insan karakterine olumlu katkısı olmayan unsurlar mutluluğun garantisi olmadığı gibi pişmanlığa bile yol açabilir. Evlilikte en sağlam yol iyi insanı arayıp bulmaktır.

KOCA, KARISININ ÂMİRİ DEĞİL EŞİDİR

Evlilikte kadın ve erkeğin birbirlerine karşı hak ve sorumlulukları nedir?

Kur’ân-ı Kerim, “erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları bulunduğunu” belirtmektedir. Prensip olarak, ailesine bakmaktan sorumlu olan koca bu konudaki ihmalinden dolayı Hz. Peygamber’in şu ikazına muhatap olmuştur: “Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi kişiye günah olarak yeter.” Buna karşılık onun “Allah rızasını gözeterek ailesi için yapacağı harcama sadaka sayılacak ve eşinin ağzına koyduğu bir lokma bile sevap hanesine yazılacaktır.” Koca, karısının âmiri değil eşidir. Hiyerarşik yapı dostluğa ve samimiyete engel olur. Kur’an, erkekleri eşlerinin âmiri değil, kayyûmu, yani, hâmîsi, gözetip kollayanı ve işlerinin takipçisi olarak nitelendirmiştir.

EVLİLİK KOLAYLAŞTIRILMALI

Günümüzde evlilik maalesef gösteriş yapma alanına dönüştü. Bu konuda ne tür tavsiyeler verirsiniz gençlere?

Cenabı Hak iffet yükümlülüğünü kadın ve erkeğe hiçbir ayrım yapmadan yüklemiş, mü’min erkek ve kadınların gözlerini ve namuslarını haramdan korumalarını ayrı ayrı emretmiştir. Bu yüzden evliliğin kolaylaştırılması çok önemlidir. Evlilikte iki gencin kötülüklerden uzak kalmaları ve hayat boyu mutlulukları amaçlandığına göre buna gölge düşürecek her türlü külfetten uzak durmak gerekir. İsraf ve gösteriş, kişilerin kendilerinden çok başkalarını tatmin etmek için yapılan harcamaların sonucudur. Bu da yeni aile yuvası için büyük bir yük ve huzursuzluk kaynağıdır. Cenabı Hak “bekar olan gençlerin evlendirilmelerini emrederken, fakir olmaları halinde onları kendi fazl-ı kereminden zenginleştireceğini” bildirmiştir.

Bütün ihtiyaçlar aile içinde karşılanır

  • Aile, temeli erkek ve kadının evlilik sözleşmesiyle atılan ve içinde yaş, cinsiyet, makam, rol, yetki ve sorumluluk bakımından birbirinden ayrışan az ya da çok sayıda insanın yer aldığı, ortak yaşam alanını paylaşan bir sosyal birimdir. İnsanın doğal ve manevi gelişimi açısından en uygun çevre aile ortamıdır. Değerlerin aktarılması ve oluşturulmasında toplumsal yapıların en vazgeçilmezini aile kurumu oluşturur. Aile, sevgi ve dayanışmanın bilfiil yaşandığı, temel insanî ve ahlâkî değerlerin öğrenildiği bir okuldur. İşte bu nedenle İslam dini, toplumsal hayatın vazgeçilmez birimi olan aileyi tabiî, gerekli ve önemli saymış, Yüce Yaratıcı’nın konuyla ilgili buyrukları, Allah elçisinin söz ve uygulamaları, karşılıklı sevgi ve saygı esasına dayanan, hak ve sorumlulukların bilincinde olunan mutlu bir aile yuvasının oluşturulmasını amaçlamıştır.
#Ankara Üniversitesi
#İlahiyat Fakültesi
#İsmail Hakkı Ünal
3 yıl önce