|

Fikir ve hareket cephesiyle Mücadeleciler

Emrin Çebi’nin yazdığı “Mücadeleciler ve Yeniden Milli Mücadele Dergisi” adlı kitap İLEM Yayınları tarafından okurla buluşturuldu. 60’lı yılların sonuna doğru kurulan Mücadele Birliği hareketi ve onun fikir dergisi Yeniden Milli Mücadele’yi konu edinen Çebi, bu hareketin fikri altyapısına ve hareket disiplinine odaklanıyor.

Kamil Büyüker
00:00 - 16/07/2022 Cumartesi
Güncelleme: 15:37 - 18/07/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Yeniden Milli Mücadele Dergisi
Yeniden Milli Mücadele Dergisi

Yakın tarihimizin fikir ve hareket yönü ağır basan teşkilatlarını yakından tanımak önce bu yapıların fikri zeminlerini anlamakla mümkün olacaktır. İLEM İslamcı Dergiler Projesi ile başlattığı dönem dönem bu hareketleri anlama çalışmalarını dergi, mecmua üzerinden yürütmekte idi. Yeni başlayan Fikir ve Hareket İncelemeleri Serisi ile de bu çalışmalara daha farklı bir boyut kazandırdı.

Serinin 4.kitabı olarak yayınlanan Mücadeleciler ve Yeniden Milli Mücadele Dergisi (Emrin Çelebi, İLEM yay., 2022, 105 s.) 60’lı yılların sonuna doğru kurulan Mücadele Birliği hareketi ve onun fikir dergisi Yeniden Milli Mücadele’yi konu ediniyor. Emrin Çelebi tarafından kaleme alınan kitap aslında fikri altyapısı ve hareket disiplini itibariyle bir dönem çok güçlü bir yapı olan Mücadele Birliği Hareketine dönük el kitabı hüviyeti taşıyor. Bu yayın dizisi ile hedeflenen, temel isimler, dergiler, meseleler hakkında bir çerçeve ve özgün bir bakış oluşturma çabası bu eserlerle maksadına ulaşmış oluyor.




Bütün Vatanseverlerin, Gerçek Mü’minlerin Mecmuası

1960’lı yılların sonuna doğru resmi kuruluşunu tamamlamış ama 1970-1980 arasında ciddi varlık göstermiş olan Mücadele Birliği’ni anlamak için yazar hareketin dergisinin ilk yılını incelemeye almış. Bunun gerekçesini de şu şekilde izah ediyor: “Derginin ilk yılının tercih edilmesinin sebebi ise 1970’li yıllarda Milli İslâmcılığın etkili bir temsilcisi olmasından, argüman ve tezlerinin bu ilk yıl içinde inşa edilmeye çalışılmasından dolayıdır.” Bu çevrede yazar, haftalık yayınlanan YMM dergisinin 62 sayısını incelemeye tabi tutmuş. YMM dergisi ve hareketinin odağına “Millet Düşüncesi”ni alan yazar, buradan yola çıkarak eserini şekillendirmiştir. Öncelikli olarak Mücadele Birliği hareketinin 1970’li yıllarda mukaddesatçı, milliyetçi, muhafazakâr ve İslâmcı düşünceyi en iyi şekilde harmanladığı önemli bir yorum olarak karşımıza çıkıyor. Millet olma sürecinin henüz tamamlanmadığı belirtilen yayınlarda bu sürecin önündeki en büyük engelin ise devlet-millet kavramlarının karşı karşıya kalması olarak tanımlanmıştır. Yeniden Milli Mücadele Dergisi’nin ilk sayısında model aldığı Osmanlı’ya da atıfta bulunarak “İşte Yeniden Milli Mücadele milletin muhteşem mazisine uygun bir hayat kurmak isteyen, bütün vatanseverlerin, gerçek müminlerin mecmuası olmak için çıkıyor” ilanıyla yayın hayatına başlamıştır. (s.17)

Afyon, Konya, İstanbul merkezli çalışmalara başlayan teşkilatın kurucu lideri Aykut Edibali ve yanıbaşındaki arkadaşları Yavuz Aslan Argun, Necmeddin Erişen, Yılmaz Karaoğlu, İrfan Küçükköy, Mevlüt İslamoğlu, Mevlüt Baltacı, Hasan Elmas gibi isimlerden oluşmaktadır. Mücadele Birliği’nin temel dinamikleri ve düşünce kaynaklarını masaya yatıran yazar dönemin 20’li yaşlardaki idealist gençlerin beslendiği kimi düşünce mahfilleri ve isimleri de zikretmiştir. Burada yukarıda ifade edilen durumu izah sadedinde direkt İslamcı söylem yerine İslamcılıkla Milli tutumu sentezleyen bir yapı görmek mümkündür.


İdeolojinin İlmileşmesi: İlmi Sağ

Hareket, yayın organı Yeniden Milli Mücadele Dergisi içerisinde kendi fikri zeminini oluşturmuştur. 1970 Şubat sayısında derginin yazar kadrosunda bulunan önemli isimler liste şeklinde yayınlanmıştır. Bunlar: Aykut Edibali, Yılmaz Karaoğlu, Selim Erkoç, Necmeddin Türinay ve Sabahattin Eriş’tir. Ömer Ziya Belviranlı ise uzun süre derginin sahibi olarak gözükürken, daha sonraları hareketin dağılma sürecinde derginin sahibi de değişmiştir. Hareketin lideri Aykut Edibali tarafından kaleme alınan ve mecmuanın ilk yılı boyunca isimsiz yayınlanan başyazıları, ilmi sağ ve inkılâp ilmi bölümleri hareket mensuplarının fikri zeminini oluşturmuş. Yazarın yine “Millet İdeolojisi” vurgusu ile ele aldığı ve bu yapının ilmileşmesinin zeminini hazırlayan “İlmi Sağ” derginin ilk 21 sayısında yazı dizisi olarak devam etmiş ve “İlmi Sağ” şu şekilde tanımlanmış:

“İlmi Sağ’cılık derken, insan ve millet bünyesinin kanunlarının ilmi ifadesini kastediyoruz. Bu pratik olarak, vahiy ve risalet yoluyla sabit olmuş İslâm’ın ebedî prensiplerinin ilmi izahı, milli hayatın tâbi olduğu kanunların keşfi ve bu kanunlara uygun bir toplumun inşası için gerekli metod demek olur.” (s.31) İlmi Sağ böyle bir ideolojiyi içinde barındırırken hitap ettiği kitle için de şu tanımlama yapılmış “milli vasfı taşıyan bütün kadrolar ve bu milletin evladı olduğunu hisseden bütün vatanperverlerdir. Peki milli vasıf taşıyan kadrolar kimlerdir? Bunları da tanımlar “Beynelmilel Yahudiliğe, Beynelmilel Hristiyanlığa, Komünizme, Masonluğa ve kozmopolitizme” karşı olan herkestir. (s.32)

Milli Mücadele’den İslâmi Mücadeleye: İnkılâp İlmi

Hareketin bir diğer omurgasını teşkil eden metin ise İnkılâp İlmi adını taşımaktadır. Yazar bu yazı dizisi için diğer sağ-muhafazakâr yayınlardan oldukça farklı bir içerik sergilemesi açısından önemli olduğu vurgusunu yapıyor. Yine bu yazı dizisinde de başarılı inkılâplar olarak addedilen Nazizm, faşizm, komünizm gibi hareketlerin ve ilk İslam inkılabının “başarı şartlarının ve stratejisinin bir tahlili yapılır. Bunun alt konuları olarak da “insanın ve toplumun değişme kurallarının, şartlarının, prensiplerinin metodlarının ortaya konulması, kadroların bu süreçteki görevi, strateji ve taktik, bunların sosyal olaylara nasıl uygulanacağı” işlenmiştir. Bu noktada yazarın ifade ettiği üzere Milli Mücadele’den İslamî Mücadele’ye geçiş öngörülmektedir. İnkılâp İlmi metinlerinin devamında bu husus açık bir şekilde ifade edilmiş. Milli Mücadele’den sonra gerçekleşecek olan İslâm Mücadelesi’nin hedefi ise “yeryüzünde din olarak rejim olarak sadece İslâmiyetin hâkim olması; İslâm’ın dışındaki bütün telakkilerin, örfün ve nizamların hakimiyetlerini kaybetmesi, topyekün bütün düşman iktidarlarının tasfiyesi ve İslâm iktidarının dünyayı idare etmesi olarak açıklanmış. (s.37)



Hareketin pek çok yönüyle dönemin öne çıkan hareketlerinden ayrıştığına vurgu yapan yazar, dergi incelemelerinin sonunda şu cümle ile Mücadele Birliği’ni hülasa etmiştir:

“Mücadele Birliği, salt milliyetçilikle saf İslâmcılık arasında kendine özgü bir noktada faaliyette bulunmuş, duygular/eğilimleri itibarıyla İslâmî, kültürel söylemi itibarıyla milliyetçi bir hareket, -modern Türkiye Cumhuriyeti içerisinde- devletçi bir millilik ile İslâm arasında bir amalgam yaratmaya çalışmıştır. Bu yüzden hareketi en iyi “milli İslâmcılık” kullanımı tarif etmektedir.” (s.92)

Yakın dönemin fikri cephesiyle öne çıkan Mücadele Birliği hareketini, yayınlanan mecmua üzerinden tanımaya dönük önemli bir çalışma. Fikir tanınmadan hareketin yorumlanmaması gerektiği bu çalışma ile bir kez daha ortaya konulmuş oluyor.

#Emrin Çebi
#Mücadele
#İLEM Yayınları
#Milli Mücadele
2 yıl önce