|

Fırfırının gözünden Ağabeyim Orhan Veli

Gazeteci Seray Şahinler, “Ağabeyim Orhan Veli” kitabında şairin 97 yaşındaki kız kardeşi Füruzan Yolyapan ile anılarından yola çıkarak Orhan Veli’ye dair yeni bir keşif alanı açıyor.

Haber Merkezi
04:00 - 11/04/2021 Pazar
Güncelleme: 03:25 - 10/04/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
Seray Şahinler ve Füruzan 
Yolyapan
Seray Şahinler ve Füruzan Yolyapan

Beni bu güzel havalar mahvetti”, “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı”, “Yazık oldu Süleyman Efendi’ye…” Orhan Veli’nin bu en meşhur dizeleri, bugün birer deyim haline geldi. Zira hepimiz hayatın günlük koşturmacasında, yaşadığımız zorluklarda, gülünç durumlarda, mutlu anlarda hep onun şiirine atıflar yapıyoruz. İşte bu yüzden ölümünün üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen bugün dizeleri en çok bilinen şairlerin başında gelir Orhan Veli…

13 Nisan 1914’te 1.Dünya Savaşı’nın başında doğup, 14 Kasım 1950’de 2. Dünya Savaşı’nın akabinde ölen, 36 yıllık kısacık yaşamına dünyaları sığdıran Orhan Veli, yaşadıklarıyla ve yazdıklarıyla insanlığa çok şey söyler.


Türk şiirinde kalıpları kıran “aykırı şair” yönüyle tanıdığımız Orhan Veli’yi daha yakından tanımak için önümüzde güzel bir yıl var. 13 Nisan 2021 itibariyle 107. yaş gününü kutlayacağımız Şairin eserlerindeki telifin kalkmasıyla birlikte bu yıl pek çok yayınevi Orhan Veli’nin Şiir, öykü, çevirilerini peşi sıra yayımlıyor. Bunlar arasında hoş bir sürprizle karşılaşıyoruz. Orhan Veli’nin 97 yaşındaki kızkardeşi Füruzan Hanım’ın anılarını eksene alarak hazırlanan “Ağabeyim Orhan Veli” evlat, ağabey, dost, şair ve fikir adamı olarak bir Orhan Veli portresi sunuyor okura.


BİLİNMEYENLERİNE IŞIK TUTUYOR

Gazeteci Seray Şahinler’in 10 yıllık kapsamlı çalışması sonucu hazırlanan kitapta Orhan Veli’nin “Fırfırım” diye hitap ettiği kız kardeşi Füruzan Yolyapan, ağabeyiyle ilgili anılarını anlatıyor. Yolyapan, çocukluk yıllarındaki Beykoz’u, ağabeyiyle olan anılarını, ağabeyinin anne ve babasıyla ilişkisini, şiirlerini nasıl yazdığını, öldüğü gün nelerin yaşandığını aktarırken, Orhan Veli’ye keşfedilecek daha pek çok şeyin olduğunu hissediyorsunuz. Şahinler, bu noktada Orhan Veli’nin hayatının duraklarına uğrayarak Orhan Veli’yi bilmediğimiz yönleriyle okura sunuyor. Hem araştırma hem anı hem biyografi niteliğinde değerlendirebileceğimiz kitapta yazar usta şairin ilk şiirlerine, bilinmeyen meraklarına, yazar ve şairlerle olan atışmalarına, maddi sıkıntılara rağmen büyük bir dirençle hayata tutunduğu “yalnız” zamanlarına dair önemli notlar paylaşıyor.


İLK ŞİİRLERİNDEN YAPRAK’A UZANIYOR

Garip akımının öncüsü Orhan Veli’nin şiirleri ilk yayımlandığı dönemden beri büyük tepki çekmişti. Edebiyat çevrelerinden büyük tepki toplayan şiirler, ağır eleştirilerin hedefi oldu. Elbette savunucuları da vardı. Peki bu şiirler yayımlandığı dönemde nasıl tepki buldu? Yazarın kapsamlı arşiv çalışması sonucunda ulaştığı yazılar bize yaşananların perde arkasını sunuyor. Kitapta Varlık’ta yayımlanan ilk şiirlerden Yaprak’a uzanan süreçte Orhan Veli’nin şiirlerine, kitaplarına, yazar ve şairlerle olan atışmalarına değinilmiş. Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi kitaplarının yayımlandığı dönemdeki yansımaları da ele alınmış. Kitapta ayrıca 1940’lı yılların siyasi, toplumsal ve kültürel atmosferine de pencere açılıyor. Yazar bu noktada Orhan Veli’nin hayatına tarihsel ve toplumsal bir perspektiften bakmış.


Kitabın bir diğer sürprizi ise, Orhan Veli’nin “Anlatamıyorum” ve “Sere Serpe” şiirlerini ithaf ettiği Bella Kent (Eskenazi). Hayatta olan Bella Eskenazi Orhan Veli’yle arasında yaşananları, şairin bu meşhur şiirleri kendisine nasıl takdim ettiğini ve kendi hislerini de paylaşıyor.


Daima iyimserdi

Füruzan Yolyapan kitapta ağabeyini şu sözlerle anlatıyor: “Orhan Ağabeyim inanılmaz derecede iyi bir insandı. Dürüst, medeni ve namusluydu. Kimseye kötü kelime konuştuğunu, “be!” dediğini bile duymadım. Çok da şık giyinirdi. Zarifti. Nasıl anlatsam, başka türlüydü. Onun yüzüne karşı şiirlerini eleştiren insanları gülerek karşılardı. Evliya gibiydi. Öyle insanlar uzun yaşamıyor. Son derece eğlenceli bir kişiliği vardı. Maddi vaziyeti kendi başına geçinecek halde değildi. Baba evinde, bizimle birlikte oturuyordu. Ona rağmen o kadar tatlı sohbetliydi ki.. Onu kaybettiğimde dünyam söndü. İyi bir insan olmamı ve kişiliğimi ona borçluyum. Bana “Fırfırım” derdi. Çok şakacıydı. İnsanlar etrafında fır dönerlerdi. Hiç küfür etmezdi. Herhalde içinde dağlar kadar öfkeler olmuştur ama bunları hiç belli etmezdi. Daima iyimser ve güler yüzlüydü.”

#Orhan Veli Kanık
#Seray Şahinler
#Füruzan Yolyapan
3 yıl önce