|

Gezi, edebiyattır

Yasemin Kurt’un Cumhuriyet devrinde kaleme alınan gezi kitaplarından yola çıkarak kaleme aldığı Yurt Dışı Gezi Kitapları (1920-1980) çalışması gezi türünün diğer edebî türlerle arasındaki güçlü bağı irdeliyor.

Yeni Şafak
04:00 - 7/11/2015 Cumartesi
Güncelleme: 21:58 - 6/11/2015 Cuma
Yeni Şafak
YAKUP ÖZTÜRK


Geçtiğimiz ay, İstanbul'da gerçekleştirilen 9. Beyoğlu Sahaf Festivali'ni ziyaret edenler eski kitaplar arasında pek çok gezi kitabı gördüler. Özellikle 1930'lardan sonra Avrupa kentlerine turistik bir gezi, diplomasi ya da okumak arzusuyla giden kültür adamlarımız, gazetecilerimiz batı coğrafyasına dair izlenimlerini aktardıkları birbirinden farklı kitaplar kaleme almışlar. Hepsi bugün sahaf tezgahlarında. Türk entelektüelinin Tanzimat'tan sonra batıya yaptığı seyahatlerin varlığından tek tek haberdarız ancak bu seyahatleri iki kapak arasında toplayan bir gezi külliyatımızın dökümünü görmemiştik. Dr. Yasemin Kurt'un Cumhuriyet devrinde (kendisi bunu 1920-1980 yılları arasıyla sınırlamaktadır) yayımlanan ve yurtdışına yapılan gezileri anlatan kitaplar üzerine olan çalışması Yurt Dışı Gezi Kitapları (1920-1980) bu boşluğu doldurmaya aday görünüyor.



Günümüzde sosyal medya, pahalı, uzak coğrafyalara, uzun süreli seyahatlerin hemen her kesim tarafından gerçekleştirilmesine rağmen bunun yazıya dökülmesine en büyük engel mecraların başında geliyor. İnsanlar, gördüklerini ve duyduklarını anlatma arzularını sosyal medyadaki sayfalarında birkaç cümle ve bir iki fotoğrafla tüketebiliyorlar. Buna rağmen, bazı hesaplar, gezi edebiyatının zemin değiştirdiğini de bize hatırlatmakta. Yüzbinleri bulan takipçilerine fotoğraf ve yazı eşliğinde seyahat izlenimlerini aktaran elektronik seyyahlar da ortaya çıkmış durumda. Bunun bir edebiyat olayı olup olmadığını zaman gösterecek... Biz, iki kapak arasındaki gezi notlarını okuyucuya sunan klasik usule kulak vermeye devam edelim.



GEZİ TARİHİ ESKİYE DAYANIR


Bu coğrafya, ilk eserlerinden bu yana seyahate önem vermiş, ona anlam kazandırmış bir coğrafyadır. Türk edebiyatında gezi, tarihi oldukça eskiye dayanan bir türdür. Savaşlardan göçlere, ilm kesbi uğruna çıkılan yolculuklara kadar pek çok sebeple kaleme alınan seyahatnamelerimiz var. Şairlerin, muayyen şehirler üzerine kaleme aldıkları şehrengizler klasik Türk edebiyatının daima dikkate değer türlerinde olmuştur. Seydi Ali Reis'in Miratü'l Memalik'i, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi bizim seyahatname eserlerimizin iki büyük anıtıdır. Bizim edebiyatımızın temelinde, diğer milletlerde olduğu gibi şiir vardır ancak bu eserlerin nesirle kaleme alınan birer gezi kitabı olmaları gezi edebiyatının Türkçe'de nesre kaynaklık ettiğini de ortaya koyar.



Türk aydınlarının modern zamanlarda seyahatname kaleme almaları daha çok Avrupa başkentlerinde açılan elçilikler dolayısıyla sefaretname metinlerine dayanır. Tanzimat devrinde, çöküşün önlenmesi için batılı devletlerin kıyası bize başkaca gezi eserleri getirir. Bu dönemin bizce en dikkate değer kitabı bin sayfayı aşkın hacmiyle Ahmed Midhat Efendi'nin Avrupa'da Bir Cevelan'ıdır. Bu muazzam eser Avrupa kıtasını köşe bucak bize göstermesi bakımından en önemli gezi eserlerimizdendir. Çok yakın bir zamanda Latinize edilerek Dergâh Yayınları tarafından okura sunulmuştur.



Cumhuriyet'le birlikte gezi edebiyatı eserleri daha çok gazeteciler eliyle kaleme alınmış, edebiyatın içerisinde bir tür olarak varlık sahası bulmuştur. Bu eserlerin genişçe dökümünü Dr. Yasemin Kurt yukarıda andığımız kitabıyla edebî kamuoyunun dikkatine sunmuştur. Yazar, ele aldığı eserlere edebî açıdan bakarak bir gezi edebiyatının varlığını ısrarla vurgulama yolunu tercih etmiştir. Akademik çalışmalar arasında Kurt'un meydana getirdiği çalışma gezi ve edebiyat ilişkisini ayrıntılı olarak ele alan nitelikli az çalışmadan biridir. Kitap, gezi türünün diğer edebî türlerle, röportaj, günlük, otobiyografi, biyografi, roman, hatırat gibi türlerle arasındaki güçlü bağı da ortaya koymuştur. Yasemin Kurt, gezi eserlerinin bazen müstakil bir tür olarak edebiyat tarihlerine girdiği bazen de başka türlerin altında onları destekleyici metinler olarak değerlendirildiğini tespit etmiştir.



GEZİ DİLİNE BAKIŞ


Yurt Dışı Gezi Kitapları (1920-1980) beş başlık altında tasnif edilmiştir. Bunlar sırasıyla, Sovyetler Birliği ve doğu bloku ülkeleri, ABD ve Amerika kıtası, İngiltere, Almanya, Fransa ve Avusturya'yı konu alan gezi kitaplarıdır. Yasemin Kurt, “Diğer Ülkeleri Konu Alan Gezi Kitapları” başlığını verdiği son kısımda Finlandiya, dağılmadan önceki Yugoslavya, Kıbrıs, Türkistan, İsviçre, Tuna boyları ve Bükreş'i anlatan gezi kitaplarını değerlendirmiştir. Eserlerin tamamını burada söz konusu etmemiz mümkün değil ancak okuyucuya fikir vermesi açısından her kısımdan birkaç eseri hatırlatabiliriz. Falih Rıfkı Atay'ın Moskova-Roma ve Deniz Aşırı, Melih Cevdet Anday'ın Sovyet Rusya, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan, Bedii Faik'in Sam Amca'nın Evinde, Hasan Âli Yücel'in Londra'da Gördüklerim, Ahmet Haşim'in Frankfurt Seyahatnamesi, Burhan Arpad'ın Avusturya Günlüğü, Attila İlhan'ın Abbas Yolcu, İsmail Habib'in Tuna'dan Batı'ya, Asım Us'un Yugoslavya'da Seyahat Notları, Sadri Ertem'in Ankara Bükreş kitabı ve daha pek çok eser Kurt'un çalışmasında öncesi ve sonrasıyla, seyahatlerin amacından safhalarına kadar ayrıntılı bir biçimde değerlendirilir.



Yasemin Kurt, ele aldığı kırka yakın eserin dil hususiyetlerine de dikkatle eğilir. Gezi eserini, bir rehberden ayıran en önemli hususiyeti dilin kullanım biçimleri ve anlatma teknikleridir. Onları birer edebî eser hâline getiren de bu üslupçu havayı yakalamalarıdır. Kurt, eserler arasında dil bakımından bir ortaklık olduğunu vurgular. Eserlerde başlıklar, ara başlıklar ve alt başlıklar dikkatle ele alınırken bu başlıkların bazen bir soru, hatırlatma bazen de bir eleştiri biçiminde yazıldığını işaret eder. Eserlerin çoğu yurda dönüşle sonlanır. Bir eserde elzem olan bibliyografya kısmına birtakım gezi eserlerinde tesadüf edilmesi de önemlidir. Bir seyahatin tamamlayıcı materyalleri fotoğraf, harita, grafik vs. görsel unsurlardır. Gezi kitaplarının bazılarında bunlarla karşılaşıldığı da görülür. Ancak, bu çalışmada ele alınan eserlerde, tarih ve coğrafya bilgileri ile rakam istatistiklerinin eserin estetik cephesine halel getirdiğinin görüldüğü de olmuştur. Gezi yazarı, gerçeklik tuzağına kendisini kaptırdığı ölçüde eserini resmî kurumların yayımladığı raporların safına itebilmektedir. Yasemin Kurt, bu durumu ölçü ve denge unsurlarıyla açıklar. Eser gerçekliği vereceği ölçüde dengeyi şaşırdığında kıymet kaybetmeye başlar...



GEZİ YAZILARI VE GAZETECİLİK


Cumhuriyet devrinde, gezi kitaplarını kaleme alanlar daha çok gazetecilikle iştigal eden kimselerdir. Bu kesimin, mesleklerinin bir gerekliliği olarak yurtdışı seyahatlerine çıkmaları, eğitimlerinin bir parçası olarak yurtdışını erken yaşlarda tanımaları gezinin gazetecilik eliyle edebiyatımıza girdiğini gösteren olağan bir neticedir. Cumhuriyet yıllarında gezilere kaynaklık eden en önemli gelişme resmî davetler kanalıyla ortaya çıkar. Falih Rıfkı Atay, Londra Konferans'ı için, Bedii Faik, Dış İşleri'nin, Hasan Âli Yücel, İngiliz Hükumeti'nin daveti üzerine İngiltere'de bulunmuşlardır. Bu türden davetlerde ağırlanan Türk yazarları gidilen ülkenin protokol nezaketi gereğince bir rehber eşliğinde gezdirilir. Bu da ortaya daha sağlıklı bilgi aktarımını ve mekân çeşitliliğini çıkarır. Rehber eşliğinde yapılan resmî seyahatlerin yazarlar üzerinde birtakım yönlendirici tesirler bıraktığı da muhakkaktır. Yasemin Kurt, bu türden seyahatlere odaklanırken yazarların nasıl ve hangi yollardan tesir altında kaldıklarını da tespit eder. Bilhassa, Soğuk Savaş yıllarında ABD ve Sovyetler Rusyasına yapılan gezilerde “siyasi etkileşimin açık etkisi”nden söz eder...



Gezi eserleri didaktik metinlerdir. Onların bir edebî eser olduklarını kabul ve iddia ediyor olsak da bunlar gerçek verilere dayanmak mecburiyeti taşırlar. Ancak kimi zaman yazarın kurgu tekniklerinden istifade ettiği de görülür. Kurt, kurgu cephesinden gezi eserlerini kaleme alırken onların mekân ve zamana ayrı bir ihtimam gösterdiklerini vurgular.



Gezi eserleri, hatıra ve günlüğün sınırlarını ihlal eden bir türün içerisinden bize seslenseler de iç hususiyetleri bakımından onlardan ayrılır. Gezi eserlerinde, görülen bölgenin atasözlerinden, efsanelerinden, yerel milletin bilebileceği ayrıntılardan beslenildiği de görülür. Gezi eserlerinin kültür ve sanat tarihi disiplininde çalışanlara en nitelikli kaynaklardan biri olduğu görülür. Bu eserler, kültür arkeolojisi ve antropolojinin sahasına giren, milletlerin kuşaklar boyunca aktardıklarını aynı yer üzerine farklı zamanlarda yazılan eserlerle mukayese edilerek dönüşümleri, değişiklikleri aktarırlar. Mimarî, gündelik hayatın eşyaları, giyim, mitoloji ve semavî inanışlar, yeme-içme, düşünce hareketlilikleri, sosyal hayatın parçaları gezi edebiyatının taşıyıcısı olduğu unsurlardır.


“Gezi”, Türkiye'de büyük bir sokak terörünün kirlettiği bir çağrışıma düşürülmüş olsa da, biz onu edebiyat ve hayatın en lezzetli tarafı olarak hatırlamaya devam edeceğiz. Hem bundan sonra seyahate çıkmadan önce başvurulacak kaynaklardan biri olarak Yasemin Kurt'un çalışmasına müracaat ederek bize arkadaşlık edecek bir kitabı da seçebileceğiz.





Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Yurt Dışı Gezi Kitapları


(1920-1980)


Yasemin Dinç Kurt


Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı


2015


608 sayfa


#Yasemin Kurt
#Yurt Dışı Gezi Kitapları
#Gezi eserleri
8 yıl önce