|

Gökkubbede hoş sada bıraktı

Türk musikisinin yaşayan hafızası olarak kabul edilen kanun sanatçısı Cüneyd Kosal son yolculuğuna uğurlandı. Dostları Erol Sayan, Fırat Kızıltuğ ve Erol Deran, Kosal’ın hem çalışmaları hem dostluğuyla gokkubede hoş bir sada bıraktığını dile getirdi.

Harun Karabuç
04:00 - 24/12/2018 Pazartesi
Güncelleme: 03:39 - 24/12/2018 Pazartesi
Yeni Şafak
FOTOĞRAF: SEDAT ÖZKÖMEÇ
FOTOĞRAF: SEDAT ÖZKÖMEÇ

Geçtiğimiz Cuma günü kaybettiğimiz Türk musikisinin duayeni kanun sanatçısı nam-ı diğer ‘Derviş Kanuni’ Cüneyd Kosal’ı dün son yolculuğuna uğurladık.

Kosal’ın cenazesi Merkezefendi Cami’nde kılınan ikindi namazına müteakip son yolculuğuna uğurlandı. 1931 yılında Dede Efendi’nin bir zamanlar yaşadığı mahallede dünyaya gelen Kosal, 2017’de Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülü’nü aldı. Telefon açtığımda “Sonunda beni hatırladılar” dedi.

Aldığı bu ödül onu çok onurlandırmıştı. Bir sonraki buluşmamızda uzun uzun sohbet etmiştik. Musiki aşkına okuduğu tıp fakültesini yarıda bırakan Kosal, tabipliği musikiye feda etmiş, 87 yıllık ömrünü musikiye adamıştı. Kanun icrası tartışılmazdı. Yüzlerce ilahi bestelemiş, binlercesini notaya almıştı. Çok iyi bir notistti. Bu yönüyle Türk müziğinin hafızası kabul edilen Kosal, tüm arşivini İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) kütüphanesine bağışladı. Klasik Türk Sazları Beşlisi’ni kurdu.

Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun kuruluşunda yer aldı. Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde koroda bulundu. Klasik Türk Sazları Beşlisi’ni kurdu. TRT radyolarında yıllarca çeşitli sanatçılara sazıyla refakat etti. 87 yıllık ömrünü Türk müziğine adayan Cüneyd Kosal’ı Türk müziğinin duayen isimlerinden Erol Sayan, Fırat Kızıltuğ ve Erol Deran anlattı.

SÖZLÜ ESERLERİ EZBERE BİLİRDİ

  • Erol Deran: “Türk müziğine çok büyük faydası olmuş, çok araştırmacı, aynı zamanda sazında çok ustaydı. Bütün sözlü eserleri hemen hemen ezbere bilir ve melodiyle o ezberindeki güfteyi birleştirerek refakat ederdi. Çok kıymetli ve arşivi olan, Türk müziğinde bir hafıza idi. Yaptığı işler bir tarafa insan olarak da çok iyi bir insandı. Kimseyi kırmaz, geri çevirmez, incitmezdi. Dini musikide de çok çalışmaları olmuştur. Mevlevi ayinlerinde icraları vardı. icrada bulunmuş. Kendine ait ilahi besteleri de oldu. İstanbul Radyosu’na girdiğim 1957’den bu yana çok iyi bir arkadaşlığımız vardı. En önemlisi derler ya gökkubbede hoş bir sada bıraktı. Cüneydciğimin de gittikten sonra hoş sadası kaldı.”

ARŞİVİ SAĞLAMDI

Fırat Kızıltuğ: “Cüneyt abi doktorluğu musikiye feda edebilmiş bir insan. Kanunu çok iyi kullanırdı. İstanbul Radyosu’nda görev yaptıktan sonra İstanbul Konservatuvarı icra heyetinde de çalıştı. Orada da beraberdik onunla. 1976’de Devlet Korosu kurulunca hem yöneticilik görevi vardı hem de icracı olarak yer alıyordu. Çok üstat bir insandı. Türk musikisinde arşivi en sağlam ve içinde en fazla eserin bulunduğu arşiv onunkidir. 1960’tan tutun bugüne kadar hep beraberdik. Rahmetli Necdet Yaşar, Niyazi Sayın ve biz değişmez saz arkadaşlarıydık. Onlarla bir sürü seyahatlerimiz oldu. Almanya, Mısır, Kıbrıs, Tunus, Cezayir seyahatlerimiz oldu. Türkiye’nin birinci sınıf sazendeler ekibiydik.”


Onu çok arayacağız

Erol Sayan 40 yıllık dostunu şu sözlerle anlattı: “Ben 1977 yılında İstanbul Radyosu’na nota kütüphanesine şef olarak geldiğimde devamlı beraber olduk. Programlar arasında devamlı sohbet ederdik. Birine nota lazım olduğunda ona gelirdi. Bu arada kendisi de çok fazla ilahi bestelemişti. Zakir Paşa diye bir zat vardı. Ondan aşağı yukarı sekiz on bin tane ilahiyi kaydettiği ve bunları notaya almak için çalıştığını biliyorum. Kendisi zaten besteci. Ayrıca bir besteci denetleme kurulunda başkanıydı. Çok çalışkandı. Arşivi çok zengindi. Müziğimize çok hizmet etti. Kendisini çok arayacağız. Yeri doldurulamaz.”

#Erol Sayan
#Fırat Kızıltuğ
#Erol Deran
#Cüneyd Kosal
5 yıl önce