Mehirleşme, sanayi ve teknolojinin gelişimiyle yuvamız apartman daireleri oldu. Günün büyük bir bölümünde soluk almadan çalışır haldeydik. Sofra kültürüyle meşhur bir ülkenin insanları olarak, hazır gıda tüketiyor ve çoğu zaman fast food, ayakta, alelacele atıştırıyorduk. Korona virüs salgınıyla o apartman dairelerinde en çok yaptığımız şey, unutmaya yüz tuttuğumuz lezzetleri yapmak için uzun zaman ayırmak, en çok ta ekmek oldu. Bahçeler arzuladık, doğayı özledik ve aslında topraktan ne kadar uzağa düştüğümüzü fark ettik.
Salgın önlemleri dahilinde de mümkün olduğunca kalabalıktan uzakta, doğal tatiller ararken, biz de toprağın, doğanın, sükunetin ve Anadolu Kültürü’nün en yakın adresleriyle alternatifler sunma gayretindeyiz. Bu yüzden bu hafta da huzur ve güzellik dolu bir Anadolu diyarına gidelim istedim. Isparta’ya.
LİSTENİZE EKLEYİN
Güllerin mevsiminde, gül şehri Isparta bambaşka kokar. Şekerden yağa, kolonyaya, kreme, tespihe, hayata dair ne varsa içinde gül vardır orada. Küçük tomurcuklar kurutulur, dünyanın dört bir yanına baharat olmak üzere yola çıkar. Isparta’nın tarihi milyonlarca yıl öncesine gider. Tatil için Yalvaç’ı seçerseniz, Tokmacık yakınlarında 8 milyon yıllık hayvan fosillerini ve Antiokheia antik kentini görebilirsiniz. Luvi’ lerden Osmanlı’ya kesintisiz ikamet edilen kentin her bir yanında başka bir tarihi ve doğal güzellik mevcut. Yalvaç’ ta Devlethan Camii, Aziz Paul Kilisesi, Aksu’da Eurymedon Açık Hava Tapınağı, Zindan Mağarası, Atabey’de Kurşunlu Camii, Atabey Gazi Ertokuş Medresesi, Sütçüler’ de akarsular, Isparta’nın onlarca zengin kültür mirasından sadece bir kaçı. Isparta’nın mutfağı da oldukça zengin. Gittiğiniz her ilçede yörenin lezzetli kuzularından yapılmış kebapları bulabilirsiniz. Ayrıca gül gibi bol bulunan haşhaşın da kullanıldığı bir çok yiyeceği tadabilirsiniz. Isparta’yı ve özellikle Yalvaç’ı, Sütçüler’ i, “gezilecek yerler” listenize ekleyip Anadolu’nun zengin sofrasından güllü lezzetleri muhakkak tadın isterim. Gelin bugün Isparta’dan bir kaç tarif paylaşalım. Sağlıklı ve mutlu bir hafta sonu dilerim.
Yoğurtlu Et
* 1 kg kemikli kuşbaşı dana eti
* Bir su bardağı nohut
* 1 su bardağı süzme yoğurt
* 2 yemek kaşığı un
* 1 yumurta sarısı
* 2 yemek kaşığı tereyağı
* 1 çay kaşığı tuz
* 5 su bardağı su
* Bir avuç taze nane
Nohut ve eti ayrı ayrı haşlayalım. Etin suyunu süzerek alalım, kısık ateşte ocağa koyalım. Bir kapta yoğurt, yumurta sarısı, un ve 1 su bardağı suyu çırpalım. Yoğurt ile yaptığımız terbiyeyi, haşlanmış et ve nohutu, kısık ateşte kaynayan et suyuna ilave edelim. Taze naneyi ince ince doğrayalım. Tereyağını kızdıralım ve naneyi yağa ekleyelim. Etin üzerine tereyağı ve nane gezdirerek servise alalım. Afiyet olsun.
Çakal Helvası
- MALZEMELER
- * 2 l. Pekmez
- * 1 kg Tane haşhaş
- * 500 gram un
- YAPILIŞI
- Bir tencereye pekmezi koyup kaynatalım. Kaynamaya başladığında haşhaş ilave edelim ve karıştıra karıştıra koyulaşana kadar pişirelim. Kıvam aldığını anlamak için bir küçük tabağa Damla tip, 5 dakika serin bir yerde bekletelim ve bir hamlede tabaktan kaldırabiliyorsak helvamız hazır demektir. Kıvam alan haşhaşlı pekmeze unu eleyerek ilave edelim, karıştıralım. Geniş bir tepsiye iki parmak kalınlığında un döküp helvamızı yayalım. Buzlukta dondurup bir çekiç yardımıyla iyice ezelim. Şekil verip servise alalım. Afiyet olsun.
