Defterin beyaz renkte olmamasının sebebini ise daha sonra öğrendim. Kırık bir renk gözü yormadığı için daha sağlıklıdır. Hatta aharlı kağıtların aharlenmeden önce çay ile boyanması da o beyazlığının giderilmesi ve nohudi bir renk alması içindir…
Rafet hoca bize hat merakını aşıladı, sevdirdi, Rik’a yazısında eğitim verdi, Hasan hocayı tanıttı biz tabi bu arada iştiyakla hat çalışıyoruz hocaya akşam ders çıkışlarında öğretmenler odasında ödevlerimizi gösteriyorduk.
Ödevi hocanın önüne koyuyoruz. Hoca bizim kalemimizin ölçüsünde bir kalemini alıyor kırmızı mürekkeple tarif ediyor. Mesela şu harflerin ölçüsü 5 nokta olacak diyor.
Hat sanatındaki harflerin ölçüleri o yazdığımız kalemin ağzından çıkan noktayla belirleniyor. İşte bunların bazı kuralları var. El meleke kazanana kadar bu noktayı tutturmak zor. Hoca harfi yaparak noktalarını koyar. Bu şekilde ödev kontrolünü yapar. Ödevde 3’ten az hata olursa o dersi geçmemizi söyler yani bir sonraki derse geçmiş oluyorsunuz.
Mesela biz Hasan hocaya ödev göstermek için gittiğimizde içeride birçok öğrenci olurdu, kimse sıranın kimde olduğunu bilmezdi fakat Hasan hoca kimin önce geldiğini kimin sonra geldiğini dikkatle takip eder, talebelerini ona göre çağırırdı.
Ben de, Hasan hocam da imamlıktan emekli, İstanbul’da Hat ile uğraşmak için en uygun meslek İmam-hatiplik diye düşünüyor ve çok istiyordum.
Bütün öğrencileriyle kırmadan, incitmeden, yorulmadan, sabırla ilgilenirdi halen de öyledir. Mesela bizim öğrencilerimizden teberrüken Hasan Çelebi hocamıza ders göstermek isteyenler olur, onlara bile sabırla teker teker tatlı dille nasihatler eder, sabır ve şefkatle dersini kontrol eder.
Hasan hocanın bu eğitim modelini uygulayabilen bir talebesi bu sanatı ileriki bir nesle aktarma, öğretme noktasında başarılı olmuştur diye düşünüyorum.
Asude bir hayatı vardır, acele etmez, teenni ile hareket eder, vakurdur, ihtişamlı bir görüntüsü vardır.
Bana böyle bir görev verildi. O göreve 2008 senesinde tek başımıza başladık, devam ettik. Hoca eğitim-öğretim konusunda, ders gösterme konusunda bize nasıl davrandıysa, nasıl ödev kontrol ettiyse, kontrol ederken neler söylediyse, tamamen onu taklit etmeye çalıştım, tamamen onu yapmaya çalıştım.
Hamit Aytaç’tan birkaç kişi ders almış, Hamit bey hocalık yapmış tabi fakat bu işi devam ettiren, çok talebesi olan, çok hattat yetiştiren Hasan Çelebi’den başka bir öğrencisi olmamıştır.
Bunda bir hikmet var o da hocanın öğretim ve eğitim metodudur. Kol kanat gererek kırmadan, üzmeden, moralini bozmadan göstermiş olduğu o müşfik eğitim-öğretim metodudur diye düşünüyorum..
Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
1975 yılında Kastamonu, Tosya'da doğdu.1997 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Üsküdar Gülfem Hatun Camii’nde İmam-Hatip olarak görev yapıyor. Üsküdar’da bulunan yazıhanesinde ve Balaban Tekkesi Kültür Evi’nde hat dersleri vermeye ve Hüsn-i Hat çalışmalarına devam ediyor.