|

Hem fiziksel hem psikolojik değişim

Anne adayının hamile olduğunu öğrendiği ilk andan itibaren başlayan gebelik döneminde bedensel ve hormonâl değişimlerin yanı sıra psikolojik değişimlerde yaşanabilmektedir. Değişimlerle başa çıkılamadığında büyük ya da küçük formda psikolojik sorunlara neden olmaktadır. Anne adayları bu sorunlarla nasıl başa çıkmalı? Eşler bu dönemde neler yapmalı? Psikiyatrist Doç. Dr. Pakize Çervatoğlu Geyran gebelikle ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

Yeni Şafak
15:10 - 16/02/2016 Salı
Güncelleme: 17:03 - 16/02/2016 Salı
Yeni Şafak

Anne adayı ve bebek arasındaki ilişki anne adayının hamile olduğunu öğrendiği an başlar. Annelik hislerinin baskın hale gelmeye başladığı bu dönemde anne sosyal, fiziksel ve psikolojik bir takım değişiklikler yaşar. Yaşanan bu değişimler anneyi zaman zaman kaygılandırır. Bazı anne adayları bu dönemi atlatırken bazıları ise değişimlerden fazla etkilenerek psikolojik sorunlar yaşamaya başlar. Unutulmaması gereken şudur; anne ne yaşarsa bebeğine de sirayet eder. Bir annenin aşırı stresli olması çocuğa da yansır, onu stresli biri yapabilir. Annenin sürekli bir şeylerden kaygı duyması çocuğu korkak, kaygılı, biri haline getirebilir. O yüzden anne adayları bu dönemde dikkatli olmalı, baş edemedikleri sorunlar için uzmanlara başvurmalıdır.



İlk aylar adaptasyon süreci sancılı olabilir


Hamilelik dönemiyle ilgili sorularımızı yanıtlayan Psikiyatrist Doç. Dr. Pakize Çervatoğlu Geyran, anne adayını doğum ve sonrasında yaşanacak problem hakkında hazırlamak gerektiğini, bilgi sahibi olmanın baş etme ve yönetme imkânı verdiğini açıkladı.



Hamileliğin ilk aylarında annede düşük yapma, bebeğini kaybetme korkusu olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Geyran, "Hamileliğin ilk aylarındaki düşük riski ve sonlandırılmak zorunda kalınan gebelikler sonrası anne adayı derin bir hayal kırıklığı yaşayabilir, travmatize olur, zihninde her yeni gebeliğin benzer kayıpla sonlanacağı korkusu takıntı haline gelebilir. Yardımcı üreme teknikleri desteği ile gerçekleşen gebelik teşebbüslerinin neticesiz kalması ve sonlaması durumunda anne adayını olumsuz etkilenebilir. Anne olamayacağı korkularına kapılır. Gebelik, gerçekçi beklentilerle hayaller arasındaki dengenin dikkatlice gözetilerek geçirilmesi gereken bir dönemdir. Bebek sahibi olma beklentisi ve arzusu çok güçlü anne adayı, bebeğini kaybetme korkusunu ve endişesini daha yoğun yaşayabilir. Gebeliğin ilk dört ayında zorunlu olarak yapılan görüntüleme ve tarama testleri öncesinde, sonuç alınana kadar geçen sürede bazı anne adaylarının kaygısı zor yönetilebilir bir düzeye tırmanabilir." dedi



Anne ve bebek sağlığını takıntı haline getirmek


Annelerin sağlık kontrollerinde stresli olduklarını ve eski hasta hikayelerini araştırarak kaygılandıklarını söyleyen Doç. Dr. Geyran sözlerine şöyle devam etti: "Gebeliğin ilerleyen aşamalarında anne adayı, olası riskler açısından rutin ve düzenli değerlendirmelerden geçecektir. Olağan bu testlerin öncesinde olası riskin kendinde çıkacağı düşüncesini takıntı yapma, rahatlayamama, olası riske maruz kalanların hikâyelerini araştırma, olumsuz örnekleri araştırma eğilimi; gebelik öncesinde vesveseli ve çabuk moral bozukluğuna kapılan anne adaylarında daha sık görülebilir. Bu grup anne adaylarının bazılarında bu eğilim; geçici ve dönemsel kalmayabilir. Yapılan rutin testlerin sonucu olumlu gelse bile sürekli ters bir şey olacağı takıntısı yerleşik bir hal alır, kaygı düzeyini tırmandırır. Böylesi anne adayları, güven ilişkisi içinde bedenlerini teslim edebilecekleri jinekoloji uzmanının teminatında rahatlayabilirler. Bu yüzden gebelikte seçilen doktorla kurulan ilişki ve güven çok önemlidir."



Yaşanılan bazı değişikliklerin annenin kontrolü dışında geliştiğini ve bunları göğüslemesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Geyran, "Anne adayı; bedenini, gündelik rutinini, hareketlerini, beslenmesini, tüm hayatını bu yeni durum gözeterek, bazı eski alışkanlıklarından vazgeçerek düzenlemek, bebek olmasa tercih etmeyeceği bazı durumlara katlanmak zorundadır, mesela kilo almak.. Bütün amacı, sağlıklı bir bebek doğurma isteği ile şekillenir. Yine de ne yapsa tam kontrol edemeyebileceği, kendi iradesi dışında gelişen biyolojik bir sürecin içindedir. Ne kadar gayret etse de anne adayı bunları önleyemez, ona düşen sonuçlarını göğüslemesidir" dedi.



Doç. Dr. Geyran anne adayları için önemli maddeleri şöyle sıraladı:


Eşinizden, ailenizden ve sosyal çevrenizden destek isteyin ancak destek almak için seçeceğiniz insanlara güven duymanız çok önemlidir Eşinizin de acemi olduğunu unutmayın; beklentilerinizi, korkularınızı ve ihtiyaçlarınızı onun anlamasını beklemeden ifade edin, ihtiyaçlarınızı yakınmadan yargılayıcı olmadan paylaşın.



Çatışmalı olduğunuz; sizi geren, gerginlik bulaştıran insanlarla gebelik doğum gibi konulara girmeyin.



Olumsuz örneklerin uzun uzun anlatılmasına izin vermeyin.



Her söylenene inanmayın.



Süreç hakkında bilmediklerinizin olduğunu, bilgi ile kapatılamayacak yaşanarak öğrenilecek bir tecrübeden geçtiğinizi kabul edin, bundan tedirginlik duymamaya çalışın, olumlu bir merakla her yeni ayda yaşadığınız değişimleri sevinçle bekleyin, şükranla kabul edin, arkada bıraktığınız olumlu geçen günlere güvenin ve kendinizi bebeğinizi elinize alacağınız güne keyifle taşıyın.



Hamileliğin tadını çıkarın.



Bu özel tecrübeyi yaşıyor olduğunuz için kendinizle gurur duyun, takdir edin.



Olumlu ya da olumsuz, duygularınızı gizlemeyin ama abartmayın da.



Ancak tereddüt kırgınlık öfke ve diğer olumsuz duygularınızı biriktirmeden, ancak saldırganlaşmadan, "acaba ben mi yanlış anladım", diyerek paylaşın. Bu süreçte alıngan olabilirsiniz ancak bu her durumda haklı olduğunuz anlamına gelmez.



Gebelikte, huzur çok önemli bir tecrübedir ve huzur mutlulukla doğrudan ilişkili bir duygu değildir. Aşırı mutluluk heyecan yaratabilir, heyecanlar hayal kırıklığını davet edebilir. Bu yüzden sakin, doğal ve özenli olmaya gayret edin, etrafınızdan da bunu isteyin.



Hayatta hiçbir şey tam ve kusursuz, mükemmel değildir. Aceleci, sabırsız olmamaya çalışın, esnek olmaya azami gayret gösterin.



Sorumluluk paylaşımı önemlidir ancak bu sürecin kaptanı sizsiniz.



Kendinizdeki, bebeğinizdeki değişimleri olumlu bir merakla izleyin, doktorunuzla güvenli ve endişesiz bir bağ kurun, eşinizi adım adım durum hakkında bilgilendirerek sürece katın.



Aktivitelerinizi doktorunuzun onayı doğrultusunda kısıtlayın, aklınıza takılan hemen her konuyu doktorunuzla değerlendirin.



Bebek kaybı korkusu hamileliğin ilk üç ayında yoğundur. Ani gelişen kanamalar anne adayını korkutur, panikletir istirahat gerekliliği mutsuzluk nedeni olabilir.



Hamileliğin ilk üç ayında görülen bulantı ve kusmalar eskiden zannedildiği gibi hemen her koşulda psikolojik değildir. Hormon değişikliğini tolere edemeyen anne adaylarında görülen ciddi bulantı kusmalar kilo kaybı nedeni olabildiği gibi yaşam kalitesini bozar. Gebeliğin ilk üç ayında görülen bu ve benzer tıbbi sorunlarda mutlaka doktorunuza danışın ve tıbbi destek almanız yararlı olur.



Orta üç aylık dönem ise hamileliğin en rahat dönemidir, bu dönemi kendiniz için doğuma hazırlık olarak keyifli ve huzurlu kullanın.



Hamileliğin son üç ayı; bebeğin hızla büyüdüğü, bedenin ağırlaştığı, hareket kısıtlılığının arttığı aylardır. Bu aylarda uyku bozuklukları olabilir, öncü doğum ağrıları -kasıklara vuran baskı -, vücut ısısında artış olabilir. Endişelenmeyin. Nefes egzersizleri ve açık hava yürüyüşleri rahatlatıcı olur.



Son aylarda doğum korkusu başlar.



Karnınıza elinizi koyarak bebeğinizle içinizden konuşun ve ondan doğum sırasında size yardım etmesini isteyin, birlikte bu işin üstesinden geleceğinizi tekrar tekrar kendinize söyleyin.



Doğum fizyolojik bir olaydır, unutmayın.



Bebeğinizi elinize almadan, birlikte başlayacak hayatınızın zorluklarına odaklanmayın, yoğunlaşmayın; elbet bir planlama yapın ancak bu planı oluşturma aşamasında olumsuz olasılıklara saplanmayın, takılmayın.



#Psikiyatrist Doç. Dr. Pakize Çervatoğlu Geyran
#hamile
#hamilelik
#gebe
#doğum
#çocuk
#bebek
#kadın
#anne
#anne adayı
#baba
#baba adayı
#psikiyatrist
#psikolog
#sağlık
#tedavi
8 yıl önce