|

İkinci evimiz kütüphanemiz

Ömrünün yarısını kütüphanelerde geçirmiş olan üç kıymetli araştırmacı yazarı Kütüphaneler Haftası dolayısıyla “ikinci evleri” olan kütüphanelerde ziyaret ettik. Üç yazar da haftanın her gününü kitaplar arasında geçirdiğini söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/03/2016 Çarşamba
Güncelleme: 00:54 - 30/03/2016 Çarşamba
Yeni Şafak

Teknolojinin gelişimiyle, aklın şifası kitaplara erişim kolaylaştı. Dolayısıyla dünyanın bilgisi hem matbu hem de dijital olarak elimizin altında. Tek yapmamız gereken en yakın kütüphaneyi ziyaret etmek. Her yıl Mart ayının son günlerinde kutlanan Kütüphaneler Haftası'nda bulunduğumuzu düşünürsek, başlamak için ideal bir zaman diyebiliriz. Mehmed Niyazi, Can Alpgüvenç ve Talip Mert ömürlerinin yarısını kütüphanelerde geçirmiş olan üç araştırmacı yazar. İlerlemiş yaşlarına rağmen neredeyse her gün kütüphaneye gelip burada yeni çalışmalarına kaynaklık edecek okumalar yapıyorlar.



GÜNCEL KİTAPLAR MUTLAKA OLMALI


Yirmi yıldır kütüphanelerle haşir neşir olan Can Alpgüvenç, Osmanlı tarihi üzerine araştırma yapıyor. “2000 kitabım var ancak yeterli olmuyor. İnsan sosyal bir varlık, çalışırken kendi gibi insanları görmek istiyor. Evinizde dikkatiniz çok kolay dağılabiliyor. Kütüphane ortamında hem çalışıp hem de dostluklar kurabiliyoruz. 2002 yılından beri (İSAM) İslam Araştırmaları Merkezi'ni tercih ediyorum, başka bir yer aramadım” diyen Alpgüvenç, “Pazar hariç haftanın 6 günü buradayım. Sabah 11 ile 18 arası geliyorum, kütüphaneler benim ikinci adresim, hatta ikinci evim” diyor.


Özellikle çalışan kesim için kütüphanelerin hafta sonları da açık olması gerektiğini söyleyen Alpgüvenç: “Kütüphanelerde güncel kitaplar bulunmalı. Yeni yayınları bulmakta zorlanıyoruz. Kitap ve okuyucu yan yana olmalı. Memurlara kitap yazdırıp beklemek zaman kaybına neden oluyor. Ayrıca teknik imkanlar da kısıtlı olabiliyor. En basiti fotokopi çekmesi sorun oluyor. Burada öyle değil, aynı zamanda dijital ortam ve internetten takip imkanımız mevcut.



İSAM KİTABI SEVDİRİYOR


Kütüphanelerin yeni konular için ufuk açıcı yönüne değinen Talip Mert ise, çalışmalarını hat sanatı ve musiki üzerine yoğunlaştırıyor. “Kütüphanelerle 1974'te tanıştım. O zamandan beri ayağım eksik olmadı. 2001'den beriyse İSAM'ın müdavimiyim” diyen Mert, neredeyse haftanın her günü saat 19.00'a dek kütüphanede bulunuyor. Birçok kütüphanede bürokratik sistemin hakim olduğunu söyleyen Mert, “Mescid, lavabo gibi temel ihtiyaçlar da kütüphanelerde unutulmamalı. İdarecilerin İSAM'ı örnek alması gerekir. Buradakine benzer çalışmalar kitabı sevdiriyor ve kütüphane alışkanlığı kazandırıyor” diyor.



DOSTLUK KURMA MEKANI






Yazar Mehmed Niyazi Özdemir, 1968'den beri hem Almanya hem de Türkiye'de sayısız kütüphanede bulunmuş. Oradaki kütüphanelerin sabah 9 akşam 9 açık kaldığına değinen Özdemir, Beyazıt Kütüphanesi'nin dört buçuk olan kapanış saatini 9'a çekmeyi kendi çabalarıyla sağlasa da bu durum uzun sürdürülememiş. “Kütüphanaler araştırma yaptığımız alanda sayısız kaynağı bize sunuyor ve bazen süprizlerle de karşılaşıyoruz” diyen özdemir'in son zamanlarda müdavimi olduğu yer Üküdar'da bulunan İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM). Yazar, “Sabah 10 ile akşam 6 arası burada oluyorum. Çalışma koşulları rahat, yemek yemek için uzağa gitmeye gerek kalmıyor, aşağıda yemekhane var. Yeni dostluklar kurabiliyoruz. Okuyucu için dört başı mamur bir kampüs adeta” diyor. Mehmed Niyazi Özdemir pek çok kitabını İSAM'da yazdığını da sözlerine ekliyor.


#Kütüphaneler Haftası
#Mehmed Niyazi
#Can Alpgüvenç
#Talip Mert
#isam
#Mehmed Niyazi Özdemir
8 yıl önce