|

İnsan olmayınca doğa özgürleşiyor

Çalışmalarını Berlin’de sürdüren sanatçı Ali Mahmut Demirel’in “Ada” sergisi insanlar tarafından terkedilmiş, fonksiyonlarını yitirmiş mimari yapılara odaklanıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 18/03/2018 Pazar
Güncelleme: 07:04 - 18/03/2018 Pazar
Yeni Şafak
Ali Mahmut Demirel “Ada” sergisinde terk edilmiş mimari yapılara odaklanıyor
Ali Mahmut Demirel “Ada” sergisinde terk edilmiş mimari yapılara odaklanıyor

Ali Mahmut Demirel’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Ada” Arter’de ziyarete açıldı. Başak Doğa Temür küratörlüğündeki sergi çalışmalarını Berlin’de sürdüren sanatçının 93’ten beri sürdürdüğü erken dönem deneysel video işlerinden “Hortum” ve “İskele” ile son dönem çalışmalarından olan “Kuyu” ve “Fabrika”dan oluşuyor. Sanatçının Pos-Apokaliptik Ütopyalar adını verdiği seri, tek bir insanın dahi hayatta kalmadığı bir geleceği tahayyül edebilmek için dünyanın çeşitli yerlerindeki mimari yapıları, “hizmet etmek üzere tasarlandıkları insanların yokluğunda yapılar nasıl bir yaşam sürdürürler?” sorusunun peşine düşüyor.


"İskele", Hollanda’da 1959 yılında faaliyet göstermeye başlamış bir eğlence tesisi olan Scheveningen İskelesi’nde, "Kuyu" Bodrum Turgutreis sırtlarında yer alan, yapım tarihi bilinmeyen bir sarnıçta, "Fabrika" ise 1903’ten 2000’e kadar ABD’nin Detroit şehrinde faaliyet göstermiş olan Packard Otomobil Üretim Tesisi’nde çekildi. Tüm videoların ortak noktası ise insanlar tarafından kullanılmayan mekanlara yer vermesi. Sanatçı bu noktada, distopik sayılabilecek bu mekanları ütopik olarak tanımlıyor. Çünkü insan faktörünü çıkardığımız zaman mekanlar özgürleşiyor.

İşlerinin merkezine insanlar tarafından terkedilmiş fonksiyonlarını yitirmiş mimari yapıları oturtan sanatçı, meselesini şöyle anlatıyor: “Bu tür mekanların fonksiyonlarını yitirdiği zaman, yani insan faktörünün ortadan kalktığı zaman özgürleştiğini düşünüyorum. Bu yapılar bağımsızlığını kazanıyor. Bundan sonra bu yapılar nasıl yaşıyor, hayata nasıl devam ediyor bunların kendimiz ve dünyamız için bir anlamı var.”


DİSTOPİK DEĞİL ÜTOPİK!

Demirel bu durumun distopikten ziyade ütopik olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Peki bunlara niye ütopyalar diyorum? Bir bina fonksiyonun kaybettiğinde, insanlara hizmet etmemeye başladığında biz doğal olarak bu yapıları distopik olarak tanımlıyoruz. Ütopyanın dengeli yaşantı, her şeyin mükemmel bir işbirliği içinde olduğu, huzurlu bir ortam olduğunu düşünürsek bu tür terkedilmiş yapılarda insan olmadığında distopik değil ütopik bir varoluş olduğunu gözlemliyorum. Çalışmalarda da bunu aktarmaya çalışıyorum. Niye bu alanda kendimi daha huzurlu çünkü bizim işleyen olarak yerlerin birçoğu benim için daha distopik yapılar. Bu mekanizmaların insanlık üzerindeki etkisini düşünürsek. Böyle yerlerde kendimi daha iyi hissediyorum!” Sergi 15 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek. Detaylı bilgi arter.org.tr adresinde.

#Ali Mahmut Demirel
#Sergi
#Ada
6 yıl önce