|

İslâm-sol tartışmalarında Taha’nın kitabı

Türk solunun İslami yorumlarına ilgi gösterdiği Mahmud Muhammed Taha daha çok İslam’ın İkinci Mesajı kitabıyla tanınıyor. Tezkire Yayınları arasında Abdulaziz Kıranşal imzasıyla çıkan “İslami Solun Müfessiri:Mahmut Muhammed Taha ve İslam’ın İkinci Mesajı” kitabı Taha’nın Kur’ana bakışını yeniden yorumluyor.

Yeni Şafak
04:00 - 7/11/2015 Cumartesi
Güncelleme: 15:57 - 6/11/2015 Cuma
Yeni Şafak
YASİN AKTAY


Türkiye'de belli çevreler tarafından uzunca bir süredir dillendirilen bir iddia var: İslâmî hassasiyeti olan entelektüellerin, biz bunu sosyolojik kavramsal bir vasatı yakalamak bakımından İslâmcı entelektüel olarak anlayabiliriz, bürokratik mekanizmalara ya da siyasete intihab ederek düşünsel üretimi terkettikleri söyleniyor. Son derece konformist bir eleştiri düzeyini işaret eden bu yaklaşıma en nitelikli cevaplardan birisi geçtiğimiz yıl yayın hayatına başlayan Tezkire Yayınları oldu. Bu yıla da oldukça iddialı giren yayınevinin Düşünce Dizisi'nin ikinci kitabı olarak yayınlanan “İslâmî Solun Müfessiri: Mahmud Muhammed Taha ve İslâm'ın İkinci Mesajı” başlıklı eser Türkiye'de bir süredir alttan alta devam eden, ilerleyen dönemde daha sert polemikleri beraberinde getirecek İslâm ve Sol tartışmalarına nitelikli bir katkı sağlayacak gibi gözüküyor.



SOL EKSENDEN İLGİNÇ YAKLAŞIM


Mahmud Muhammed Taha Türkiye'de daha çok İslâm'ın İkinci Mesajı adıyla Türkçe'ye çevrilen metni ile tanınmaktadır. Sol eksenli yayın anlayışına sahip bir yayınevi tarafından geçtiğimiz yıllarda Türkçeye yeniden tercüme edilen metin Kur'an'ın anlaşılması ve yorumlanmasında hayli ilginç bir yöntem öneriyordu.



Metnin yazarı Abdülaziz Kıranşal Mahmud Muhammed Taha'nın fikirlerini bu eserini merkeze oturtarak ancak diğer eserlerini de bu eserini açıklayacak biçimde ele alarak tahlil etmeye girişiyor. Bu noktada metnin en büyük özgünlüğünün Mahmud Muhammed Taha'nın eserlerinin orjinal nüshalarını inceleyerek bir yaklaşım geliştirmesi olduğu söylenebilir. Ülkemizde özellikle sol çevreler tarafından oldukça fazla atıf alan İslâm'ın İkinci Mesajı kitabı ve bu çerçevede Taha üzerine bugüne kadar yapılmış tek çalışma hüviyeti taşıyan metnin yazarı Kıranşal, kitabın Önsözünde Taha'nın “farklı” ve “yeni” kavramları etrafında giriştiği Kur'an ve sünnet yorumunun usûl ve metoddan yoksun olduğunu belirterek söze başlıyor.



TAHA'NIN HAYAT HİKAYESİ


Kitap dört bölümden oluşuyor. İlk bölümde Sudan'ın sosyal ve siyasal yapısı ele alınmakta ve bu koşullarda yetişen Mahmud Muhammed Taha'nın hayat hikâyesi kısaca okuyucuyla paylaşılmakta. İkinci bölümde ise Taha'nın diğer metinleri de dikkate alınarak İslâm'ı genel olarak ele alış biçimi üzerinde durulmaktadır.


İslâm'ın İkinci Mesajı başlıklı metin çerçevesinde Taha'nın Kur'an yorumunun ele alındığı ve kritik edildiği bölümler üçüncü ve dördüncü bölümler.



Kıranşal, Taha'nın Kur'an'ın anlamının çok boyutluluğu ve anlamının sonsuzluğu yaklaşımının tasavvufî gelenekle birebir örtüştüğünü düşünmektedir. Bu noktada yazar Taha'nın yaklaşımında ilginç bir ayrıntıya dikkat çekmektedir. Taha'ya göre Kur'an için kullanılan kelâmullah tamlaması aslında “ahlâkullah” anlamında kullanılmaktadır. Taha bu çerçevede Kur'an'ı ilahî bir retorik olarak değil Allah'ın ahlâkîliğinin bir ifadesi olarak ele alma eğilimindedir. Kıranşal bu yaklaşımın tam olarak tasavvufî gelenekteki “Allah'ın ahlâkıyla ahlâklanmak” düşüncesine denk geldiğini düşünmektedir.



YORUMLARIYLA TARTIŞMANIN ODAĞINDA


Kıranşal'a göre Taha'nın Kur'an'ı yorumlamada zahir ve bâtın ayrımı da tasavvufî gelenekle bir biçimde örtüşmektedir. Taha'ya göre Kur'an'ın pratik yaşam düzeyinde anlamının keşfedilmesi ya da onun yaşanarak anlamının tefsir edilmesi sonsuz bir süreçtir. Bu yaklaşımın tasavvufî gelenekle örtüşmesi Tüsterî'ye yapılan bir atıfla daha net bir biçimde ortaya konulmuştur.



Taha'yı günümüzde esas olarak tartışmaların odağına yerleştiren ise O'nun Kur'an'ı yorumlamada aslî ve ferî ayrımını getirmiş olmasıdır. Bu çerçevede Taha'ya göre sırasıyla cihad, kölelik, özel mülkiyet, kadın ve erkeğin sosyal statüsü, çok eşlilik, örtünme, haremlik-selamlık gibi konulardaki ahkâm Kur'an'ın aslî değil ferî hükümleri arasında yer almaktadır. Taha'nın bu yaklaşımı Kur'an'ın tarihselliği konusunda son dönemde yürütülen tartışmaların da merkezine oturmaya namzet gibi gözükmektedir.



Taha'nın özellikle özel mülkiyet, kadın-erkek ilişkileri, tesettür gibi konulardaki görüşlerinin Türkiye'de sol kesimlerin ilgisini çektiği söylenebilir. Sol ve İslâm tartışmasının Türkiye'de aslında yeni bir tartışma olmadığı söylenebilir. Tezkire dergisinin 50.sayısında bu konuda Türkiye'nin entelektüel hafızasını yenileyecek bir metin, Niyazi Berkes'in İslâm ve Sol metni okuyucu ile paylaşılmıştı. Doğan Avcıoğlu ve Mihri Belli tarafından Garaudy'den Türkçe'ye İslâm ve Sosyalizm başlığıyla çevrilen metni eleştiren Berkes, öz olarak İslâm'ın geri, sosyalizmin ileri bir durumu ifade ettiğini; gerici bir vakıa ile ilerici bir ideolojinin bir arada değerlendirilmesinin absürd olduğunu, Avcıoğlu ve Belli'nin tabir yerindeyse abesle iştigal halinde olduklarını iddia ediyordu.



SOLUN İSLAMA YENİDEN İLGİSİ


Aradan epey zaman geçtikten sonra Türkiye'de sol / sosyalist çevrelerde İslâm'a ilginin yeniden canlandığı gözleniyor. Mahmud Muhammed Taha sol / sosyalist çevrelerdeki bu ilginin katalizörü olabilecek, İslâm'ı onların anlayabileceği daha doğrusu anlamayı istedikleri bir düzeye indirmeyi başarabilecek bir düşünür.



Kıranşal'ın çalışması tam da bu noktada önem kazanıyor. İlerleyen dönemde Taha üzerinden sol / sosyalist çevrelerden İslâm'ın anlaşılmasına ve uygulanmasına yönelebilecek eleştirilere, kendisine Taha'yı peyk ederek İslâmî Sol gibi absürd bir kavramsallaştırmayı tahkim etmeye çalışacaklara Taha'nın düşüncelerinin otopsisini yaparak erken söz alan bir metin.





İslami Solun Müfessiri


Abdülaziz Kıranşal


Tezkire Yayınları


2015


164 sayfa


#Abdülaziz Kıranşal Mahmud Muhammed Taha
#İslâm-sol tartışmalarında Taha’nın kitabı
#Tezkire Yayınları
8 yıl önce