Tarihimizi anlatan diziler sinema filmleri, hemen her kesimin ilgisini çektiği işler oluyor. Bu işlerin arkasında güçlü bir tasarım yatıyor. Sizi Murat Efe'yle tanıştıralım. Efe, dizi, film, tiyatro ve birçok özel isteğe uygun kostüm, aksesuar, maske üretiyor. Yaptığı işin adı “prop”. Prop yabancı bir terim ve tam Türkçe karşılığı yok. Efe de atölyesinin adına Murat Efe Prop House demiş. Yarım olacak ama kostüm-aksesuar atölyesi diyebiliriz. İzlediğimiz kahramanların kahraman gibi görünmelerini sağlayan kılıçlar, tahtlar, kostümler, kalkanlar yapan üstelik bunları elleriyle üreten Efe, sinema sektörünün görünmez kahramanı.
Efe'nin asıl eğitimi mimarlık ama hiç mimarlık yapmamış. Onu çocukluğundan beri etkileyen tek bir şey var, tasarım. 22 yıl tasarım ve animasyon yaptıktan sonra 'Prop House'a döndürmüş işi. Şimdi Balat'taki küçük atölyesinde haftanın yedi günü çalışıyor. Her şeyin el yapımı olduğu atölyenin her köşesinde sizi şaşırtacak bir aksesuar görmeniz mümkün. Mesela Gandalf'ın şapkası, kapıda duran Warhammer Space Marin kostümü, Kahpe Bizans'ta kullanılan taç, sayısız maket, kılıç ve daha nicesi. Ahşap, demir, deri ve bilimum malzemeyi bir araya geitrerek aslına en uygun aksesuar ve kostümleri tasarlıyorlar.
Size Efe'nin en son hangi film ve diziye prop yaptığından bahsedelim. Çağan Irmak'ın Nadide Hayatlar filmi için deniz altında kullanılacak kayalar, karetta kabuğu ve ıhlamur ağacından oyma bir denizkızı heykeli yapmış. Kahpe Bizans için çok fazla kostüm ve aksesuar tasarlamış, üretmiş. Düğün Dernek 2'de Ahmet Kural'ın giyeceği gerçek tüylerden bir kanat yapmış.Çanakkale Yolun Sonu, Hititya, Dabbe, Filinta projelerden bazıları... Bu çalışmalar sadece dizi ve sinema sektöründe kullanmakla sınırlı kalmıyor. BKG ile anlaşan Efe'nin tasarımları artık müze ve saraylarda da satışa sunuluyor.
“Bu sektör yavaş yavaş gelişiyor. Daha öncesinde Çukurcuma klasiği vardı. Gidip oradan kiralamak, uygun bir şey bulmak uydurmak vardı. Artık işler değişti. Bir sahnede kullanılacak aksesuarın üretilmesi gerektiğini senaristinden yönetmenine herkes anladı.Seyirciyi inanadırabileceğiniz bir nesne üretmek zorundasınız. Artık yönetmenler, sanat yönetmenleri, senaristler olaya başka bir yerden bakıyor” diyen Efe, sektörün içinde biri olarak Prop House'ların sayısının az olduğunu söylüyor. Prop House'un ne olduğunu bilmeyenler vitrine bakıp burayı mağaza sanabiliyor. Efe'yle sohbet ederken iki genç içeri girdiğinde bir şaşkınlık yaşıyor. Onlar da burayı mağaza sanarak içeri girmiş.
Aslında bir mağaza olsa hiç fena olmaz. Ama Efe'nin şimdilik böyle bir düşüncesi yok. Ama bu işe meraklı gerçekten samimi olan herkesi atölyesine bekliyor. Gelen insanlar da var. Mimar Sinan Üniversitesi'nden üç kişi, bir hostes ve bir de beyaz yakalı atölyenin müdavimlerinden. Efe, tasarımla uğraşmak isteyen herkesin genel bir sanat eğitimi alması gerektiğini düşünüyor. İlla bir üniversite veya bölüm olması gerekmiyor.
Efe, Osmanlı'yı ve İslam sanatını seven biri, bu yüzden tarihi ürünler üretmekten son derece keyif alıyor. “Filmde veya piyasada gördüğüm malzemede yanlışlık beni rahatsız ediyor. Biz orijinaline yakınını yapmaya gayret ediyoruz” diyen Efe, tamamen hayal ürünü özgün üretimler de yapmak istiyor ama zaman bulamıyor. Kendi özgün tasarımlarından bir de sergi yapmak istiyor. Umalım da Efe, zaman bulsun ve bu eserleri de görelim. Bu gidişle bulamayacak gibi. Çünkü Efe, yakın bir zamanda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Sahne Aksesuarları diye bir ders vermeye başlayacak.
Efe'nin atölyesi fiziki olarak değil ama iş yoğunluğu büyüyor. Talepler çeşitleniyor. Tekdüze değil. Dinamik ve lezzetli. “Ben önüme gelen her teknolojiye bir tuğla, araç olarak bakmasaydım buralara gelemezdim. 3 boyutlu yazıcılar da bu araçlardan bir tanesi. Benim şansım 3D'yi 1997'den beri biliyor olmam” diyor.
Hikayeye göre bu taht imparatorların kılıçlarının eritilmesiyle yapılmış. Ama dizideki döküm. Murat Efe o hikayeye sadık kalarak 130 alüminyum kılıcı eğip bükerek bu tahtı yapmış.
