|

Kalabalık geçip gider meydan onlara kalır

İstanbul''un meydanlarında şehrin nabzını tuttuk. Evsizler için yuva, gruplar için buluşma mekanı olan meydanlarda kimi zaman milli bayramları kutladık kimi zaman yumruklarımızı sıkıp slogan attık. Yıllardır bu mekanlarda ekmek parası çıkaranlar ise meydanların geçmiş hafızası olarak dünden bugüne yaşananları anlattı.

Kübra Sönmezışık
00:00 - 6/01/2013 Pazar
Güncelleme: 17:26 - 5/01/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Kalabalık geçip gider meydan onlara kalır
Kalabalık geçip gider meydan onlara kalır

Meydanlar şehirlerin aynasıdır. Her gün binlerce insanı ağırlar. Birbirinden farklı insanların buluşma mekanları olan meydanlarda o toplumun her kesiminden insanı görmek mümkündür. Günün yirmi dört saatinde çehresi değişir. Mesela gece misafirleri ile gündüz misafirleri birbirinden başkadır. Yazın kalabalıkların kışın ise tenhalıkların arttığı meydanlarda gözlem yaparak o şehrin alışveriş kültürünü de, siyasi kimliğini de tanımak mümkündür. İstanbul denilince ilk önce akla Taksim, Kadıköy, Eminönü, Sultanahmet, Beyazıt meydanları gelir. Çağlayan Meydanı ise son yıllarda özellikle 1 Mayıs mitinglerinin buraya taşınmasıyla adından söz ettirmeye başladı.

Kültür ve eğlence mekanlarının toplandığı Taksim''de saat dilimlerine göre ağırladığı misafirler de değişir. Farklı kesimlerin zaman zaman protesto gösterileri de milli bayramlarda düzenlenen çelenk törenleri de burada yapılır. Kadıköy Meydanı karşı yakanın en canlı mekanıdır. Daha çok sol hareketin eylemleri burada gerçekleşir. Sağ kesimin protesto eylemlerini gerçekleştirdiği adresi kime sorsanız size Beyazıt Meydanı''nı tarif edecektir. Eylemciler arasında ak sakallı amcalar da vardır öğrenciler de. Genellikle de Cuma namazı sonrası gerçekleşen eylemleri meşhurdur. Eminönü ve Sultanahmet meydanları ise bu anlamda diğer meydanlardan farklıdır. Alışveriş tezgahları, fotoğraf çeken turistler ve güvercinler dikkatimizi çeker.

MEYDANLARIN HAFIZASIDIRLAR

Gün içinde değişen kalabalığı ve kimliğiyle karşımıza çıkan meydanların bir de değişmeyen müdavimleri vardır. Ayakkabı boyacısı, çiçekçisi, gazete bayisi, büfesi, kestanecisi, fotoğrafçısı ve simitçisi yani meydanların bekçileri olan bu insanlar meydanların geçmişteki hafızasıdır adeta. Meydanların dilini bizim görmediklerimizi onlar bilirler. Eminönü Meydanı''nda 41 yıldır ayakkabı boyacılığı yapan Abdülrezzak Samet Yeni Camii''nin yanına dizilmiş geleneksel kültürümüzün temsilcisi boyacılar arasında en kıdemlisi. Samet, sabah 07.00''de iş başı yapıyor ve akşam 17.00''ye kadar meydanda oluyor. Öncelikle geçmişe oranla Eminönü''nde güvenliğin arttığını söyleyen Samet''e göre artık gelir durumu daha iyi kişiler alışverişe ve gezmeye geliyor. Samet''in bir başka tespiti de eskiden meydanda tinerci, hırsız ve magandanın güvenlikle birlikte azaldığı yönünde. Samet burada ayakkabı boyayarak 7 çocuk büyütmüş ancak artık ayakkabı boyatanların sayısı eskisi kadar değilmiş. Çünkü meydanda insan sayısı artsa da insanların eskiyen ayakkabılarını boyatmak yerine yenilerini aldığını düşünüyor. Kuş yemi satan Fatma Kotal ise Eminönü Meydanı''nda büyümüş. Annesi burada güvercinler için kuş yemi satıyormuş.'' İstanbul''un bereketidir '' dediği kuşlar için şimdi de kendisi kuş yemi satıyor. Yani anne mesleğini sürüdürüyor. Sabah saat 10.00''dan 14.00''e kadar satış yaptığını söyleyen Fatma Koçal, tanesi elli kuruştan günde ortalama otuz tabak kuşyemi satıyor. Geçimini sadece kuşyemi satarak temin etmesi mümkün olmadığından, boncuk işleyip ev temizliğine giderek diğer kalan vaktini değerlendirdiğini anlatıyor.

ARTIK EYLEMLERDE KAN AKMIYOR

Beyazıt Meydanı dünden bugüne pek çok eyleme ev sahipliği yaptı. Özellikle 80 öncesi İstanbul Üniversitesi''nde okuyan öğrenciler arasındaki sağ-sol çatışmalarının en kanlı eylemleri burada gerçekleşti. O olayların canlı şahidi Beyazıt Meydanı''nın en kıdemli esnafı çay bahçesi işletmecisi Kenan Göktaş. 23 yıldır hemen caminin karşısında konumlanan ve efsanevî Küllük Kahvesi''nin bulunduğu noktanın çok yakınında bulunan kahveyi işleten Göktaş, artık eylemlerde şiddet olaylarının olmamasını sevindirici bir gelişme olarak dile getiriyor. Meydana uğrayan insanların çehresinin değiştiğine dikkat çeken Göktaş''ın meydandaki insan profiliyle ilgili bir başka tespiti ise şu: ''Eğitim seviyesi giderek düşüyor. Üniversite öğrencileri artık eskisi kadar buradaki mekanlara uğramıyor. Beyazıt Meydanı sakinleşti''

HAFTANIN BEŞ GÜNÜ EYLEM VAR

Taksim Meydanı denildiğinde akla ilk gelenler, köşe başındaki çiçekçilerdir. Taksimin sembolü haline gelen çiçekçilerden en eskisi, kırk yıldır Beyoğlu''nda çiçek satan Ali Yorgun. Ali Bey, kırk yıllık değişimi şu cümleyle özetliyor: ''Taksim trafiğe kapandığından beri insanlar eskisi gibi sık gelmiyor. Bizim gibi esnaflar için caddenin trafiğe açık olması iyiydi. Kentsel dönüşüm esnafı mağdur etti.'' Taksim Meydanı''nda haftada beş gün eylem yapıldığını söyleyen Yorgun, eylem saatlerinde sattığı çiçek sayısının azaldığını söylüyor.

ESNAFTA SAYGI KALMADI

Taksim Meydanı kadar olmasa da Galatasaray Meydanı da İstanbul''un en canlı mekanlarından biri. 1976 yılından beri çiçek pasajında kokareç satan Aslan Cırık, eski ile yeniyi esnaf gözüyle şöyle kıyaslıyor: ''Bundan yirmi yıl önce hırsızlık yoktu. Esnaflar arasında sevgi ve saygı vardı. Biz siftah etmişsek ve karşımızdaki arkadaş daha etmemişse müşteriyi ona yönlendirirdik. Şimdi esnafların hepsi birbirilerinin müşterilerini çalıyor.''

Fatma Kocal (Kuş yemi satıcısı): Çocukluğum Eminönü'nde geçti

6 yaşından bu yana Eminönü Meydanı''nda olduğunu söyleyen Fatma Koçal, kuş yemi satarak annesinden devraldığı mesleğini sürdürüyor.. Şimdi kırk yaşında olan Koçal, meydanın dünü ve bugünü arasındaki en önemli farkı şöyle anlatıyor: ''Eskiden bizim satış yapmamıza izin vermezlerdi. Şimdi belediye tezgah kurmamıza izin veriyor biz de rahatça çalışabiliyoruz.''

Kenan Göktaş (Çay bahçesi işletmecisi): Eylem varsa daha çok çay satıyoruz

Büyük eylemlere ev sahipliği yapan bu meydanda eskiye göre artık şiddet olmadığını dile getiren Kenan Göktaş, ''Yıllardır bu meydandayım, hiç şiddet görmedim. Gazete veya televizyonlarda yayınlananların hepsi safsata. İnsanlar eylem yapıyorlar, fakat şiddet yok. 1980''li yıllardaki yapılan eylemlerde yaşanan yaralama veya öldürme olayları yaşanmıyor artık. Polisin portesto yapanlara karşı müdahalesi git gide azalıyor. Eskisi gibi saldırgan göstericiler de kalmadı'' Kenan Göktaş, eylem olduğu zamanlar kalabalık sayesinde daha çok çay sattıklarını, işlerinin açıldığını dile getiriyor.

Mahsun İnan (Fotoğrafçı): Beş dil biliyor
Meydan''ın diğer bir bekçisi

14 yıldır Beyazıt Meydanı''nda fotoğraf çeken Mahsun İnan. Arap turistlerin yoğunlukta olduğunu ve onların fotoğraflarını çektiğini söyleyen İnan, günlük elli ile yüz lira arasında kazandığını söylüyor. Türkçe, Kürtçe, Arapça, İtalyanca ve Soranice dillerine hakim olan İnan, kış aylarında yaz aylarına göre daha fazla iş yaptığını anlatıyor. Mahsun İnan Beyazıt Meydanı''ndaki eylemlerin ve şiddetin azaldığını dile getiriyor.

Aziz Altunay (Gazete bayii): Yeni Şafak satışları arttı

Sol grupların eylem mekanlarından birisi de Kadıköy Meydanı. Meydanın değişimine tanıklık eden ve 14 yıldır gazete bayisinde çalışan Aziz Altunay şöyle anlatıyor; ''Önceden güvenlik sorunları yaşıyorduk. Emniyet şimdi çok daha iyi. Güvenlik güçleri her hangi bir durumda bize yardımcı oluyor. Eylem olduğu zaman emniyetteki arkadaşlar zarar görmeyelim diye büfenizi kapatın diye uyarıyorlar. Kapatmıyoruz çünkü mitinglerde daha fazla müşterimiz oluyor.''

Eskiye göre gazete satışlarında farklılık olduğunu belirten Altunay, Yeni Şafak gazetesinin daha fazla satıldığını dile getiriyor. Ayrıca yaz aylarının kış aylarına göre daha verimli geçtiğini de belirtiyor.

Abdülrezzak Samet (Ayakkabı boyacısı): Ayakkabı sayısı arttı ama boyatan yok

İşlerin eskiye oranla oldukça azaldığından dert yanan Abdülrezzak Samet, eskiden daha iyi iş çıkardığını ve yedi çocuğunu da bu meslek sayesinde büyüttüğünü söylüyor. İşlerin azalma sebebini ise şöyle açıklıyor; ''Eskiden daha iyiydi işler. O zamanlar bir siyah bir de kahverengi ayakkabı vardı. Şimdi bazı günler siftah bile etmiyorum''

Dursun Çelik (Kestaneci): Hayat gece 3''e kadar sürüyor

Taksimin en hareketli yerlerden biri Galatasaray Lisesi çevresi. Eylemlerin sıkça yapıldığı bu bölgede 31 yıldır arabada kestane satan Dursun Çelik, tecrübelerini anlatıyor; ''Eylemin olduğu zamanlarda esnaf ürküp kaçıyor. Taksim''de hayat saat sabah 06.00''da başlayıp gece 3''lere kadar devam ediyor.Tehtidler aldığım zamanlarda oldu. Böyle durumlarda hemen güvenlik timleri devreye giriyor. Güvenlik bizim ne durumda olduğumuzu bildiği için yardım ediyor'' Saat 11''den gece saat 1''e kadar çalıştığını söyleyen Çelik, en verimli iş döneminin sonbaharda olduğunu anlatıyor.

Ali Yorgun (Çiçekçi): Taksim artık Arapların gözdesi

En çok eylemin yapıldığı yer olan Taksim Meydanı''nda 40 yıldır çiçekçilik yapan Ali Yorgun bir eylemde biber gazı yiyince beş saat kendine gelememiş. Tezgahı saat sekiz gibi açan Yorgun, eskiden günde altı yüz liraya yakın kazanırken şimdilerde kimi günler siftah bile yapamadığından dert yanıyor. Ali Yorgun meydan kalabalığını anlatırken, ''Öğle saatlerinden akşama kadar meydan Araplarla doluyor. Buranın yerlisi çok azaldı'' diyor.

Aslan Cırık (Kokoreççi): Bin midyelik kalabalık

Çiçek Pazajı''nda 36 yıldır midye ve kokoreç satan Aslan Cırık sabah saat 07.00''den akşam saat 19.00''a kadar tezgah açıyor. Cırık, yaptığı satışların miktarıyla Galatasaray Medyanı''ndaki kalabalığı karşılaştırıyor ve memnuniyetsizce şu yorumu yapıyor: ''Eskiden yirmi bin midye satardım. Şimdi sattıklarımın sayısı bini geçmiyor''

Adnan Aydın (Aznavur Pasajı): Eylemlerde pasajı kapatıyoruz

Taksim''in en işlek mekanlarından biri Aznavur Pasajı, bir çok değişime ve gelişime tanıklık eden yerlerden biri. Pasajın en eski esnaflarından Adnan Aydın, 20 yıldır burada çini tabak ve vazolar satıyor. Aznavur Pasajı eylemlerin merkezinde yer alıyor. Adnan Aydın, eylem olduğunda pasajın demir kapılarını kapatıp, eylemcileri içeriye almadıklarından bahsediyor.

''Güvenlik çok iyi hatta her üç kişiye bir polis düşüyor. Hatta bize kartlarını veriyorlar en ufak bir şey

olursa bize haber ver diyorlar''

Rıfat Sefer (Büfeci): Eylem yapanlara çay ikramı

Kadıköy Medyanı''ndaki Kabataş iskelesinin hemen yanında büfe işleten Rıfat Sefer 12 yıldır burada çalışıyor. Sefer eskiyi ve yeniyi kıyaslıyor; ''Eskiden iskele yanında çay bahçeleri vardı. Onlar kalktıktan sonra ailesiyle gezmek için gelenlerin sayısı çok azaldığı için müşteri sayımızda düştü. Önceden bu kadar güvenli bir ortam yoktu şimdi ise güven timleri var'' Rıfat Sefer büfeyi sabah saat 7 gibi açıp akşam saat 10''da kapatıyor. Eksi satışlarla yeni arasında yüzde 60 kadar fark olduğundan bahseden Sefer, eylem olduğu günlerde daha iyi satış yapıyoruz. Eylem bitişi insanlara çay ikram ediyoruz'' diyor.


11 yıl önce