|

Karantinada evi yuvaya dönüştür

Pandeminin eve kapattığı aileler, çağın hızından bir süre de olsa uzaklaştı. Birbirimizle daha çok vakit geçirirken sevginin, saygının, sabrın önemini anladık. Akademisyen yazar İnal Aydınoğlu, «Karantina günlerinde evlerimizi büyükler için sevgi yuvasına, çocukları içinse bir sevgi okuluna dönüştürmeliyiz ki, o zaman belki de koronavirüs, dünyadaki en önemli görevini yerine getirmiş olur» diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 3/05/2020 Pazar
Güncelleme: 21:47 - 2/05/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Akademisyen yazar İnal Aydınoğlu
Akademisyen yazar İnal Aydınoğlu

Karantina günlerini evde geçiren aile üyeleri uzun zamandır hiç olmadığı kadar birlikte vakit geçiriyor. Bir zaman daha devam etmesi beklenen bu süreçte anılar, oyunlar, filmler, diziler, nostaljik albümler sayesinde ailenin kıymetini görmeye başladık. Çağın hızından uzaklaşıp içimize ve birbirimize döndüğümüzde neler olduğunu gördük. Gönüllülük, Sevgi Liderliği, Cömertlik, İyi Yaşamak kitaplarının yazarı akademisyen İnal Aydınoğlu ile koronavirüsün psikolojik etkilerini ve aile bağlarının kıymetini konuştuk.


Evden çalışmalar, okul tatilleri derken aileler bir ayı geçkin süredir birlikte daha fazla vakit geçirir oldu. Daha da devam edecek gibi... İyi bir iletişim için evdekiler bu süreçte nelere dikkat etmeli?

Bir insan için aileden daha önemli bir kavramk yoktur. Bütün dünya yaşamı, aile beraberliği ve aile mutluluğu içinde geçtiği zaman o evde bereket olur, rahmet olur ve mutlulukların en yücesi yaşanır. Bu koronavirüs bizi evlere kapatırken anlatmak istediği en önemli şeylerden birisi de evdeki huzurun, mutluluğun ve evdeki özlemin ne kadar önemli olduğudur. İnsanlar maddeye odaklandıkça sevgiden uzaklaştılar. Sevgiden uzaklaşma, yaşamın her yönünde oldu. Evlilik terapisti bir arkadaşım, ‘mübalağa etmek istemiyorum ama evlerin yüzde 80’ninde sevgi bitmiş, insanlar birbirinden uzaklaşmış, odalar ayrılmış, televizyonlar ayrılmış, hobiler ayrılmış... Neredeyse ayrılık içinde bir yaşam sürdürülüyor’ dedi. Bunun tek sebebi de “Ben” bırakırsam o ne olur, “o” bırakırsa ben ne olurum korkusundan kaynaklanıyor. O yabancılaşan insanlar, koronavirüsün onları eve kapatmasının nedenini anlamaya çalışmalı. Karantina günlerinde evlerimizi büyükler için sevgi yuvasına, çocukları içinse bir sevgi okuluna dönüştürmeliyiz ki, o zaman belki de koronavirüs, dünyadaki en önemli görevini yerine getirmiş olur. Yok yapamazsak, bu virüs gider, daha ağırı gelir. Ta ki biz sevgiyi anlayıncaya kadar ve sevgi içinde yaşamayı öğreninceye kadar.

KORONAVİRÜS BİZE DERS VERDİ
Korona’nın psikolojik etkilerinden korunmak için birkaç tavsiye rica etsek, ne dersiniz?

İnsanlığın başına gelen hiçbir olay tesadüf değildir. Her gün egosunu şişiren, kendini herkesten güçlü görmeye çalışan, insanlara değer vermeyen, doğayı kötü kullanan, doğal kaynakları israf eden ve bereketli dünyamızın bereketini kaçırmaya çalışan insanlar için koronavirüs bir ders olmalıdır. Eğer her insan karşılaştığı her acının neden başına geldiği üzerinde düşünmez ve onun hikmetine ulaşmaya çalışmaz; hatta “neden başıma geldi?” diye isyan ederse, o zaman acı veren bu olaydan hiçbir şey öğrenememiş, acıları boşuna çekmiş demektir. Oysa ki bu başına gelen her şey öğrenmesi gereken bir derstir. Acı gider daha büyümüş olarak yeniden gelir. Ta ki siz onun verdiği dersi öğreninceye kadar.

İLİŞKİLERDE ARKADAŞLIĞIN COŞKUSU OLMALI

Büyükler ve küçükler arasındaki kuşak farkından bahsedilir hep. Arayı kapatmak için bir fırsat diyebilir miyiz? Evde kalan genç ve yaşlılar nasıl vakit geçirebilir?

Ben 4 yaşındayken, dedem 85 yaşındaydı. Ama benim en iyi arkadaşımdı. Hala bu arkadaşlığın verdiği güven duygusu içinde yaşıyorum. Ve tüm ilişkilerimi dedemin gösterdiği sevgi ve şefkat üzerine kurmaya çalışıyorum. Ne kendimi torunumdan büyük ne kendimi yaşça büyüklerden küçük görmeden tüm ilişkilerime arkadaşlığın coşkusunu, neşesini ve sevincini katmaya çalışıyorum. Eğer bir anne aynı zamanda oğluna veya kızına arkadaş olamazsa, bir büyük anne veya dede çocukları çocuk görüp onlara nasihat etmeye çalışırsa o zaman ailenin içinde arkadaşlık kalmaz. Arkadaşlık, eşit olmak ve aynı hedefe birlikte bakmaktır.

Çin’deki karantina sonrası birçok boşanma davasının açıldığını gördük. Çiftlerin iletişimi hakkında ne söylemek istersiniz?

İnsanlar aralarındaki en önemli sorunları açıkça konuşmaya cesaret edemeden yaşıyorlar. Birbirlerine gerçekleri söylemiyorlar veya oyalamaya yönelik baştan savma ilişkilere yelteniyorlar. Karşılıklı açıklık olmadan, karşılıklı iletişim olmadan insanlar kapalı yanlar bırakırlarsa bir evin içinde, bir odanın veya bir yatağın içinde, o kapalı perdeleri hep kapalı tutmak mümkün değildir. Belki bazı evlerde bu kapalı kalan perdeler virüs nedeniyle açılınca yalanlar veya gizlilikler ortaya çıkmış, ilişkilerin gerçek yüzü görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle virüs sonrası boşanmaların olması ailede bir temizlik hareketi sayılabilir. Yıllarca sürünmüş, kanser haline gelmiş yaralar temizlenebilir. Veya taraflar birbirlerinin gerçeklerini görüp, gerçeğe ulaşarak daha mutlu bir hayatı yaşayabilirler.

Çocuklara değerini hissettirin

  • Çocuklarla iletişim kurarken nelere dikkat edilmeli? Gelişimleri açısından neler faydalıdır?
  • Çocuklarla ilişki kurarken dikkat edilmesi gereken en önemli konu, çocuğun bir değer olduğunu hissetmek, ona da kendinin bir değer olduğunu hissettirmektir. O nedenle eğer çocuğunuzu can kulağıyla dinlemezseniz, sorularına ciddiyetle yanıt vermezseniz, hiç yaş gözetmeden onu evdeki diğer aile bireyleriyle aynı düzey ve değerde görmezseniz, sizin onunla iyi ilişki kurmanız mümkün olmadığı gibi, onun da çekingen, pısırık, korkak kalmasına neden olursunuz veya laubali ilişkiler kurarsanız aşırı şımarık ve saygıdan uzak bir çocuk yetiştirmiş olursunuz.
#Pandemi
#Aile
#Çocuk
#Koronavirüs
#İlişki
4 yıl önce
default-profile-img