|

Kurtalan Ekspresiyle yolculuk başladı

Güney Kurtalan Ekspresi’yle Ankara’dan başlayan 28 saati bulan yolculukla tarihi Mezopotamya topraklarına ulaştık. İlk tren yolculuğunu tecrübe eden gençlerle ve trendeki görevlilerle konuştuk.

Haber Merkezi
00:00 - 12/09/2021 Pazar
Güncelleme: 05:26 - 11/09/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
Güney Kurtalan Ekspresi
Güney Kurtalan Ekspresi
MUHAMMED KURTAR

Son yıllarda trenle yolculuk özellikle gençler arasında moda. Biletleri günler öncesinde tükenen İstanbul’dan Kars’a uzanan Doğu Ekspres yolculuğunu Van Eksperi takip etti. Şimdi ise Kurtalan Ekspresiyle Ankara’dan başlayarak Kurtalan’da son bulan seferi gençler tarafından büyük ilgi görüyor. Kurtalan Ekspresi, 28 saat boyu ilk tren yolculuğunu tecrübe eden gençler ile yurt dışından gelip Mezopotamya’yı gezmek isteyen turistlere ev sahipliği yapıyor. Nöbetleşe görev yapan makinistlerin önceliği güvenlik, korkuları ise hemzemin geçitler. Makinist Harun Kuş, “Geçitlerde bazen şoförler treni görmelerine rağmen karşıdan karşıya geçiyorlar” derken fren mesafesinin 600 metreye kadar bulduğuna dikkat çekiyor.


MAKİNİSTLER NÖBETLEŞE

Kondüktör, yolculuk için son düdüğü çaldığında Ankara Garı’ndan yavaş yavaş hareketlenen ekspreste Yeni Şafak olarak biz de yerimizi aldık. Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Malatya, Diyarbakır’ı kapsayan Siirt Kurtalan’da sonlanacak 1266 km’lik keşif dolu bir seyahat bizi bekliyordu. Anılarına kazınacak manzaralar öncesinde ise yolcular buna imkan tanıyan ekspres tabelası önünde ilk fotoğraflarını çektirmişti bile.

Yolculuk uzun olunca yolcu ve personel emniyeti de düşünülmüş. Hat boyunca beş kez kondüktör, tren şefi ve makinist değişimi göze çarpıyor. Değişimde ise vagon görevlileri istisna. Onlar tüm sefer boyunca görevli. Personel mütevazi sayılabilecek yatakhanede istirahat ediyor. Nöbeti bırakan personel ise bir sonraki seferi garların yatakhanelerinde bekliyor. 25 yıldır vagon görevlisi olarak görev yapan Cemal Uysal “Bizler yolcularımızla birebir iletiş halinde hizmet verdiğimiz için görevimizi baştan sona kadar devam ettiriyoruz” diyor. Uysal, olası sorunlara karşı psikolojik yatıştırma eğitimleri aldıklarını ekliyor. Uysal, “Bugüne kadar üstesinden gelemediğimiz güvenlik sorunu olmadı. Eğer olması durumunda ilk istasyona kolluk kuvvetlerini çağırırız” diyor.


İLK DURAĞIMIZ KAYSERİ

Seyahatin 8’nci saatinde Erciyes Dağı’nın manzarasıyla Kayseri Gar’a giriyoruz. Tabi 1933’te inşa edilen tarihi tren garının güzelliğini de unutmamak lazım. 10 vagonluk ekspresin en yetkili personeli tren şefi. Ankara-Kayseri hattında tren şefi olarak görev yapan Lokman Yıldız, mesaisini personelin koordinasyonu, makinistlerin tren hızlarını ayarlaması, istasyonlarda kaç yolcu alınacak, istasyonlara kaç km hız ile girilecek ve istasyonlardaki duruşuna ve trenin hareketine karar verme olarak tanımlıyor. Trenin gardan ayrılışını da şu sözler ile anlatıyor: “Harekete hazır olduğumuzda ise telsizden makiniste tamam işaretiyle tren istasyondan ayrılır. Telsiz kullanmadan önce tamam işaretlerini düdük ile verirdik. Kondüktör arkadaşlar düdük çalar son düdüğü ise ben kondüktör arkadaşa çalarım. Tabi bu tren yolculuğunun bir geleneğidir.”

HEMZEMİN GEÇİTLER KORKULU RÜYA

Yolculuğun Yozgat Yerköy- Kayseri bölümünde makinistlere konuk olduk ve demirden dünyalarında mesailerini gözlemledik. 14 senelik makinist Harun Kuş, “Bizim için en büyük problem hemzemin geçitler. Geçitlerde bazen şoförler treni görmelerine rağmen karşıdan karşıya geçiyorlar. Daha önce hemzemin geçitte kaza yaptım. Trenin geldiğini görmesine rağmen karşıya geçmeye çalışan bir pikap raylarda kaldı, geçemedi. Korna çalsam frene bassam da nafile. Pikaba çarptım. Pikabın arkasında 2 tane de at varmış atlar da şoför de yaralandı” diyerek tatsız bir anısını bizimle paylaşıyor. Kuş, hemzemin geçitte dikkatsiz davrananları “Trenler hemen durmuyor yokuş aşağı 750-1050 metrede, düz ovada 500-600 metrede, yokuş yukarı 250-300 metrede duruyor” diyerek uyarıyor.


YOLCU EMNİYETİ HER ŞEYDEN ÖNEMLİ

Yolculukta hava şartları ve mevsime göre rötar yaşanabiliyor. Biz de yolculuğumuzu 4 saatlik bir gecikme ile tamamlıyoruz. Makinist Kemal Dilek, rötarı “Yaz aylarında sıcaklığın artmasıyla birlikte raylarda bir genleşme olur ve bu genleşmeden dolayı trenler hızlı gidemez. Yolcu emniyeti ve güvenliği her şeyden önemli. Bir diğer nedeni ise bu yolda yük trenlerinin trafiği fazladır. Yol güzergahında Kırıkkale, Batman petrol rafinerisi, tarım alanlarına yakın bölgelerde ise silolar var. Kayseri Boğazköprü istasyonundan Mersin Limanına günde üç kez yük treni kalkıyor. Bu nedenle hat üzerinde yoğun trafik oluyor. Bundan dolayı 4 saatlik bir gecikme yaşanıyor” diye anlattı.

KURTALAN’IN YOLCULARI

Uzun seferin diğer kahramanı yolculara gelecek olursak. Kayseri sonrasında onları dinledik. Trenin kafeteryasında 5 gençten oluşan bir arkadaş grubu ile karşılaştık. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşayan gençler, üniversite hayallerinden önce demir yolu seyahati hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Mustafa Alagöz, 17 yaşında ve subay olmak istiyor. Hamdi Sinen yazılım, Yusuf Şahin de bilgisayar mühendisi. Yusuf Çelik işletme okuyup ticaret yapmak, Uğur Sinen ise hukuk fakültesi okuyup siyasetçi olmak istiyor.

Ekspreste yabancı turistler de göze çarpıyor. Onlardan biri Mezopotamya’yı gezmek isteyen İspanyol çift Felipe ve Delfina. Felip, seyahatlerini şu sözlerle özetliyor: “Önce İstanbul’u ardından Türkiye’yi merak ettik. Eşim ile tarihe bir merakımız var ve hayallerimizden biri de tarihi Mezopotamya’yı gezmekti. Yaklaşık bir aydır Türkiye’deyiz. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Hasankeyf, Gaziantep’i gezmek için eşimle bu trendeyiz. Diyarbakır’da inip hayallerimiz olan Mezopotamya’nın izlerini göreceğiz. Buradan sonra Antalya, Muğla, İzmir ve Efes’e gideceğiz. Tren ve trenin geçtiği yollar eskiyi anımsatıyor. İnanılmaz güzel ve nostaljik, eşim Delfina ile çok beğendik.”


SULAR ALTINDA KALMADAN

Yolculuğumuzun 19. saatinde gün doğuyor. Türkiye’nin en uzun demir yolu köprüsü olan, Malatya’yı Elazığ’a bağlayan Fırat Demiryolu Köprüsü’ne denk geliyoruz. Fırat Karakaya Baraj Gölü üzerinde. 1939-1944 yılları arasında inşa edildiği bilinen Sinan Köprüsü Batman Çayı üzerinde bulunuyor. Batman Çayına yapılan Ilısu Barajı ile sular altında kalacağı söyleniyor. 3 yıl önce yan tarafında kurulan köprü daha yüksek olduğu için Baraj sularından etkilenmeyecek. Yeni köprü 3 yıl önce hizmete girdiği için Sinan Köprüsü kullanılmıyor.

Batman’la birlikte Türkiye’nin enerjisine enerji katan petrol kuyuları gözümüze çarpıyor. Ovadan geçerken vagon görevlisi ‘Kurtalan’a son 15 dakika’ anonsunu yapıyor yolculara. Tatlı yorgunluk bu anons ile birlikte yolcularda toparlanma telaşına bırakıyor. 28’nci saatte yeni bir yolculukta bulunmak üzere Güney Kurtalan Ekspresi ile vedalaşıyoruz.


#Mezopotamya
#Ankara
#Güney Kurtalan Ekspresi
3 yıl önce