|

Kurtla yaşayan ulumayı öğrenir mi?

Hamdi Akyol’un Kurt Gölgesi adlı romanı Kapı Yayınları arasında okurla buluştu. Kitap içerdiği gizem, dil ve gerçek bir kişiliğin verdiği ilhamla kaleme alınmış.

04:00 - 15/05/2021 Cumartesi
Güncelleme: 04:25 - 15/05/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
Kurt Gölgesi Hamdi Akyol Kapı Yayınları 2021 320 sayfa
Kurt Gölgesi Hamdi Akyol Kapı Yayınları 2021 320 sayfa
METİN CEYHAN

Ülkemizde casusluk edebiyatının çok zengin olduğu söylenemez. Bunda, dünyada özellikle CIA, MOSSAD ve MI6 teşkilatları mensuplarını kendine kahraman edinen edebiyat ürünlerinin (ve bu ürünlerden üretilen sinema filmleri/dizilerin) çok baskın olmasının ciddi etkisi vardır. Çok uzun zaman önce ve nisbi şeffaflıkla bazı personel ve operasyonlarına ilişkin bilgileri açıklayan veya sızdıran bu teşkilatlar, ne kadar güçlü olduklarını, elleri kollarının ne kadar uzun, personelinin ne kadar üstün kabiliyet ve teknolojiyle donanmış olduğunu gösteren bu tür kültür-sanat eserlerinin üretilmesi ve sayısının çoğalmasını perde arkasından desteklemişlerdir. Ülkemizde ise MİT’in kabuk değiştirme süreci ve halkla ilişkiler kısmında ketumluğunu nisbeten terk etmesi, 10-15 yıl öncesine kadar uzanmakta.

Ülkemizde daha önce yazılmış casusluk edebiyatı ürünler, genelde ülkemize gelmiş yabancı bazı casusların faaliyetlerinin tespit edilmesi ve engellenmesi üzerine kuruludur. Uluslararası arenada, birden fazla istihbarat teşkilatının çatıştığı bir kurgu eser bildiğimiz kadarıyla yoktur. İşte Kurt Gölgesi, yabancı bir ülkedeki bir Türkiye casusunun faaliyetlerini konu edinmesi bakımından bir ilk özelliği taşıyor.

BİR CASUSLUK ROMANI

1960’lı yılların sonu, Soğuk Savaş’ın olanca gerilimiyle yaşandığı günler. Bulgaristan’da bir Türk casusu, gizli askeri üsleri tespit etmek ve buraların fotoğraflarını çekmekle görevli. Kendisine verilen talimat, beladan uzak durması ve görevini olanca gizliliğiyle tamamlaması. Ama aniden gelişen kimi olaylar, romanın kahramanını çatışmaların, boğuşmaların, cinayetlerin, bu faaliyetlerin üzerinin mümkün olduğunca örtülmesi gerekliliğinin tam ortasında bırakıyor. Daha ilk görevindeyken, çok da yeterli olmayan casusluk eğitimi kahramanımızın ayakta kalmasını sağlayabilecek mi? Yoksa sezgileriyle hareket edip doğal bir çıkış yolu mu bulacak?

Okur bir Osmanlı toprağı olan Bulgaristan coğrafyasının nasıl karıştığını, 93 Harbi’nin sebep ve sonuçlarını, bunun zorladığı göç dalgalarını, özerk bir yapıya kavuşan ülkede taht kavgalarını, Osmanlı devletinin hızla yaklaşan sonunu, dönemin iç ve dış olaylarını, Türk devletinin uluslararası nitelikli bir istihbarat şebekesi oluşturma çabalarını, İkinci Dünya Savaşı döneminde Bulgaristan’daki komünist ihtilâli ve bunun sonuçlarını… ve daha nice tarihsel öneme sahip detayları, kurmaca bir metnin satır aralarında okuyor. Bu ara hikâyelerdeki dram, entrika, trajedi, tarihsel gerçekliğe olan yakınlık gibisinden unsurlar bir arada düşünülünce, kitap bir casusluk kitabı olmanın ötesine geçiyor; tarih, hatta yakın tarih kitabı haline geliyor. Ara hikâyeler, “roman içinde roman” konularıyla okurda detayına ilişkin ciddi bir merak uyandırıyor. Kaypak bir komünist idarecinin, aslında menfaat temini için öyle davranmasının; idealist bir komünist idarecinin, ideolojisine olan bağlılığının; çift taraflı bir KGB ajanının; Bulgar olduğu halde Batı dünyasına hizmet eden birinin; Türk olduğu halde milleti ve dindaşı aleyhine davranan birinin geçmiş hikâyesi, şaşırtıcı sürprizler, şaşırtıcı bağlar içerebiliyor.

Senelerce İz Yayıncılık editörü olarak tanınan ve 2020 başından beri mesleğini Kapı Yayınları’nda devam ettiren Hamdi Akyol, yıllardır heybesinde biriktirdiği bilgi ve kalem kıvraklığını, 50 yaşında ilk kitabını yazarak ortaya koymuş. Üçleme kitabın ilki olan Kurt Gölgesi’nin yıl içinde devamı da gelece bilgisini burada okurlarımızla paylaşalım.

#Kurt Gölgesi
#Hamdi Akyol
#Kapı Yayınları
3 yıl önce