Kuzguncuk İskelesi’ndeyim. Hayır vapuru beklemiyorum. Bir yere yetişme telaşım da yok. İskelenin üst katında balkonda çayımı içiyorum ve masada bilgisayarımı açmış haberimi yazıyorum.
- Biraz önce 2014 yılında bir grup arkadaşın bir araya gelip kurdukları bir oluşumun hikayesini dinledim. İskelenin bu katı da onların 2019 yılından bu yana mekan olarak kullandıkları adres.Kapısı herkese açık. İster balkonda benim gibi çalışın, isterseniz kütüphanesinde kitapları karıştırın. Ya da atölye çalışmalarına katılıp, seminerlerini takip edin. Hatta sergileri dolaşın.
Önce buranın neresi olduğunu kütüphanesinden başlayarak anlatalım: Türkiye Tasarım Vakfı olarak hizmet veren bu mekanın bağışlarla toplanmış 4 bin’e yakın tasarım konulu kitaplarından oluşan özel bir kütüphanesi var. Ayrıca sergi ve atölye olarak kullanılan büyük de bir salonu. Başta da dediğim gibi kapısı her yaştan her meslekten her görüşten insana açık.
TECRÜBE AKTARIMI VE YENİ FİKİRLER
- Türkiye Tasarım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Fehmi Bilge, vakıflarının iki yıldır faaliyetlerini sürdürdüğünü söylese de hikaye başta da dediğim gibi 2014 yılına kadar uzanıyor. Fehmi Bilge ve farklı tecrübeleri olan bir grup arkadaşı, bu bilgi ve tecrübeleri ortak bir alanda nasıl buluşturabiliriz diyerek yola çıkmış. Hikayenin devamını Bilge’den dinleyelim:“Bulunduğumuz ortamı nasıl iyileştiririz düşüncesi içindeydik. Şehrimizi, sokağımızı, mahallemizi daha nasıl iyi hale nasıl getirebilir, yeni fikirlerle ufkumuzu nasıl genişletiriz düşüncesiyle bir grup arkadaş bir araya geldik. Farklı tecrübeleri olan bu arkadaşlarla hem birbirimizle hem de genç kuşakla fikir alışverişine girerek yeni neler yapabiliriz dedik. İlk olarak tasarım konusunda üniversitelerde öğrenci kulüpleriyle birlikte çalışmaya başladık.”Bilge öğrencilerden sonra halka ve çocuklara uzanan daha geniş bir yelpazede bilgi paylaşımı yapmak, yeni fikirler ortaya koymak için Türkiye Tasarım Vakfı’nı kurduklarını anlatıyor.
İSTANBUL’DAN ÇIKTIK YOLA
Akademi özel sektör ve halk birlikte
- Vakfın sac ayağını akademi, özel sektör ve halk oluşturuyor. Fehmi Bilge, Türkiye Tasarım Vakfı olarak sadece yeni fikirler üretmek, yeni çözümler ortaya koymak derdiyle yola çıkmadıklarının altını önemle çiziyor ve ekliyor:“Çocukluktan itibaren toplumda tasarımla ilgili genel bir görgü ve bilgi aktarımı oluşturmayı önemsiyoruz. Bu yüzden de çocuklar için atölyeler çalışmaları yapıyoruz.”Rumeysa Boz ise vakıfta ayrıca atölyelerden, söyleşilere, seminerlerden, sergilere kadar geniş bir çalışma ve etkinlik alanları olduğunu ve herkese açık olduğunu belirtiyor.