|

Medet ey saki!

Şarabı, meclis adetlerini, bazen tasavvufi bazen de dünyevi anlamda ele alan Sakinameler, Prof. Dr. Mehmet Arslan tarafından okuyucuya sunuldu. Osmanlı Edebiyat-Tarih-Kültür Araştırmaları" üst başlığı ile yayınlanan bu eser, büyük bir metin yayını projesinin ilk ürünü.

Gülcemal Bahtışen
00:00 - 28/11/2012 Çarşamba
Güncelleme: 15:07 - 28/11/2012 Çarşamba
Yeni Şafak
Medet ey saki!
Medet ey saki!

GGaybın dili'' ve ''sırların tercümanı'' olarak tavsif edilen meşhur şair Hafız-ı Şirazî, Divan''ının ilk gazelinde sakiye şöyle seslenir: ''Ey saki! Döndür kadehi, herkese sun, bana da ver. Çünkü aşk, önce kolay göründü ama sonradan çok müşküller meydana geldi.'' Şirazlı Hafız''ın aşk derdinin zorluklarından, sıkıntılarından kurtulmak için sakiye seslenmesi, ondan medet umması elbette boşuna değil. Peki şairin bir kurtarıcı edası ile seslendiği saki kimdir? Su, şarap ve benzerlerini sunan kişi anlamına gelen saki, daha çok işi meyhanelerde veya meclislerde şarap sunmak olan şahıslar için kullanılmakla beraber asıl anlamı meclise canlılık ve neşe veren kişidir.

Orijinal bir tür: Saki-Nameler

Kapalı ya da açık yerlerde yapılan ve davetli kişilerden oluşan eğlenceler ''meclis'' olarak adlandırılır. Klasik Doğu edebiyatlarında gerçek ya da mecazî anlamda içki veya içki âleminin yapıldığı meclisin övülerek anlatıldığı eserler olan sakinamelerde; dünyanın geçiciliğinden, sevgilinin vefasızlığından, âşıkların hallerinden dem vurularak sakiye seslenilir. Şarabı, meclis adetlerini, bazen tasavvufi bazen de dünyevi anlamda ele alan bu metinler, Prof. Dr. Mehmet Arslan tarafından titiz bir şekilde hazırlanarak okuyucuya sunuldu. Tesbit edilen 73 sakiname metninin yer aldığı eserde ilk önce ''Saki ve Sakiname'' kavramı üzerinde durulmuş, ardından bu türün Arap ve Fars edebiyatındaki süreci incelenmiş, ardından da Osmanlı edebiyatında yer alan sakiname metinlerine yer verilmiştir.

Tasavvuf aynasından sakiye bakmak

Kitapta, sakinamelerde geçen saki ve onun etrafında gelişen şarap, meyhane, pîr-i mugan gibi kelimelerin gerçek anlamlarının yanında bir de tasavvufî dünyada birer karşılıkları olduğunu öğreniyoruz. Şair, şarap ile İlahî aşkı, pîr-i mugan ile mürşidi veya Allah''ı, meyhane ile de gönlü ya da tekkeyi kastetmiş olabilir. Ayrıca ''saki-i Ruhaniyan'' mecazi olarak insanların atası Hz. Adem ve Cebrail hakkında kullanılırken, ''saki-i kevser'' ise Hz. Ali''nin lakabı olarak bilinir. Bektaşilikte önemli bir yeri olan saki, tarikata giriş töreninin sonunda şerbet sunardı. Kitabın en ilginç bölümlerinden birini sakinamelerden hareketle hazırlanmış olan ''Küçük Sakiname Sözlüğü'' oluşturuyor. ''Âb-ı âteş-mizâc''ın kırmızı şarap, ''âteş kayığı''nın kadeh, ''cumhurî şarab''ın üç senelik şarap, ''çemâne''nin üzerine gemi, selvi gibi resimler yapılmış, yarım kesilmiş kabaktan yapılan kadeh, ''tarak''ın istiridyeye benzeyen bir deniz hayvanı, ''ubûk''un akşam içilen şarap olduğunu, ''kabak asma''nın meyhanede oturduğu köşeyi benimsemek, sahiplenmek anlamlarına geldiğini bu sözlükten öğreniyoruz.

''Osmanlı Edebiyat-Tarih-Kültür Araştırmaları'' üst başlığı ile büyük boy ve ciltli olarak yayınlanan bu eser, büyük bir metin yayını projesinin ilk ürünü. Osmanlı edebiyatı sahasındaki vukufiyeti ile tanınan Prof. Dr. Mehmet Arslan editörlüğünde hazırlanan serinin bundan sonraki kitapları arasında ''hilyeler'' ''şehrengizler'', ''şitâiyyeler'', ''culûsiyyeler'' başta olmak üzere 25 adet eser yayınlanacaktır. Bu eserlerin neşredilmesinin Osmanlı kültür ve edebiyatını anlamak adına meraklıları için büyük bir kazanç olacağı şüphesizdir.

Saki-Nameler

Haz. Mehmet Arslan

Kitabevi Yayınları

2012

651 sayfa.


12 yıl önce