|

Mehmet Âkif dostları arasında

“Türkiye’ye döndükten sonra hayatının hasta geçen son altı aydaki ziyaretçileri. Türkiye’de nasıl karşılanacağı konusunda biraz endişeli gelmiştir yurda Âkif. Fakat birden bire parlayan ve ölümüne kadar hiç sönmeyen bir ilgiyle karşılaşır. İçindeki tereddütler kısa zamanda silinir. Meğer beni sevenler varmış, der. İlgi o kadar çoktur ve Âkif o kadar memnundur ki durumdan, adeta hastalığını unutur.”

04:00 - 15/03/2021 Pazartesi
Güncelleme: 03:37 - 15/03/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
Her kesimden insanlar vardır Âkif’in ziyaretçileri içinde. Fakiri zengini, gazetecisi avukatı, hocası hacısı, şairi öğrencisi!
Her kesimden insanlar vardır Âkif’in ziyaretçileri içinde. Fakiri zengini, gazetecisi avukatı, hocası hacısı, şairi öğrencisi!
ÂLİM KAHRAMAN

Dostluk ve vefa, Mehmet Âkif’i kendisi yapan özelliklerin başında geliyor. Bana arkadaşlarını söyle, sana kim olduğunu (nasıl bir insan olduğunu) söyleyeyim, demişler. Âkif, biraz da dostlarıyla vardır. Onun dostluğu dostlarına ayrı bir değer katmıştır. Çevrili olduğu dost halkası ise Âkif’i bir ışık hâlesi gibi sarmıştır.

Geniş bir entelektüel çevreye II. Meşrutiyet’in (1908) ardından kavuşur şair. Sıratımüstakim dergisini çıkarmaya, ilk Safahat’taki şiirlerini yayımlamaya başladıktan sonra. Ferit Kam, Hüseyin Kazım Kadri, Fatin Gökmen, Abbas Halim Paşa, Hasan Basri Çantay, Fuat Şemsi İnan... İzmirli İsmail Hakkı, Şerif Ali Haydar Paşa, Şerif Muhittin Targan... Edebiyat camiasından isimler: Süleyman Nazif, Abdülhak Hamit, Recaizade Ekrem, Cenap Şahabettin, Ali Ekrem...

Ancak II. Meşrutiyet öncesinden de dostları vardır Âkif’in. Çocukluk yılları beraber geçen İbnülemin Mahmut Kemal İnal, 1894 yılında tanıdığı can dostu Ahmet Naim Efendi, Adana-Şam yıllarında tanıştığı Ispartalı Hakkı, sohbetinden yararlanabilmek için evini Bakırköy’e taşıdığı Emrullah Efendi, 1903 yılında yakın çevresine giren Midhat Cemal, Ali Şevki Hoca’nın Fatih Çarşamba’daki evi, oranın müdavimleri (biri de Eşref Edip’tir onların), İbnülemin’in Bakarcılar’daki konağı ve o konakta kurulan sohbet halkaları, Baytarlık Dairesi’nde ziyaretine gelen Tahirülmevlevi..

İptidai (İlk) mektepte arkadaşı Beylikçi Nâsır Bey’in sonradan Posta ve Telgraf Nazırı (Bakan) olan oğlu Haşim’dir. Haşim Bey eğitiminin sonraki yıllarında da beraberdir onunla. Bir de Aziz katılacaktır bunlara. Tamburi Aziz Efendi. Resimli Gazete çevresinden şair arkadaşları Halil Edip ve Kıztaşı’ndan mahalle arkadaşı Samih Rıfat. Samih Rıfat’ın aile çevresinden Nazım Hikmet de gelecektir yıllar sonra Sarıgüzel Mahallesi’ne. Kısa bir de yazı yazacaktır orası hakkında.

ON YILI MISIR’DA GEÇER

Âkif’in ömrünün on bir yılı Mısır’da geçecektir. Orada çevresini dar tutuyor şair. Münzevî yaşıyor daha çok. Fakat yine de Abbas Halim Paşa ve ailesi yanında Kahire Üniversitesi’nden bir hoca, Abdülvehhap Azzam, çok seviyor Âkif’i. Ezherde görüştüğü üç Türk öğrenci, biri oldukça önemli Yozgatlı İhsan Efendi.

Hepsini saymamız mümkün değil. Türkiye’ye döndükten sonra hayatının hasta geçen son altı aydaki ziyaretçileri. Türkiye’de nasıl karşılanacağı konusunda biraz endişeli gelmiştir yurda Âkif. Fakat birden bire parlayan ve ölümüne kadar hiç sönmeyen bir ilgiyle karşılaşır. İçindeki tereddütler kısa zamanda silinir. Meğer beni sevenler varmış, der. İlgi o kadar çoktur ve Âkif o kadar memnundur ki durumdan, adeta hastalığını unutur. Uzun sohbetler eder her biriyle. Bunun için, bir ara hava değişimiyle Baltacı Çiftliği’ne taşırlar. Konuşma yasağı koyarlar, hastalığı ilerlemesinin diye.

Fakat bu fazla sürmez, tedavi için oradan İstanbul’a gelip gitmeleri, arabayla olmasına rağmen, daha fazla yormaya başlar şairi. Tekrar Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’na döner. Son güne kadar eksik olmaz gelenleri. Bir ifadeye göre, beş bin kişi ziyaret eder üç-beş ay içinde Âkif’i.

ZİYARETÇİSİ HAFIZLAR

Her kesimden insanlar vardır Âkif’in ziyaretçileri içinde. Fakiri zengini, gazetecisi avukatı, hocası hacısı, şairi öğrencisi! Elbette eski dostları. Kıyıcı Osman Pehlivan çıkar gelir bir gün. Mahalle arkadaşı, ilk güreş hocası. Abdülhak Hamit, ilk gelenlerdendir. Fakat o da hasta (nitekim Âkif’ten birkaç ay sonra da o ölecek). İkinci kata kadar çıkamaz. İlk kat merdivenlerine oturur haber gönderir yukarıya. Birçok can dostu hayatta değildir, Ahmet Naim Efendi’yle Süleyman Nazif o Mısır’dayken vefat etmiştir. Fuat Şemsi her gün yanıbaşında. Ev sahibi Emine Abbas’ı da temsilen hastaya ait işlerin yönetimi onda. Midhat Cemal de devrede, şairi ilk karşılayan küçük grup içinde o da vardı. Belki, Âkif’i Mısır’dan dönmeye ikna etmede ilk sırada rol sahibi.

Âkif, Kur’an dinlemeden duramıyor. İstanbul’un bir çok hafızları da var ziyaretçileri arasında. Hafız Âsım Şakir bunlardan biri. O, Hafız Necati’den rica ediyor, her gün olmazsa bile iki güne bir gelip şaire Kur’an okusun diye. Onu dinlerken gaşyoluyor Âkif. Sanki Kur’an yeni nazil oluyor gibi, diyor. O kadar tesirli hafızın okuyuşu. Anlamı ve edasıyla doya doya içine sindiriyor Kur’an’ı.

Bunun yanında başka gelenler de var. Onlar da gelirken Mısır’da bıraktığı Kur’an çevirisinin peşinde. Bir sonuç alamayınca araya şairin en yakınlarını koyuyorlar. Fakat durum yine değişmiyor. Âkif o çalışmasını ortaya çıkarmamakta kararlı.

Kızları, eşi ve damatları da geliyorlar. Ömer Rıza Doğrul’dan dünya devletlerinin gidişatı hakkında son durumları soruyor, günü gününe. Her şeyle ilgili. Boğazlar anlaşmasının yapıldığı gün bir oh çekiyor. şair Ömer Rıza gazeteci, dış siyaset yorumcusu o yıllarda. Tahirülmevlevi, Suudülmevlevi, Kuşadalı Ali Rıza, Mahir İz, Faruk Nafiz, hatta Abdülbaki Gölpınarlı var gelenler arasında.

İsteyerek biraz detaya girdim isimler hakkında. Çektiği uzun çilelerin ardından yurda dönebilmeye karar vermiştir şair. Hastalıkla yatakta geçen bu son aylar hem yurduna hem dostlarına kavuşmanın sevinciyle geçer. Geçmişin bir özetini yaşar onlarla. Eski günleri anar. Bir dostlar resmigeçididir yaşanan. Sinema şeridi gibi hayatı gözlerinin önünden akmaktadır. Hastalık gittikçe ağırlaşmaktadır. Fakat diyebiliriz ki: Etrafında sevenleri, mutlu ölmüştür Âkif.

#Mehmet Âkif
#Ferit Kam
#Hüseyin Kazım Kadri
3 yıl önce