|

Nurettin Durman’ın şiir dünyası

İz Yayınları arasında “60 Yılın Şiirleri” alt başlığıyla yayınlanan Şiir Kalır sonunda kitabı okuru Nurettin Durman’ın dünden bugüne şiir dünyasına davet ediyor. Durman’ın 60 yıllık birikiminden süzülen şiirler arasında daha önce hiç yayınlanmamış şiirler de yer alıyor.

04:00 - 15/08/2021 Pazar
Güncelleme: 23:16 - 14/08/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
​Nurettin Durman
​Nurettin Durman
ARİF DÜLGER

Nurettin Durman’ın kendi hayatını anlattığı ve hâtırat türünde bir kitabı, 2019 yılında, İstanbul’da Beyan Yayınları arasında yayınlanmıştı: ‘Haydi Bana Eyvallah’. Hikâye içinde hikâyeler barındıran bir kitaptı doğrusu. Birkaç ay geçmeden de, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından, anılan yılla ilgili olarak hâtırat türünde ödüle lâyık görüldü söz konusu eser. 19 yaşındaki bir şair adayının şiir yolundaki hâli pür melâli resmedilir her satırı hicran, hüzün, yokluk ve fakat sevgi dolu, bir nevi şâirin hayat hikâyesi olan kitapta. Dostluk, sevgi, vefâ, kadirşinaslık ve yer yer de sitem barındırıyor eser. Yakın dönem edebiyat tarihimiz açısından da, içerdiği mâlumatlar itibariyle de önemli bir kitap olduğu belirtilmelidir.

60 YILIN ŞİİRLERİ


Söz konusu kitapta yer alan ve âşina olduğumuz yokluk ve sıkıntılarla dolu, sabır yüklü, gariban; umut, sevinç ve hüzünleri mündemiç olan şâirin hayatı, melûl ve mahzun bir öksüzlük; eli öpülesi mübârek bir çabanın, ısrarcı bir gayretin samimi izdüşümü olup, elbette ki her türlü takdirin, övgünün ötesindedir. Kezâ, bu husus tarafıma birçok mahfilde, samimi olarak ifade edilmiştir. Nurettin Durman, mezkûr eserinde “Bu iş buraya kadarmış meğer diyorum; öyleyse haydi bana eyvallah..” dese de siz bakmayın ona. Allah ömür verdiği sürece, gönül dükkânı hep açık olacak şâirimizin geçtiğimiz günlerde İz Yayıncılık tarafından, ’60 Yılın Şiirleri’ alt başlığı ile hayat imbiğinden gönlünce süzülmüş şiirleri bir seçki olarak yayımlandı: ‘Şiir Kalır Sonunda’. Yayınevi, ‘Nurettin Durman’ın altmış yıllık eleğinden süzülenler, Şiir Kalır Sonunda ismiyle tek bir kitapta toplandı’ diyor sunuş metninde. İlaveten: ‘Şâirin mısraları, yaşamın somut mülkünü, ruhumuzu güzelleştirebilecek ne varsa ona dönüştürüyor. Edebiyat dünyamızın en özel isimlerinden Durman’ın bu kitabı, onun daha önce hiç yayınlanmamış şiirlerini de ihtiva ediyor. Şiir sevenler için bir Nurettin Durman seçkisi!’ olarak nitelendiriyor eseri.

Edebiyat profesörü ve araştırmacısı Ali Nihat Tarlan, ‘Edebiyat Meseleleri’ adlı eserinde “..şiir bir fikrin, bir kanının ifadesi değildir. Bir şarkıdır o, kanayan bir yaradan yükselen yahut gülen bir ağızdan çıkan”dır der. Şiir çünkü ona göre, “..kâlbi büyüleyen hikmettir. Hikmet ise akılda terennüm edilen şiirdir”. İşte, İslâmcı kesimin âbisi Nurettin Durman ‘şiir kalır sonunda’ diyerek hayatının hülâsasını yapmış sağ iken. ‘Bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ’ bırakmayı şiir yoluyla seçmiş. Sessizce yaşamış, kendi kozasında dâima şiirin saf ipeğini örmeye bakmıştır. ‘Kimse bakmasın kimsenin aynasından kendine’ derken, aslında kendine özgü(n)lüğünü ifade etmektedir şâirimiz. İnsana kasvet veren ‘Şehrin Üzerindeki Bulutlar’ı kısa çığlıklar hâlinde, ‘gecesi ve gündüzü tufan’ olan bir hayata karşı, aşkla, umutla ve inatla durup, ürünlerini ‘bir faslı kibar’ şeklinde okuyucuya sunuyor. Hem de tarih sırasına göre ‘Memleket Havaları’nı ‘Hüseyni makamında’ güller gibi dererek ‘Hoşça kal Hüzünbaz Çocuk’ diyor hepimize kendi lisanınca. Ömrünün kahir ekseriyetini geçirdiği Beylerbeyi semtinde, ‘Caminin önünden Denize’ baka baka korkularından uzaklaşıp gökyüzü gibi masmavi olur acılı yüreğinden süzülen kelimeleriyle ‘Çamlıca’dan esen rüzgâr’a merhaba der: ‘Gülün dikenli tarafından tomurcuğa durduğunda aşk/Patlamaya koşsun dünya, insan insanlığın bilsin’. Seher yeli gibidir, bu ‘kendini susamış’ şâirimizin seçme şiirleri. ‘Şöyle dışarı çıksam bulut yağsa başıma/Kendim gibi bir hayret bırakarak ardımda’ diyen şâirimiz ‘kendinin yabancısı’ değildir asla. ‘Neresi Kanıyor Kâlbimizin?’ sorusuna benzer çok sorusu olur dizelerinde, ‘Varsın Ayyuka Çıksın Adımız’ özgüveniyle ve ‘Nice acı gün gördüm üzüldüm akşam oldu’ tesellisine bürünerek. Yaşamak, ‘Bir kuş olur âdeta her kanat çırpışında’ onun karşılaştığı her yokuşta: ‘Bir iştiyakla bakınca uçurumun câzibesine/Tutunca bulut gözlü meleğin rüzgârından/Bir çiçeğin bahtından sır olarak kaldığı’ neyse yüreğinde onu fısıldar ‘Sabah Serinliği’nde: Ve, elbette şâirin dediği gibi ‘Sabahı beklemek güzeldir elbet/Güzeldir sabahı beklemek..’

ŞİİR YAZMAK BİR TUTKUDUR

“..Şiir; gönülden akan ırmağın suyudur yahut duyulan sesidir” demişti şâirin yakın dostu Mustafa Özçelik, Bir Nokta Dergisi’nin Eylül 2019 tarihli sayısında. Şâirin gönül kapısından girdiğimizde gördüğümüz odur ki, kelimelerle şiire selam duran bir adam var karşımızda. ‘Hakikat ortada ne kalacak bana bundan sonrası için’ diyen, ‘Sular yürüsün diye ırmağında’ aşkın çırpınan, bütün kötülüklerin toplandığı ‘Bıçak Ağzı’nda boyuna şiir üfleyen, ‘Seslerden seslere karışarak dört bir yana’ sesini duyurmaya çalışan bir adam: ‘Haydi, sesimizi açalım bir güzellik kalsın’ bizden yarına diyen adam. Şâirin bir anlamda bir ‘Seyir Defteri’ olan bu seçkide yer alan 238 adet şiirin yazılış gerekçesini şâir kitabın başında anlatıyor bir bakıma; bu satırlar şâirin şirinin kısa bir serencâmıdır: ‘Bir Defa Yazmış Bulundum’ cümlesi elbette bir pişmanlık ifadesi değildir. Zira, ‘Yazmamak yaşamamak gibi gelir’ kendisine. Usta öykücü Sait Faik’in bir yazısında tıpkı, ‘yazmasaydım delirecektim’ dediği gibi. Şiir yazmak, öylesine büyük bir tutkudur ki şâirimiz için, bir ömre bedel. İşte böyle bir ömrün özeti: ‘Şiir Kalır Sonunda’.

Bu şiirlerin izleğini, sanatsal gücünü, edebiyat akımları içindeki yerini, şâirin genç kuşaklar üzerindeki etkilerini, şiirlerin 60 yıllık evrede geçirdiği değişim ve aşamalarını, kitapta yer alan şiirlerin öz ve biçim bakımından değerlendirmelerini yapmak, şiirleri tahlil etmek, estetik boyutunu tartışmak bu yazının konusu değil. Bu benim işim de değil. Eleştirmenlerin, edebiyat tarihçilerinin işine karışmak istemem doğrusu. Ali Nihat Tarlan, yukarda andığım eserinde “..Sanatın bir hududu yoktur. Evet, fakat bir hududu vardır: anlaşılmak” diyor. Katılmamak mümkün mü? Ben, âcizâne şâirimizi ve şiirlerini anlamaya, hissetmeye çalıştım. Evet, bir başka yazar ve şâir Ümit Aktaş’ın dizeleriyle yazımızı sonlandıralım. ‘sığınsa aşka yatışmaz yürek/sığmaz düşse yollara..’ Ne yaparsak yapalım, iyilik ve güzellikler ile ‘Şiir Kalır Sonunda’.

Hâlen çeşitli edebiyat dergilerinde şiirlerini yayınlamaya devam eden şâirimize sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum. Bize, daha nice güzel şiirler bırakması için.

#Şiir
#Nurettin Durman
#İz Yayıncılık
3 yıl önce