|

Nâzım H. Polat Hoca için bir armağan

Tanzimat sonrası Türk edebiyatı sahasında kırk yıla yakın eserler veren, talebe yetiştiren Nâzım H. Polat’ın emekliliği hatırasına bir kitap yayımlandı. Bin sayfayı aşan hacmiyle “Prof. Dr. Nâzım H. Polat’a Armağan”, hocanın mirasını yakından tanımak isteyen genç kuşaklara bir kılavuz değerinde.

Yakup Öztürk
00:00 - 16/07/2022 Cumartesi
Güncelleme: 16:28 - 16/07/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Nâzım H. Polat, Tanzimat sonrası Türk edebiyatı sahasında akademik çalışmalarını yoğunlaştırsa da o, kültüre dair her türden merakını diri tutan bir isimdir. Türklerde çiçek ve ziraat kültürü ya da yakın dönem Türk siyasî hayatı gibi farklı başlıklarda eserler ortaya koymuştur. Bu çalışmalarla kendine mahsus bir havza yaratabilmiş, sahasının eksiklerinin süreli yayınlar başta olmak üzere bakir mesele ve şahıslara yönelmekle tamamlanabileceğini göstermiştir. Bu uğurda çoğu biyografik olan eserler kaleme almış, Ömer Seyfettin, Tevfik Fikret gibi isimlerin bütün eserlerini bir araya getirmiştir. Polat’ı, akademik yolcuğunda başkalaştıran süreli yayınlara verdiği önemdir. Bu, harcıâlem bir cümle olarak edebiyat tarihi çalışan herkesin dile getirdiği bir önemin ötesindedir. Bizzat kendi çalışmalarında, koleksiyonların verimi pek çok yeni bilgi ortaya çıkardığı gibi danışman sıfatıyla talebe yetiştirirken hazırlattığı tezlerde de camiaya rehberlik etmiştir. Polat’ın 1970’lerin ortasında Atatürk Üniversitesi’nde başlayan Türkoloji yolcuğu bu yılın şubat ayında yaş haddinden emekli olması vesilesiyle yeni bir merhaleye geçmiştir. Vefakâr talebeleri Tayfun Haykır, Dinçer Apaydın ve Merve Akbaş’ın editörlüğünde hazırlanan Prof. Dr. Nâzım H. Polat’a Armağan kitabı bir hocanın yaklaşık elli yıllık ilmine, hizmetine tanık olmak bakımından hususi bir ilgiyi hak ediyor.

ORHAN OKAY’IN HALEFİ

Armağan kitaplara dair dikkatim üniversite yıllarımda, Dergâh Yayınları’nın M. Orhan Okay adına hazırladığı eserle başlamıştı. İlme duyulan hürmet, kadirşinaslıkla buluşunca bencileyin elinde bir tek hevesi olanlara bu türden kitaplar heyecan veriyordu. Adına armağan hazırlanacak ilim sahibinin eşiği bende Orhan Okay’la başlar. Hâl böyle olunca son yıllarda yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediğimiz, evine kitap girdiğinden şüphe ettiğimiz kişiler için armağanlar hazırlandığını duymak derin bir şaşkınlık yaratıyor. Orhan Okay’ı bu yazıda hatırlamamın bir başka sebebi daha var. Nâzım H. Polat, Orhan Hoca’nın haleflerindendir. Doktorasını Okay nezaretinde tamamlamıştır. Kendisine hem akademik disiplinle hem de manen bağlıdır. Armağan kitap terbiyemin Okay’la başlaması ve ilk defa bir armağan kitaba yaptığım katkıya Polat Hoca’nın emekliliğinin vesile olması benim için önemlidir.

Prof. Dr. Nâzım H. Polat’a Armağan kitabında yer alan “Mensiyât Fermanlarını Hükümsüz Kılan Biyografiler Nâzım H. Polat’ın Biyograficiliği Üzerine” başlıklı yazımdan bilhassa bahsetmek istiyorum. Bu yazı, Polat’ın biyografik eserlerini akademik bir nazarla anlamlandırma çabası taşıyordu. Armağan kitap içerisinde hocanın çalışmalarına bu derece yönelen tek yazının bu olması ve Polat’ın hak etmediğim bir teveccühle yazdıklarıma iltifatta bulunması benim için gurur vesilesidir. Orada, on beş sayfada, biyografi yazmaya niyet edenlere Polat’ın kitap ve makale hacmindeki eserleri üzerinden bir harita çıkarmıştım.

BİYOGRAFİCİLİKTE TEMEL DİKKATLER

Nâzım H. Polat’ın akademik çalışmalarını, edebiyat tarihinde meçhul ya da muğlak kalmış meselelerin halli ile daha önce hakkında biyografik türde eser verilmemiş sanatçılar oluşturur. Ona bu yolculukta süreli yayınlar ve meselenin cereyan ettiği, şahsın yaşadığı devirde kaleme alınan birincil kaynaklar eşlik eder. Bunların yanında arşiv belgeleri, şahıs ve aile koleksiyonları, bizzat yapılan derlemeler de devreye girer. Polat, biyografi yazarlığında şüphe duygusunu bir an bile terk etmez. Bu sebeple olsa gerek ikincil kaynaklara nadiren başvurur. Türk edebiyatında ortaya konulan iddia ve fikirlerin yeni çalışmalarla tekzip edilmesi, edilebilir olması, malzemesine titizlenen Polat gibi akademisyenlerin şüphe temelli sorular üretmelerini gerekli kılar. Şahıs ve meselelerin konumlandırılması da ayrı bir önemdedir. Polat, her neye yönelmişse öncelikle onun hangi muhit ve tarihte yeşerdiğini tespit eder. İlk biyografi çalışması Şahabeddin Süleyman’da Servet-i Fünûn dergisi kapandıktan sonra İstanbul’daki fikir ve edebiyat faaliyetlerinin İzmir ve Selanik’e dağıldığı vurgusu bunu gösterir. Tarih düşürme geleneğini, edebiyat tarihçiliğinin olmazsa olmazı tarih tespitlerinde ayrıntılı bir biçimde kullanması, sanatçının kendi eserinin biyografik malzemeye dönüşmesi tartışmasını bir yana bırakarak her mısra ve cümleyi maddî bir gerçeklik olarak görmesi, hayat ve eseri bir arada değerlendirmesi de Polat’ın biyograficiliğinde öne çıkar.

Geçmiş zamanlarda bir kültür adamının hayattayken hürmet, sitayiş, takdirle hatırlanması için jübile adı altında toplantılar tertip edilirmiş. 10 Haziran 2022’de Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Gazi Mahallesi Yerleşkesi Mavi Salon’da, Nâzım H. Polat’ın emekliliği ve armağan kitabın hazırlanması vesilesiyle bir araya geldiğimizde o meşhur jübilelerden birini yaşıyorum hissine kapılmıştım. Muhterem ailesi, dostları, talebeleri, bizim gibi kitaplarından istifade etmiş okurları oradaydılar. Tören sonrası yerleşke içerisinde büyük bir kalabalık yemekte de bir araya geldi. O aziz günün hatırasına hocaya sağlık ve afiyet diliyorum.

#Nâzım H. Polat
#Tanzimat
#Türk edebiyatı
#Ömer Seyfettin
#Tevfik Fikret
#Tayfun Haykır
#Dinçer Apaydın
#Merve Akbaş
2 yıl önce