|

Öğretirken çalmayı unuttum

Türkiye’de klasik gitar denince akla ilk gelen isimlerden Raffi Arslanyan hocaların da hocası olarak biliniyor. Bugün hem akademik çevrede hocalık hem de pop gitaristliği yapan isimlere o ders verdi. Son beş yıldır kendisi için gitar çalışan Arslanyan, klasik gitarı fakirin piyanosu olarak tanımlıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 28/01/2018 Pazar
Güncelleme: 06:13 - 28/01/2018 Pazar
Yeni Şafak
Kırk yılda binin üzerinde gitarist yetiştiren Raffi Arslanyan, insanlara gitar öğretmekten çalmayı unuttuğunu söylüyor. A
Kırk yılda binin üzerinde gitarist yetiştiren Raffi Arslanyan, insanlara gitar öğretmekten çalmayı unuttuğunu söylüyor. A

Klasik gitarda hocaların hocası olarak bilinen 73 yaşındaki Raffi Arslanyan’ın evine konuk olduk. Bugün pop müzik dünyasının önemli gitaristlerden Erdem Sökmen, Erdinç Şenyaylar, Celil Refik Kaya gibi isimlere gitar hocalığı yapan Arslanyan ile klasik gitarın ülkemize gelişi, gelişimi ve bugünün müziğini konuştuk. Klasik gitarı fakirin piyanosu olarak tanımlayan Arslanyan, ders vermeyi bırakmış, yaklaşık beş yıldır sadece kendisi için gitar çalışıyor. Yeni kayıt cihazları da aldığını söyleyen Arslanyan, yakında Youtube’a kayıtlarını yükleyeceğini müjdesini veriyor.

* Hikayenin en başına gitmek ister misiniz? Gitara nasıl başladınız?

13 yaşında gelene kadar ağız mızıkası çaldım. Kulaktan dolma bilgilerle. Okulda müsamerelerde çaldım. 13’e geldiğim zaman da İstanbul’da dünyanın en iyi hocalarından biri olan Andrea Paleologos ile tanışma fırsatı buldum. Müthiş bir hocaydı. Kendisinden aşağı yukarı 6-5 sene ders aldım.


ASKERLİĞİMİ ORDUEVİNDE YAPTIM
* Nasıl bir öğrenciydiniz?

İlk başta tembel bir öğrenciydim. Az çalışıyordum. O yıllarda hocam birkaç kez kulağımı çekti. Tam ben gitarı bırakacakken iki tane konser davetiyesi verdi. O konserlere gittikten sonra derslere tekrar başladım. Gitarı bırakmadım.

* Sonra...

Sonra askere gittim. İki yıl askerliğim sürdü.

* Askerliğinizi ne olarak yaptınız?

Kayseri orduevindeydim. Çok rahat askerlik yaptım. Orduevindeki komutanların çocuklarına gitar dersleri veriyordum. Askeri gazinolarda konserler veriyordum.

* Askerden sonra?

Askerliğim de bittikten sonra 1967’de Galata Kulesi’nde bir sene boyunca her gece çaldım. Türkiye’de klasik gitarı insanlar ilk defa orada görmeye başladılar. Kule dışında da konserler verdim. Bir sene sonra da Tarabya Oteli’nde kısa bir süre çaldım.

HİPPİLERDEN ALIRDIK
* Hangi eserleri çalardınız?

Gitar ve piyano için yazılmış klasik besteleri çalardım. Isaac Albeniz, Enrique Granados’un besteleri vardı. O zamanlar pek fazla gitar bestecileri yoktu. Piyano bestelerinin gitar için düzenlemelerini çalardım. Çaldığım eserlerin hepsi klasik gitar literatüründe olan eserler. Ben hayatımda hiç pop çalmadım. Askerde çaldım öylesine.

* Klasik gitarı Türkiye’ye siz mi getirdiniz?

Evet. Gitar fakirin piyanosudur. Şimdi piyanonun evvela maddi bir külfeti var. Ondan sonra evinizde yer var mı? O da başka bir problem. Taşıması ayrı sorun. Bugün dünya standartlarında gitarlar 100 liradan başlıyor. Alacak olanlar çok da ucuza kaçmasın ama. Askerden döndüğüm zaman Türkiye’de klasik gitar hiç yoktu. Ben çok zorluklarla öğrencilerim için gitar tedarik ediyordum.

* Nasıl?

Sultanahmet’teki otellerde o zaman hippiler kalırdı. Paraları bitince gitarlarını satarlardı. Biz de o otellere gidip oradan satın alırdık. 70’li yıllarda ilk klasik gitarlar benim zorumla İstanbul’a geldi ve hemen hepsi satıldı.


DEKLARE YÖNTEMİ GİTAR
* Yurt dışından nasıl getiriyordunuz gitarları?

1970’e kadar gitar sadece deklare dediğimiz bir yöntemle getiriliyordu. Yurt dışından bir gitar getireceğiniz zaman buradan çok basit, kötü bir gitar gümrükten çıkarmanız gerekiyordu. Ancak bu şekilde bir gitarı Türkiye’ye getirebiliyordunuz. Bu da gümrük memurunun insafına kalmıştı. İcabında gitarı açıp sizden çalmanızı bile isteyebilirdi.

* Siz ilk gitarınıza nasıl sahip oldunuz?

Öğrencilik yıllarımda tesadüfen bir klasik gitara sahip olmuştum. Çok sevdiğim, rahmetli kadim dostum Misak Toros isminde bir arkadaşım vardı. O gitarını bana satmıştı. Yıllar sonra daha iyi bir gitarım oldu. Misak Toros sayesinde hocamı tanıdım. Onun sayesinde gitara başladım, öğrendim diyebilirim.

* Uzun yıllar gitar dersleri verdiniz. Kimler geçti sizin tedrisatınızdan?

O konuda bazı isimler vermek istiyorum ama unuttuğum kişiler olabiliyor. Şimdiden beni bağışlasınlar. Şu anda mesela Türkiye’nin en önemli pop gitaristleri Erdem Sökmen, Erdinç Şenyaylar benim öğrencim. Teksas’ta yaşayan Celil Refik Kaya çok başarılı öğrencilerimden biri. Öğrencilerim içinde tembel, yeteneği az olanları ben bıraktım. İlerleyemeyeck insanlara ders vermedim. Bu işi de hiç para için yapmadım.

Kırk sene boyu sadece ders verdim
* Konserleri neden bırtaktınız?

Aşağı yukarı kırk sene gibi bir zamanda ders verdim. Bazen öğle yemeği yemeye vaktim olmazdı. Kendim için beş dakika dahi gitar çalışamadım. Birçok öğrencim benim iyi gitar çaldığımı bile duymamıştır. Fakat beş sene önce elime gitar alayım, çalayım dedim ve elime alınca hüngür hüngür ağladım.

* Neden?

Çünkü çok kötü çaldım. Dedim bu iş böyle olmayacak, ertesi gün masaya oturdum, kendime ödevler yazdım. O gün bugündür tam beş sene oldu her gün iki- iki buçuk saat oturup kendim için gitar çalışıyorum. Enstrüman çalmak çok güzel bir şey. Ders verdiğimden dolayı ben bunun zevkini unutmuşum.

* Repertuvarınızda neler var?

Benim repertuvarımda çok değişik eserler var. 60 küsur tane çaldığım eser var. Büyük kısmı oldukça zor ve güçlü parçalar. Gitaristlere önerim repertuvarlarını haftanın yedi gününe yaysınlar. Haftanın beş günü zor eserleri diğer iki günü kolayları çalsınlar. Ben öyle yapıyorum. O iki gün dinlenme gibi oluyor.


Youtube’a kayıtlar bırakacağım
Bu süreçte hiç albüm yapmadınız. Bir kaydınız yok. Düşünmüyor musunuz bir kayıt bırakmak?

Ben biraz mükemmeliyetçi bir insanım. Bende ya hep ya hiç var. Bugüne kadar bir tek kaydım bu yüzden yok. Ancak bugünlerde kaydetmeye başlayacağım. Bir tane Zoom marka kayıt cihazı aldım. Aileme hatıram kalsın, genç arkadaşlar dinlesin diye Youtube’a kayıtlar bırakacağım. Ama yavaş yavaş. Acele etmiyorum.

* Kaç tane gitarınız var?

Üç tane gitarım var. Büyükada’da yazlık bir evim var, biri orada. Bazen düet yapmak icap eder diye ikisi bu evde. Benim maalesef çok değerli gitarım olmadı.

* İstediniz de mi olmadı?

Aslında çok da gerek duymadım. Yıllarca kendim için gitar çalışmadığımdan böyle çok pahalı gitar arzusunda omadım. Ama beş senedir çalıştığım için daha iyi bir gitarım olsun istiyorum.

* En değerli gitarınız hangisi?

Bundan elli yıl önce ders verdğim Murat Artunkal vardı. Müthiş iyi bir gitaristi. 23 sene evvel kendini yedinci kattan atarak intihar etti. Onun 40 sene önce almış olduğu gitarı ailesi onun adını yaşatayım diye bana hediye etti. Kendi çalışmalarımı onunla yapıyorum. O gitarı da yaşatmak istiyorum böylece.

#Gitar
#Müzik
#Raffi Arslanyar
6 yıl önce