|

Öğretmenim için en güzeli!

Öğretmenimize nasıl bir hediye vereceğimizi bir türlü bulamayınca babam imdadımıza yetişti. Ali ile birlikte bir şiir yazıp besteledik. Üstelik annem ve babamın yardımıyla hediye şarkımıza klip bile çektik.

Şükran Çifci
00:00 - 28/11/2010 Pazar
Güncelleme: 21:53 - 27/11/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
Öğretmenim için en güzeli!
Öğretmenim için en güzeli!

Bu haftanın en önemli olayı Öğretmenler Günü'ydü. Önce ben başladım telaşa, çok sevdiğim öğretmenime çok farklı, çok güzel, çok değerli bir hediye vermeliydim, üstelik bu hediyenin de bana ait olmasını istiyordum. Herkese bunu sordum; ama pek de istediğim gibi cevaplar alamadım.

Ben bunları yaparken Ali de peşimde kendi öğretmeni için hediye arıyordu. Çünkü o öğretmenini benden daha çok seviyormuş, en iyi hediye onun olmalıymış. Kardeşimle ufak tefek çekişmelerle başlayan hediye bulma yarışımıza sonunda babam çözüm buldu, kendi öğretmenine hazırladığı hediyeyi bize de önerdi. Hatta albümdeki fotoğrafları görünce çok da heveslendik, bir o kadar da güldük, çünkü babam elinde mikrofonla şarkı söylerken tıpkı Ali'ye benziyordu.

'Biz öğretmenimizi çok sayardık, öğretmen kandile benzermiş, kendini tüketerek başkasına ışık olurmuş, işte bizimkisi de o türden biriydi. Ben de ona Öğretmenler Günü'nde en sevdiği türküyü söyledim. Ah ne de çok sevinmişti! '

-Baba, bize de söyle, lütfen?

Babam, gözünü kapatıp o anı yaşıyormuş gibi başladı türküyü söylemeye. Neredeyse kendini sınıfta hissettiğinden emindim. Hafif bir tebessümle türküsünü bitirince hepimiz onu alkışladık. Hatta Ali babamın omzunda alkışlıyordu:

'Bravo baba, bravoooo…', 'Yaşa sen babaaaaa…'.

İşte o an öğretmenime istediğim hediyeyi bulduğuma karar verdim. Sesim güzel olmasa da ben de öğretmenim için bir şarkı söyleyebilirdim. Üstelik sözlerini de kendim yazacaktım. Saatlerce düşündüm…Bir şeyler yazmak ve de bunu kendime beğendirmek ne kadar da zor bir işmiş, başıma ağrılar girdi. İşte bu anlarda sevgili kardeşim Ali'yle yaptığımız minik çekişmeler de hiç eksik olmadı:

-Bak şöyle giriş yapalım abla: Laaa lay la laaay, laaa lay la laaay… Öğretmenim sen benim her şeyim, öğretmenim sen benim sevdiğim, öğretmenim sen benim öğretmenim…

-Bunlar olmaz Ali ya, onları anlatabilmek için daha güzel sözler bulmalı.

-Sen de bir şeyi beğenmiyorsun abla, o zaman sen bul…

Ve sonunda oldu. En güzel kelimeleri bir araya getirmek için çok uğraştık, Ali de ben de çok yorulduk. Ama sonuç gayet güzeldi :

Öğretmen anadır, öğretmen babadır.

Öğretmen ışıktır, aydınlıktır, güneştir,

Aydınlatır, ısıtır, yaşatır.

Biraz ressamdır öğretmen, biraz doktor,

Biraz çiftçi, biraz sanatçı

Her telden çalandır kısacası.

Bir mum gibi erirken,

Amacı eğitmek, öğretmek,

İnsanlığı ile ün almış insanlar yetiştirmek.

Yenmeyi severken,

Yenilgiyi sindirebilmek,

Kardeşçe, dostça yaşamayı bilmek.

Toplumun geleceği elindedir öğretmenin.

Sıra işin en eğlenceli kısmına, bu sözleri bestelemeye geldiğinde annemle babam da bize katılmıştı. Onların da yardımıyla bestemize bir de klip çektik. Ali'nin elinde oyuncak gitarı, babamın elinde de oyuncak keman vardı. Sanki müziği biz yapmışız gibi dans ediyorduk.

Ben ve Ali de bir yandan da şarkıyı söylüyorduk. Kameraya çeken annem hepimize, özellikle babama gülmekten biraz kötü çekmiş; ama şarkı güzel olmuştu. Bu konuda gerçekten başarılı olduğumuzu öğretmenlerimin verdiği tepkilerden anladım, hepsi alkışlarla Ali'yi ve beni tebrik etti. Sonrasında da klibimizi tüm öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız izledi. Biraz utandım ama mutluydum. Sonuçta bizim eserimizdi. Bana tüm bunları yapmayı, yaratıcı düşünmeyi, yazmayı, söylemeyi, kendine güvenmeyi öğreten öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum.

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ YENİDEN KUTLU OLSUN.

Hikayede geçen şiir küçük sanatçımız Nuray (Kahveci)Zaralı'ya aittir.


Büyülü Frej Apartmanı'nın esrarı

Kitabın yazarı: Nazlı Eray

Yayınevi: Doğan Egmont Yayıncılık

Hakkında: Nazlı ile Osman'ın maceraları sürüyor. Büyülü bir şehirde, büyülü bir semtte, büyülü bir apartmanda yaşananlar, Nazlı Eray'ın usta üslubuyla sizi bambaşka dünyalara götürecek. Hayal ve gerçek bu kez de gizemli bir kurguyla birbirine karışacak. Yine başroldeki İstanbul bütün ihtişamıyla boy gösterecek.


Hediye (Güzel Davranış Hikâyeleri -10)

Kitabın yazarı: Ahmet Özdemir

Yayınevi: Muştu Yayınları

Hakkında: Yıllar önceydi… “Bir dergi çıkacak, siz de bir hikâye verir misiniz? ” dediler. Yeni dergi, yeni bir heyecan, yol arkadaşı, dost ve sırdaş demekti. İlk sayısı da çok önemliydi. Özene bezene bir hikâye yazıp -bilmem ki, istediğim gibi oldu mu- adını da “Hediye” koydum.

Geçtiğimiz aylarda aynı dergiden, “Hikâyelerinizi kitap olarak basmak istiyoruz. ” dediler… Teşbihte hata olmasın, kızı ilk defa istemeye gelinen babalar gibi hissettim kendimi. Yıl yıl büyür de, gözünüzde hep çocuktur. “Bir kitaplık oldular mı? ” dedim gayri ihtiyarî. Sonra da, “Hayırlısı olsun! ” dedim. İsmi mi? İsmi de “Hediye” olsun.


Çilli

Kitabın yazarı: Marisa Nunez

Yayınevi: Redhouse Kidz

Hakkında: Bu kitap, Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün Çocuk ve Genç Danışmanlık Merkezi psikologları tarafından çocuk ruh sağlığı açısından incelenmiş, metin ve resimlerin uygunluğu onaylanmıştır. DBE, bu kitabı 3+ çocuklar için önermektedir.


Uçuk Kaçık Mıstık

Kitabın yazarı: Marisa Nunez

Yayınevi: Redhouse Kidz

Hakkında: Bu kitap, Davranış Bilimleri Enstitüsü'nün Çocuk ve Genç Danışmanlık Merkezi Psikologları tarafından çocuk ruh sağlığı ve gelişimi açısından incelenmiş, metin ve resimlerin uygunluğu onaylanmıştır. DBE, bu kitabı beş ila on iki yaş arasındaki çocuklar için önermektedir.



13 yıl önce