|

Osmanlı Devleti'nin 4 asırlık şahidi

Yaklaşık 4 asır Osmanlı'ya ev sahipliği yapan Libya'nın başkenti Trablusgarp'taki Saray'ül-Hamra kalesi, ihmal ve ilgisizliğe rağmen eski günlerin ihtişamını yaşatıyor.

Aa
00:00 - 13/03/2013 Çarşamba
Güncelleme: 12:52 - 13/03/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Osmanlı Devleti'nin 4 asırlık şahidi
Osmanlı Devleti'nin 4 asırlık şahidi

Tarihte bir dönem Roma hamamı olarak kullanılan bin 300 metrekarelik genişliğe, 21 metre yüksekliğe sahip saray, bir dönem İspanyollar ve Malta şövalyeleri tarafından kale olarak kullanıldı. Osmanlıların hükumet konağı yaptıkları ve Saray'ül-Hamra adını verdikleri eser, İtalyan işgali döneminde müze, Kaddafi döneminde ise devrik liderin misafirhanesi ve özel dinlenme evi olarak kullanıldı.

Saray'ül-Hamra hakkında bilgi veren Libyalı tarihçi Said Hamid, kale hakkında şunları söyledi:

'Akdenize nazır kale, stratejik konumu sebebiyle tarih boyunca birçok devletin odak merkezi oldu. İslam fetihleri ve sonrasında Osmanlı Devleti de kaleye gereken önemi gösterdi. Kale, yeri geldi bir Roma havuzu, yeri geldi metin bir kale oldu. Osmanlı idarecileri burayı yönetim merkezi yaptı. Saray'ın hemen her köşesinde Osmanlı izleri ağır bassa da kalenin dış duvarları 1510'da başkenti işgal eden İspanyollar tarafından inşa edildi.'

Farklı kavimlere ev sahipliği yaptı

Roma dönemi kalıntıları üzerinde kurulu Trablusgarp kalesi, birbirine kemerli koridorla bağlı farklı kısımlardan oluşuyor. Sarayın içerisinde ortası taştan çeşmeler, bir kısmı Roma ve Bizans kalıntısı kemerlerle çevrili revakların ve su kuyularının bulunduğu çok sayıda avlu bulunuyor. Saray, duvarlarının rengi sebebiyle Osmanlılar tarafından Saray'ül-Hamra (Kırmızı Saray) diye isimlendirildi.

Asırlarca farklı kavim ve topluluklara ev sahipliği yapan kale, ihmal ve tahribata rağmen, barındırdığı toplumların kültürel ve tarihi özelliklerini nispeten günümüze aktarmayı başarmış. Avlu duvarlarının Türk çini sanatının güzel örnekleriyle süslendiği mekanın bakımsızlığı ise gözlerden kaçmıyor.

Kanuni'den imdat istediler

Kalenin Osmanlı hakimiyetine geçişi hakkında kaynaklarda şu bilgiler yer alıyor:

İspanyollar ve Malta şövalyelerinin zulmünden bıkan yerli halk, devrin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'dan imdat ister. Kanuni Sultan Süleyman, karadan Hadım Murad Ağa'yı denizden ise ünlü Türk denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa'nın talebesi Turgut Reisi gönderir. Kalenin 1551 tarihinde Trablusgarp fatihi Turgut Reis tarafından fethiyle Libya'da yaklaşık 4 asır sürecek Osmanlı egemenliği başlar.

Hadım Murat Ağa, kaledeki kiliseyi mescide çevirdi. Karamanlı hanedanı zamanında ise kale içine idari binanın yanı sıra misafirhane, harem, darphane, şifahane gibi çeşitli eklemeler yapıldı.

Turgut Reis döneminde tamirden geçen kale, 19. yüzyılda Vali Aşkar Ali Paşa ve Ahmet İzzet Paşa döneminde de ciddi onarımlardan geçti.

Sarayın içinde olduğu kadar çevresinde de imar ve iskan faaliyetlerinde bulunan Osmanlılar, mescid, hamam ve çarşıların da bulunduğu çok sayıda külliyeyi Libya halkının hizmetine sundu.

Suk et-Türk adıyla biliniyor

Şehitler Meydanına komşu Saray'ın hemen yanı başında yeşil minareli caminin de içinde bulunduğu külliye(1736-1738) Libya'daki Karamanlı hanedanının kurucusu Ahmed Bey'in imzasını taşıyor. Eski şehrin girişindeki çarşı halen Suk et-Türk (Türk çarşısı) adıyla biliniyor.

Saray çevresindeki Eski Şehir olarak adlandırılan bölgede Turgut Reis külliyesi (1551), Mehmet Paşa Camii (1698-1699), Gürcü Mustafa Bey Camii(1833) ve 1866'da Namık Paşa'nın yaptırdığı tarihi saat kulesi görülmeye değer başlıca mekanlar arasında yer alıyor.

Kalenin zemin katında zindanların yer aldığı sarayın en üst katında ise deniz manzaralı atıl vaziyette bir teras göze çarpıyor. Trablus'a panoramik bir bakış yapılabilen bu bölümünde, Osmanlı'dan kalma top ve bazı savaş malzemeleri ile 16 Şubat 1804'te Yusuf Paşa zamanında Amerika ile yapılan deniz savaşında batırılan Philadelphia Fırkateyni'nin direk kısmı sergileniyor.

11 yıl önce