|

Oyuncaklarımdan daha eski dostum yok

Yirmi yıldır oyuncak toplayan Ulaş Şentürk’ün 500’den fazla figürü var. Gittiği ülkelerde de oyuncaklarını yanından ayırmayan koleksiyoner, çektiği fotoğraflarla sosyal medyada büyük ilgi gördü. Şentürk, “Oyuncaklarımdan daha eski dostum yok” diyor

Yeni Şafak ve
04:00 - 2/04/2017 Pazar
Güncelleme: 08:54 - 2/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
Ulaş Şentürk
Ulaş Şentürk

Oyuncaklar hayal gücünün gıdasıdır. Ulaş Şentürk içinse oyuncakları, sıkı birer dost. Çocukluğunda astım başlangıcı olan Şentürk, bünyesi zayıf olduğu için genelde evde oturmuş. Sıkılmaması için ona alınan oyuncaklar bir koleksiyonerin doğmasını sağlamış. 20 yıldır oyuncak toplayan Şentürk, özellikle Toy Story, Tenten ve Simpsons figürlerini biriktiriyor. 500’den fazla oyuncak için evinin bir odasını tahsis etmiş ve temizliklerini de kendisi yapıyor. Gün içinde oyuncak dolu çantasıyla gezen koleksiyoner, gittiği ülkelerde de onları yanından ayırmamış. Çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşmış ve özellikle yabancılardan çok olumlu geri dönüşler almış. Şentürk ile topladığı oyuncakların hikayesini konuştuk.

Oyuncak toplamaya ne zaman başladınız?

İlkokuldan beri sakladığım oyuncaklar var. Hatta teyzemden kalan legolarım var. Bilinçli bir şekilde ise 1996 yılından beri oyuncak ve figür topluyorum. 500’ün üzerinde ürün var diyebilirim. Yarıya yakını kutuda, açılmamış halde duruyor. Oyuncakları yan yana dizdiğimde siz bir iki tane figür görüyorsunuz ama kendi aralarında sokağa çıkmışlar diye düşünüyorum. Bazılarıyla ortak özelliğim var, bazılarıyla hatıralarım var. 20 senelik oyuncaklarımla arkadaş gibiyim. Oyuncaklarımdan daha eski dostum yok.

Eşinizden nasıl tepki aldınız?

Bekarken tek oda evim vardı ve her yer oyuncaktı. Evlendikten sonra mecburen 3+1 eve çıktık ve bir odayı özel olarak oyuncaklara ayırdık. Oranın temizliği ve bakımı bana ait. Odayı da oyuncaklara uygun dizayn ettik. Dükkânlarda olduğu gibi telli raflar, camekanlı bölmeler var. Eşim de sağolsun anlayışlıdır, çabuk adapte oldu. Zaten bakımlarını ben yapıyorum. Tozlanan varsa ılık su, ince uçlu diş fırçasıyla temizliyorum. Her gün 20 dakika havalandırıyorum, perde hep kapalı oluyor. Yazın da hava filtresi kullanıyorum.


Omzuma alıp Avrupa’yı dolaştım
Çocuklukta oyunlarla aranız nasıldı?

Çocukken astım başlangıcım vardı. Kabakulak, kızamık gibi ne kadar hastalık varsa geçirdim. Bünyem zayıf olduğu için ailem beni sokağa çıkartmazdı. Oyalanmam için bol bol oyuncak alırlardı.

Aldığınız ilk hediye oyuncak neydi?

Babamın aldığı savaş topu figürü vardı.

Koleksiyon ve fotoğraflama hikayesi nasıl başladı?

Spawn karakteri ilgimi çekti. Çizgi romandan uyarlanan oyuncakları kapalı kutu olarak toplamaya başladım. Örümcek Adam, Wolverine gibi Marvel karakterleriyle de devamı geldi. Önce fotoğraflamadım, sonra fotoğrafladım fakat paylaşmadım. Koleksiyoner arkadaşlar aramızda kimde ne var diye ziyaretler yapıp fotoğraf gönderirdik. Sonra bu işi yapan profesyonel oyuncak fotoğrafçıları olduğunu öğrendim. Ben de son 3 yıldır figürlerin fotoğraflarını çekip paylaşmaya başladım.

Hareketli ve pozlanabilir figürler topluyorum. Örneğin Ashley Wood adlı bir grafiker var. Onun çizdiği figürler 40 dolardan satışa çıktı ve şu an 120 dolar.

Hep yanınızdalar galiba? Size hangi karakterler eşlik ediyor?

Evet, gündelik hayatta sürekli yanımdalar. İşe giderken, parkta gezerken, tatile

çıkarken... Star Wars, Lego gibi özel bir alanda koleksiyon yapmıyorum. Toy Story karakteri olan Şerif Woody ile vakit geçiriyorum daha çok. Ayrıca yerli ve yabancıların ilgi gösterdiği Tenten var. bir de Simpson ailesinden ilginç figürleri topluyorum. Hatta Homer Simpson’un legosuna kendi büstümün 3D çıktısını taktım. Onu kendime benzetiyorum.


Oyuncaklarınızla nereleri gezdiniz?

Belçika, Fransa, Hollanda, Almanya, İspanya, Yunanistan, İtalya, Portekiz, Romanya, Rusya gibi Avrupa’nın çoğu yerini gezdik. “Gezen Oyuncaklar” projemiz vardı. Sonra yurt içinde de gittiğim yerlerde fotoğraflamaya başladım.

Koleksiyonu nasıl değerlendirmek istiyorsunuz?

Tabii öncelikle figürleri sergilemek isterim. Bir kafedeki camekanlarda Zihni Sinir’in dükkanı gibi olabilir. Çektiğim fotoğraflardan bir fotoroman serisi yapmak aklımıza geldi. Kedimle fotoğraflayıp bir konsept oluşturdum. Bir de slow motion tekniğiyle birkaç video çekmek istiyorum.

Aradığımı bit pazarında buluyorum
Figürleri nasıl temin ediyorsunuz?

Genelde internetten alıyorum. Yurt dışına çıktığımda da belli başlı dükkânlar var. İstanbul’da ise bit pazarlarını ve bazı mezatları geziyorum, aradığım parçalar çıkıyor. Aslında nerede ne bulacağınız belli olmuyor. Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra aksesuar bulmak için de bakınmaya başladım. Kızak, çanta gibi uygun el işi, ahşap ürünler alıp figürlere ekleyerek fotoğraflar çekiyorum. Bir de arkadaşlar sağolsun, doğum günümde birkaç kişi birleşip kıymetli bir figür alırlar.

Enteresan bir hikayeniz var mı?

Bir hüzün hikayesi var... Woody’nin bir atı vardır. Onu Belçika Brüj’deki bit pazarında çok uzaktan görüp tanıdım ve hızla ilerledim. Tam yanaştım fiyatını soracaktım ki bir çocuk oyuncağı kaptı, babası parasını ödedi ve gittiler. Her şey birkaç saniyede oldu. Yıllar sonra Havaalanındaki oyuncakçıdan bulmuştum.

#Oyuncak
#Koleksiyon
7 yıl önce