|

Resmi yazışmalara kafa tutuyor

Beş yıl bilgisayar mühendisi olarak çalıştığı kurumda mutlu olamayan ve ikinci üniversite olarak tasarım bölümü okumaya karar veren Zeynep Nal Sezer, kurduğu atölyede farklı çalışmalara imza atıyor. Bürokrasiyi ve kapitalizmi eleştirmek için eski bir daktiloyu bilgisayara bağlayarak "Huysuz Arzuhalci" adlı çalışmasını oluşturan Sezer "Masaya sabitlediğim daktilonun yanında bir sensör var. Daktilo, bu sensöre eline koyan kimsenin ruh haline göre eğlenceli dilekçeler yazıyor" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 14/08/2016 Pazar
Güncelleme: 19:33 - 13/08/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu olan Zeynep Nal Sezer, hayallerini bu bölümde gerçekleştiremeyince ikinci bir üniversite okumaya karar vermiş. Beş yıl kadar sektörde çalışan ve tasarımcılık yapmak için Görsel İletişim Tasarımı bölümünü okuyan Sezer, geçtiğimiz günlerde farklı bir çalışmaya imza attı. Sezer, eskiden devlet dairelerinin köşebaşlarında halkın mektup, dilekçe yazma işlerini yapan kişi olarak bilinen arzuhalcilik mesleğinden esinlenerek "Huysuz Arzuhalci" adıyla eski bir daktiloya işlev kazandırdı. Mühendislik alanında çalıştığı sırada sektörün bireylerin hayallerini ve umutlarını önemsemediğini gözlemleyen Sezer, Huysuz Arzuhalci'nin sisteme karşı gündelik dertlerle ilgilenen ve esprili dilekçeler yazan daktilo olarak tanımlıyor ve ekliyor: "Daktiloyu konumlandırdığım masada bir sensör var. Bu sensör elimizdeki iletkenlik seviyesinden stresimizi ölçüyor. Bu da benim daktiloya bağladığım bilgisayar sisteminde bir değer çıkarıyor. Şikayet tabanlı 15 adet kurum oluşturdum. Daktilo, ruh halimize göre sistemdeki bu kurumlardan birine komik ve eğlenceli dilekçeler yazıyor. Bunu deneyimleyenler oldukça zevk alıyor" şeklinde konuşuyor.



İPLERLE KONTROL EDİLEN BİR SİSTEM


Zeynep Nal Sezer, daktiloyu meydana getirmek için epey çaba sarf etmiş. İşe ilk olarak bir veri tabanı oluşturarak başlayan Sezer, daktilonun bağlı olduğu bu veritabanında özne,sıfat ve zarflardan oluşan cümleler meydana getirmiş. Şikayet ve talepten oluşan bu cümleler, sensöre eline koyan herkes için farklı birer dilekçe örneği yazıyor. Bu cümlelerin bazen anlamsız olduğunu dile getiren Sezer "Dilekçelerin temaları rasgele seçilen fiillerle cümle oluşturuyor ve cümlenin geri kalanı yapay zeka tarafından dolduruluyor. Sistem cümleleri kendi seçiyor. Burada araba kumanda ve motor sistemini kullandım. Bu motorların her biri birer tuşa bağlı. Bilgisayar da harfi görüyor ve örneğin A harfine atanmış motora akım veriyor ve ipi yukarı çekiyor. Hangi ipi kullanacağımı bulana kadar 10 çeşit ip kullandım. Kopmaması için değişik yöntemler buldum. Daktlionun sağa çeken motoru bozuldu. Keşfedilmesi gereken çok şey vardı. Çalışmayı iplerle kontrol edilen bir sistem haline getirmiş oldum" şeklinde konuşuyor.





TEKNOLOJİK ALETLERİ HİKAYELEŞTİRİYORUZ


Kurduğu atölyede fuarlarda kullanılabilecek teknolojik aletleri hikayeleştirdiklerini belirten Sezer, "Çocukken de küçük hikayeler yazmayı çok severdim. Bu proje daha çok yeni. Metin üretme kısmını daha çok geliştirmek istiyorum. Daha çok kelime kullanıp daktilonun anlattığı hikayelerin kurgusu daha farklı olsun diye uğraşıyorum. Bu kez dilekçe değil de farklı bir hikaye oluşturmaya odaklanabilirim" diyor. Çalışmayı yaparken Kafka'dan esinlendiğini de sözlerine ekleyen Sezer, "Kafka'da bürokrasi ve hukukla kavgalıdır. Ona göre insanlar ezilir, kaybolur ve saçma hikayelere sahiptir. Yaptığım iş bununla da bağdaşlaşmış oldu. Çalışmayı iki aylık bir sürede hazırladım. İşin fiziksel kısmı tahminlerimden çok yordı beni" ifadelerini kullanıyor.



Çocuklara da eğitim veriliyor


Atölyesinde 5-16 yaş arasındaki çocuklara programlama ve elektronik eğitimleri vererek sosyal sorumluluk çalışmalarına imza attıklarını dile getiren Sezer, "Atölyeye gelen gençler, marangozluk işleri, matkap kullanımı gibi işleri öğreniyorlar. Ayrıca elektronik aletlere kazandırdığımız farklı işlevleri de izleyip deneyimliyorlar" diyor ve ekliyor: " Ben de daktilonun düzeneğini yaparken en çok marangoz işlerinde zorlandım. Eşim ve kız kardeşimin bana çok faydası oldu. Pilot eşim beni sanayiye götürdü ve malzemeleri almama yardımcı oldu" diye konuşuyor. Son üç yıldır daktiloyla ilgili bir iş yapmak istediğini de belirten Sezer "Bu işe adeta kendimi adadım. Daha öncesinde de Avustralya'da bir iş yapmıştım. Orada da sahnedeki Japon piyanistin çaldığı notalara göre yerde ve duvarlarda şekillenen soyut görseller oluşturmuştuk. Bu tarz teknik işlerle sanatı harmanlamayı seviyorum" şeklinde konuşuyor.



Güldüren dilekçeler yazıyor


Zeynep Nal Sezer'in esprili bir şekilde kaleme aldığı dilekçe örneklerinden birkaçı şöyle:


* Milli kıskançlık bakanlığına,


Bu sabah kardeşim benimle aynı sarı tişörtü giydi. Tişörtüne uygun bir yerde çay dökülmesini rica


ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim.


* Serkeş sanayi ticaret ltd. şti. kapkaç departmanına,Kapıp kaçtığınız pembe çantamı lütfen iade ediniz.Bilgilerinize arz ederim.


* Tembel tembel yatanları su dökerek ayıltma vakfına,Maymun uyuklayıp durdu. Gelecek sene maymunun avucuna vişne suyu dökülüp uyandırılsın.





#Zeynep Nal Sezer
8 yıl önce