|

Sarayda Japon hatırası

Japonya ile ilişkilerimiz çok eskilere dayanıyor. Sultan Abdülhamid döneminde sağlamlaşan ilişkilerle Milli Saraylar koleksiyonu Japon menşeli eserlerle dolmuş. Tüm bunlar Osmanlı Saraylarında Japon Rüzgarı kitabında ele alınıyor.

Aysel Yaşa
00:00 - 12/01/2014 Pazar
Güncelleme: 14:08 - 11/01/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
Sarayda Japon hatırası
Sarayda Japon hatırası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Japonya gezisi ülke gündeminde geniş yer buldu. Yapılan görüşmeleri, anlaşmaları yakından takip ettik. Aslına bakarsanız Japonya ile ilişkilerimizin köklü bir geçmişi var. Öyle ki Milli Saraylar Koleksiyonu'nda Japonya menşe'li bir çok eser bulunuyor. Bu eserlerin envanterinin çıkarıldığı Osmanlı Sarayında Japon Rüzgarı, Japonya ile kültürel alışverişimizin bir çetelesi niteliğinde. 18. ve 19'cu asırlarda saraya giren sanat eserlerini gösteren kitabı incelediğinizde Osmanlı ve Japonya arasındaki kültürel ilişkileri de öğrenmiş oluyorsunuz. Geleneksel yapısıyla dünyanın ilgisine mazhar olan Japonya'dan neler getirilmemiş ki saray koleksiyonuna. Japonya ile ilişkiler Sultan Abdülhamid döneminde güçlenmiş. Daha sonra Japonya'dan acı bir faciayla geri dönen, Ertuğrul Fırkateyni ile pekişmiş. Japonya'dan meşhur porselenler, çay takımları, yazı masaları gibi malzemeler getirtilmiş. Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Selçuk Esenbel, Topkapı Sarayı'ndan Ömür Tufan'ın yanı sıra envanterin yeniden çıkarılmasına katkıda bulunan Yard. Doç. Dr. Miyuki Aoki Girardelli sayesinde hazırlanan kitapta, gizemli Doğu'ya beslenen hayranlık anlam kazanmış oluyor.

JAPONİZM BİZE DE SIÇRAMIŞ

Japon eserlerinin geç dönem Osmanlı saraylarında, saray mekânları içerisinde de kullanıldığını görüyoruz. Örneğin Atatürk'ün son nefesini verdiği oda, Japon üretimi metal vazolarla süslü. Bunun yanı sıra Japon menşe'li eserlerin bir dönem Yıldız Sarayı'nda aktif olarak kullanıldığı bilgisine yer veriliyor. Kitapta Japonizm kavramı üzerinde bilhassa duruluyor. İlk olarak Fransız Philippe Burty tarafından kullanılan kavram, Osmanlı'da da etkin. Abdülhamid döneminde saray, kasır ve köşklere giren Japon eserleri, Japonizm akımıyla Batı'yı etkileyen Japonya ile ilişkiler başlatma isteği olarak yorumlanıyordu. İlişkiler sıklaşınca Japon tüccar Nakamura, Beyoğlu'nda ülkesinden getirdiği eserlerin satıldığı bir mağaza açıyor. 30 Haziran 1897'de düzenlenen satış belgesine göre saraya vazo, tepsi, ipekli kumaş, yelpaze, masa, sepet, dolap, perde, kamış sandalye gibi elli kalem Japon eseri satılıyor.

En büyük ortaklık: Çay

Japonlarla belki de en büyük ortak noktamız, çay. Kitapta bu ortaklığı pekiştirici pek çok bilgi yer alıyor. T'len Yi Heng, 'Çay dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir' cümlesiyle Japonların çaya ne kadar önem verdiklerinin bir kere daha altını çiziyor. Çay içimlerini bir törene çeviren Japonlar, bunu Osmanlı döneminde sarayda da devam ettirmişler. Kayıtlara göre çay töreni ustası olan Yamada Torajiro, Sultan Abdülhamid'in huzurunda, Yıldız Sarayı'nda çay seramonisi de yapmış. 1974'te oğlu Yamada Sohen de Ertuğrul Fırkateyni faciasında ölenlerin anısına Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu'nda bir çay töreni düzenlemiş. Kitapta ayrıca, şu an Osmanlı saraylarında sergilenen Japon vazoların hikayeleri de geniş yer alıyor.

10 yıl önce